logo

‘Sen ne biçim kadınsın?’

Ordu mitinginde konuşan Başbakan Erdoğan, Gazze’ye saldırı düzenleyen İsrail’i hedef aldı. Erdoğan, “Bunların gözü o kadar dönmüş ki bir İsrail kadın milletvekili çıktı, ‘bütün Filistinli anneler ölmeli’ dedi. Sen ne biçim kadınsın?” diye tepki gösterdi. Başbakan ayrıca Gazze operasyonuna ilişkin taraflara özel temsilcisini gönderdiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet Meydanı’nda halka seslendi. Gündeminde cumhurbaşkanlığı seçimleri ve İsrail’in Gazze saldırısı vardı.

Bayrak indirme girişimlerine de değinen Başbakan Erdoğan, ”Bayrak direklerine tırmananlar vardı, şimdi direklerden iniyorlar mı? İniyorlar. Devam ederlerse, inmeye devam edecekler. Bunun bedelini ağır öderler” dedi.

İsrail’in Gazze operasyonuna tepki gösteren Erdoğan şu ifadeleri kullandı:

”Terör devleti İsrail, bir kez daha Gazze’ye saldırdı, bir kez daha masum çocukları, plajda oynayan çocukları vurdu. Masum kadınları, insanları katletmeye başladı. Bunların gözü o kadar dönmüş ki bir İsrail kadın milletvekili çıktı, ‘bütün Filistinli anneler ölmeli’ dedi. Sen ne biçim kadınsın. Kadın hakları derneklerinden ses çıkıyor mu? Çıkmadı, niye çıkmıyor, çünkü aynı zihniyetin mensupları bunlar. Bunlar analığa da karşı olanlar.

‘BU ADİLİKTİR, ALÇAKLIKTIR’
Müslüman kadının karnına ateş et, bir kurşun ile iki can diye tişört yaptırmışlar. Bunların insanlıktan nasibi yok, bu adiliktir, bu alçaklıktır, bu namussuzluktur. İnsanlık adına nefret ediyorum, lanet ediyorum.”

Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan satır başları şöyle:

‘MİLLET, ÇANKAYA’YA SAKSI SEÇMİYOR’
”Bu millet, 10 Ağustos’ta Çankaya’ya saksı seçmiyor, vazo seçmiyor kendi başkanını seçiyor. Bu devletin başı olmanın yanında başkomutan. Aynı zamanda yürütmeye istediği zaman müdahale edebilecek. Anayasanın verdiği yetkiler var bu yetkileri kullanacak. Hayatında en ufak bir mesuliyet almamış kişilerden bu ülkeye cumhurbaşkanı olur mu? Bunların hayatı monşer olarak geçmiş. Yok şunu yaptım diyor, yok bunu yaptım, yaptığın hiçbir şey yok. Sırtında yumurta küfesi taşımayanlardan bir şey olmaz. Damdan düşmedikleri sürece bunlardan bir şey olmaz. Biz damdan düştük, biz bu toprakları eşeleye eşeleye geldik. Ömrümüz 40 yıl siyasetle geçti. İşte İstanbul’a Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan sonra susuzluk kaldı mı, çöp dağları kaldı mı, hava kirliliği kaldı mı, işimiz bu. Dertliyiz dertli, millete sevdalıyız sevdalı. Bizim farkımız bu.

Koskoca MHP teşkilatı içinde cumhurbaşkanlığına aday çıkaramadılar. Çünkü bunlar talimatı seçmenlerden almaz. Bunlar talimatı teşkilattan almaz, bunlar başka odaklardan, başka çevrelerden talimat alırlar. Bunlara bir aday dayattılar, CHP MHP yönetimi boyunları büktüler, bu adayı kabul ettiler. CHP Genel Müdürü ne diyor, ‘tıpış tıpış gideceksiniz, bu adaya oy vereceksiniz.’ Kendisi yanına Bahçeli’yi alarak, tıpış tıpış gider, o adaya oy verir ama bu seçmene bu dayatmayı yapamaz, seçmen bu dayatmaya rıza göstermez.

Bakın göreceksiniz, 10 Ağustos’ta CHP ve MHP bir kez daha ağır yenilgi alacak. Bu sefer yüzsüzlük yapıp o koltuklarında oturamayacaklar. CHP’nin yönetimi ve tabanı rahatsız. MHP’nin hem yönetimi ve hem tabanı rahatsız. Bu iki genel başkan her seçimde ne yapıyor, partilerinin ilkelerini ayaklar altına alıyor, partilerinin iradesini ayaklar altına alıyor. Pensilvanya gibi ihanet şebekelerinin dizinin dibinde oturuyorlar, her türlü iftiraya yalana hakarete çanak tutuyorlar.

Her seçimde kaybediyorlar. Ben ne dedim? Geldim dedim ki 30 Mart’ta eğer AK Parti birinci parti olmazsa ben istifa edeceğim dedim. Peki Kılıçdaroğlu, birinci parti olamazsa istifa edecek mi? Bahçeli olmazsa istifa edecek mi? Kardeşlerim bunlar her zaman vagon oldular. Bunların bu ülkede iktidar olmak gibi zaten bir dertleri yok. Halk arasında güzel ifade var, ‘makaram sarı bağlar, kız oynar, gelin ağlar.’ Bunların durumu bu. Bunlara gereken dersi 10 Ağustos’ta bu defa çok farklı şekilde vereceğiz.

Pensilvanya partilerine milletim gerekeni sandıkta söyleyecektir. Şimdi bana saldırıyorlar hakaret ediyorlar. Dedim ya tek millet tek vatan tek bayrak. Bunları rahatsız ediyor.

Türk bayrağını kongresinde asamayanların bu Parlamento’da ne işi var? Bu Parlemento Türkiye Cumhuriyeti’nin Parlamentosu. Beyler rahatsız olmuşlar, sağda solda verip veriştiriyorlarmış, kesenizde ne varsa söyleyin. Bu millet hiçbir zaman sizi affetmez. Bizim millet anlayışımızı, bizim bayrak anlayışımızı, kimsin sen sorgulamaya kalkıyorsun.

Bayrak direklerine tırmananlar vardı, şimdi direklerden iniyorlar mı? İniyorlar. Devam ederlerse, inmeye devam edecekler. Bunun bedelini ağır öderler.

Terör devleti İsrail, bir kez daha Gazze’ye saldırdı, bir kez daha masum çocukları, plajda oynayan çocukları vurdu. Masum kadınları, insanları katletmeye başladı. Bunların gözü o kadar dönmüş ki bir İsrail kadın milletvekili çıktı, ‘bütün Filistinli anneler ölmeli’ dedi. Sen ne biçim kadınsın? Kadın hakları derneklerinden ses çıkıyor mu? Çıkmadı, niye çıkmıyor, çünkü aynı zihniyetin mensupları bunlar. Bunlar analığa da karşı olanlar.

Şimdi bir tişört yaptırmışlar. Üzerinde hamile çarşaflı bir Müslüman kadının resmi var. Altında ne yazıyor biliyor musunuz? ‘Bir atış iki vuruş.’ Yani Müslüman kadının karnına ateş et bir kurşunla iki can al diye tişört yaptırmışlar. Bunların insanlıktan nasibi yok. Bu adiliktir. Bu alçaklıktır bu namussuzluktur. İnsanlık adına nefret ediyorum lanet ediyorum. Bunlarda vicdan şeref izzet yok. Sabah akşam Hitler’e söverler ama şu anda barbarlıkta Hitler’i dahi geçtiler.

Amerikalıların bazıları, ‘Sayın Başbakan niye Hitler ile böyle bir benzetme yapıyor’ diyor. Size ne, size ne… Sen Amerikasın, Hitler’den sana ne, ne alakan var? Bu insanlar öldürülecek, sen koskoca Amerika adaleti arayacağın yerde, kalkacaksın hala ‘İsrail’in savunma hakkı’ var. Ne savunması, orantısız güç kullanıyor.

Ben vatandaşlarıma sesleniyorum; vatandaşımız olan, Türkiye’deki Musevilere yönelik herhangi bir tavrı ben doğru bulmuyorum. Niye? Onlar bu ülkenin vatandaşıdır, bu ülkenin vatandaşı olmaları hasebiyle onlar şu anda bizim güvencemiz altındadır. Bizim hedefimiz İsrail’in zalim yönetimidir, terör estiren yönetimidir, biz onu hedef alarak konuşmalıyız, onu hedef alarak uluslararası çalışmalarımızı yönetmeliyiz ve İsrail halkını kendi yönetimine karşı tavır almaya davet etmeliyiz.

İsrailli çocuklara ağlıyordu, İsrailli çocuklar için taziye yayınlıyordu, Mavi Marmara’nın Gazze’ye gidişini eleştiriyordu. Kim? O, Penslivanya’daki zat. Şimdi ne yapıyor? Gazzeli çocuklar için ağladığını gördünüz mü, duydunuz mu, Gazzeli çocuklar için taziye yayınladığını duydunuz mu, İsrail’i eleştirdiğini gördünüz mü? Yapamaz, ipini tutan efendisini eleştiremez.

Biz Ortadoğu’da her zaman barış istedik. İsrail zulmünün sona ermesi için mücadele ettik. Ben bu gece sahurda eve gittim. Dışişleri bakanım tüm ekiplerimiz beraber sürekli değişik ülkelerle telefon görüşmeleri yaptık. Ne gibi adımlar atabiliriz. Bugün özel temsilcimi aynı şekilde ilgili ülkelere gönderdim. Neden? Acaba biz ne yapabiliriz? Türkiye’yi bu ateşin içine atmayacak ama ateşin sönmesi için yaraların sarılması için elimizden ne geliyorsa onu yapacağız.”

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » »
Share
640 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.