Son Dakika
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık ettiği toplantıların ‘rutin’ olmayacağını söyleyen Arınç, “Cumhurbaşkanımız anayasal yetkisini ne zaman kullanmak isterse sayın Başbakanımız’la bu konuyu kararlaştırabilirler” dedi.
Bakanlar Kurulu, ilk kez Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen toplantı, saat 12.30 sıralarında başladı.
Yaklaşık 8,5 saat süren toplantı sonrası kameralar karşısına geçen Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, açıklamalarda bulundu.
Arınç’a Bakanlar Kurulu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında toplanmaya devam edip etmeyeceği soruldu.
‘Toplantıların rutin olarak tekrarlanmayacağını’ belirten Arınç, ” sayın Cumhurbaşkanımız anayasal yetkisini ne zaman kullanmak isterse sayın Başbakanımız’la bu konuyu kararlaştırabilirler” diye konuştu.
Arınç, daha önceki cumhurbaşkanlarının da anayasanın verdiği bu yetkiyi kullandığını Abdullah Gül ve Ahmet Necdet Sezer’in ise istisna olduğunu da kaydetti.
Arınç konuyla ilgili özetle şu ifadeleri kullandı:
“Cumhurbaşkanımızın başkanlık ettiği ilk Bakanlar Kurulu toplantısını yaptık. Anayasa’da Cumhurbaşkanımızın Bakanlar Kurulu’nu toplama yetkisi vardır. Sadece Abdullah Gül ve Necdet Sezer kendilerine verilen yetkiyi cumhurbaşkanlıkları süresince kullanmadı.
Toplantı öncesi Cumhurbaşkanı ile Başbakan bir görüşme gerçekleştirdi. Sayın Cumhurbaşkanımız açış konuşmasında, Sayın Başbakanımızın ve hükümetinin ve kendilerinin, sadece millete hizmet amacıyla çalıştığını, başbakanlığı döneminde de cumhurbaşkanlığı döneminde de başka bir gayesinin bulunmadığını, millete hizmet yolunda çalışmak için de cumhurbaşkanlığının görev ve yetkilerinin olabildiğince daha çok koşarak, çalışarak, hükümet ile uyum içerisinde bir gayret göstererek gerçekleştirilebileceğini söyledi. Hükümetle uyumu bozmaya çalışan veya cumhurbaşkanı ve hükümet arasında bir çekişme varmış gibi gösterenlerin yanlış iş yaptığını söyledi.
Müteakip Bakanlar Kurulu toplantımız 26’sında, her pazartesi yaptığımız gibi Başbakanlık’ta yapılacak. Bu tür toplantıları periyodik olarak yapılması gündeme gelmemiştir.
Cumhurbaşkanımız tekrar başkanlık yapmak isteğini ileri sürerse sayın Başbakanımız’la konuşarak karar vereceklerdir. Ama rutin olarak bu toplantılar tekrarlanmayacak. Ne ayda 1 ne 2 ayda bir. Bu toplantı 19 Ocak’ta Başbakanımız’la açıklandığı gibi yapılmışsa, sayın Cumhurbaşkanımız anayasal yetkisini ne zaman kullanmak isterse sayın Başbakanımız’la bu konuyu kararlaştırabilirler.
CHP’nin bütün sözcüleri başkanlık sisteminden bahsediyor. Parti sözcülerin ağzı pek çok şeye müsait, sayın Başbakanımızı hedefe koyuyorlar. Bugün Cumhurbaşkanımız halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri 1982 Anayasası’ndaki gibidir. Bu bir çelişki midir? 2007 yılında Sayın Abdullah Gül, Melis’te seçilmiş olsaydı, 267’nin arkasına sığınanlar insafa gelmiş olsaydı, anayasa değişikliği yapılmayacak cumhurbaşkanı Meclis tarafından seçilmeye devam edilecekti.
Meclis’i kilitleyip de halkın seçmesine yol açanların şimdi bundan şikayet etmeye hakkı yoktur. Cumhurbaşkanını halk seçmiştir ancak yetkileri anayasada belirtilen yetkilerdir. Yeni anayasanın yapılması gündeme geldiğinde halk buna evet derse söylenenlerin hepsi bu yeni anayasadan sonra mümkün olacaktır.
En doğrusunu Bahçeli yaptı, ‘Erdoğan’ın başkanlık etmesi anayasada vardır, bu yetkiye hiçbir şey söyleyemeyiz’ dedi. Herkes kendi yetki ve sorumluluğu çerçevesinde hareket ediyor. Biz bu toplantıyı ilk defa yapıyor olsaydık 20 tane sual sormanız lazımdı. Ama bunu daha önce Turgut Özal 7 defa yapmış. O günün gazete haberlerinde bu adam başkan mı oluyor dememiş.
Sayın Demirel giderayak 4. defa başkanlık etmiş. Korutürk, Evren ve Cemal Gürsel için sorulmamış. Tayyip Erdoğan Anayasa’da 40 yıldır olan bir yetkiyi kullanıyor ve başkanlık mı ilan etti diye eleştiriliyor. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, yetkisini kullanıyor ve Bakanlar Kurulu’na başkanlık ediyor.
Bir daha yapar mı? İsterlerse bunu Başbakan ile müzakere ederler. Belli zaman periyotları içerisinde olmasa da ihtiyaç duyulduğunda bunların kullanılma imkanı vardır. Bir başkanlığa giden yol gibi bir durum yok. Böyle saçmalıklarla uğraşmasalar daha faydalı olacak diye düşünüyorum.”
“CİZRE’NİN ARKASINDA PARALEL YAPI VAR”
Arınç’ın açıklamalarına göre, toplantıda Cizre’de yaşanan olaylar toplantının önemli gündem maddelerindendi.
Toplantıda, İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın olaylarla ilgili yaptığı sunumun yanı sıra Jandarma Genel Komutanı ve MİT Müsteşarı’nın kurul üyelerine bilgi verdiğini söyleyen Arınç, olaylarda “paralel yapı”nın payı olabileceğine dair bulgular olduğunu söyledi.
“Gözü dönmüş canilerin cinayet işlemesine izin veremeyiz” diyen Hükümet Sözcüsü konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“Bu sadece asayişsizlik olayı değil aynı zamanda çözüm sürecini de yakından ilgilendiriyor. Yine Cizre konusu gündeme geldiğinde, bunun bir siyasi boyutunun da olabileceği düşünülüyor. Yani orada ölen sadece 12 yaşındaki masum bir yavrumuz değil veya daha önceki olaylarda hayatını kaybedenler değil şu anda sayının 8 civarında olduğunu biliyorum. Hepsi bizim için çok değerli insanlarımızdır. Maalesef bu şiddet olayları sırasında hayatlarını kaybetmişlerdir.
Olaylarla ilgili başlatılan adli ve idari soruşturmalar sürüyor. Cizre, nüfusu çok yoğun olan ilçemiz ve geçmişten bu yana bu tür olaylara zemin hazırlanması için bazı çalışmaların yapıldığını da biliyoruz. Olaylara süratle müdahale edebilecek zırhlı iş makinesi ve araçları da bölgeye gönderilmiştir. Bildiğiniz gibi orada hendekler kazılmış olması sebebiyle mahallelerde çıkan olaylara belediyenin de imkanlarını vermemesi suretiyle müdahalede belki zorlanmış oldu. Bunun karşılığında bu yolların düzeltilmesi ve mukabil yapılabilecek hareketlerin de önlenmesi amacıyla araç, insan ve iş makineleri takviyesi yapıldı.
HDP’li milletvekillerinin de gitmesi ve bazı talimatların verilmesini takiben bunun geriye 12 yaşındaki bir çocuğun cansız cesedi olarak dönmesi, hepimizi fevkalade üzdü. Bunların hepsi bir mesaj olabilir. Yani, ‘biz silahı elden bırakmayız, şiddeti elden bırakmayız, burası bizimdir, kimseye vermeyiz, burada ancak biz olabiliriz, başkasının burada yaşama hakkı yoktur’ diyen bir eşkıya grubu varsa bunlarla mücadele etmek, bunların sesini kesmek, bunları o bölgeden artık ilişiğinin kalmayacak şekilde uzaklaştırmak, şüphesiz hükümetimizin görevidir.”
Etiketler: Abdullah Gül » Ahmet Necdet Sezer » anayasa » Bakanlar Kurulu » Bülent Arınç » Cemal Gürsel » Cizre » Cumhurbaşkanı » Cumhurbaşkanlığı Sarayı » demirel » evren » HDP » İçişleri Bakanı Efkan Ala » Korutürk » Meclis » MİT Müsteşarı » Recep Tayyip Erdoğan » Turgut ÖzalYorum yapabilmek için Giriş yapın.
BENZER HABERLER