Son Dakika
Resmi olmayan sonuçlara göre, 12. cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan, yaptığı balkon konuşmasında 77 milyonu kucaklayacağını söyledi. Seçimin kaybedeni olmadığını ifade eden Erdoğan, “Eski tartışmaları, gerilimleri eski Türkiye’de bırakalım” ifadesini kullandı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, oyların yüzde 52’sini alarak Türkiye’nin 12. cumhurbaşkanı oldu.
Resmi olmayan sonuçlar sonrası ilk konuşmasını İstanbul Sütlüce’de yapan Erdoğan, ardından Ankara’daki AK Parti genel merkezinde vatandaşlara hitap etti.
Erdoğan, her seçim sonrası yaptığı gelenekselleşen balkon konuşmasında ‘uzlaşma’ mesajları verdi, “Eski tartışmaları eski Türkiye’de bırakalım” dedi.
77 milyonun cumhurbaşkanı olacağını söyleyen “Bu seçimin kaybedeni yok, Şahsıma oy verenler kadar, şahsıma oy vermeyenler de, sevmeyenlerimiz de kazanmıştır” ifadesini kullandı.
Erdoğan, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Aziz milletim, sevgili vatandaşlarım sizleri bu tarihi günde demokrasinin ve milli iradenin bu zafer gecesinde en kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum. Cumhuriyet tarihimizde ilk kez gerçekleşen halk oyuyla cumhurbaşkanlığı seçiminin ülkemize, milletimize, tüm dost ve kardeş ülkelere hayırlı olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Şahsımı Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. cumhurbaşkanı olarak tayin eden aziz milletime buradan şükranlarımı sunuyorum. Sandık başına giden her bir kardeşime teşekkür ediyorum. Bize oy versin veya vermesin sandığa giden, tarihin yapılmasına ve yazılmasına katkıda bulunan herbir vatandaşıma teşekkür ediyorum. Yurtdışında bütün zorluklara rağmen sandığa gidip bu tarihi seçimde ilk kez oy kullanan kardeşlerime, gümrük kapılarında oy kullanan kardeşlerime huzurlarınızda teşekkür ediyorum. 81 vilayetimizde bize hayır duaları eden kardeşlerime bir kere daha teşekkür ediyorum. Dost ve kardeş ülkelerden bizlere hayır dualarını gönderen özellikle bugün Avustralya’dan Amerika’ya, Güney Afrika Cumhuriyeti’nden Bosna Hersek’e, Japonya’dan Almanya’ya kadar Türkiye için milletin adayı için dua eden tüm gönül dostlarına teşekkür ediyorum.
‘SEVMEYENLER DE KAZANDI’
Bugün bu seçimi kazanan sadece Recep Tayyip Erdoğan değildim. Bugün milli irade bir kez daha kazanmıştır. Bugün demokrasi bir kez daha kazanmıştır. Bugün şahsıma oy verenler kadar oy vermeyenler de, sevenlerimiz kadar sevmeyenlerimiz de kazanmıştır. Bugün 77 milyon 81 vilayet kazanmıştır. Bugün yeni Türkiye, büyük Türkiye, öncü Türkiye kazanmıştır. Sadece Türkiye değil; bugün Bağdat, Kabil, Beyrut, Saray Bosna, Üsküp de kazanmıştır. Bugün Şam, Halep, Hama, Humus, Ramallah, Gazze, Kudüs’te kazanmıştır. Bugün 77 milyon kadar yeryüzünde aziz milletimizin kardeşleri, dostları kader arkadaşları gönüldaşları da kazanmıştır. Sevincimize ortak olan herkese bu büyük alandaki coşkuyu şehirlerinde, ülkelerinde gönüllerinde yaşayan herkese tek tek teşekkür ediyorum.
‘YENİ DÖNEME İLK ADIM’
Meydanlarımızda mitinglerimizde Ramazan demediniz, sıcak demediniz bizimle oldunuz. Kapı kapı dolaştınız milletin adamına oy istediniz. Size ne kadar teşekkür etsem azdır. Kardeşlerim, aziz milletim 1 Temmuz’da adaylığımız açıklandığında bunun bir Fatiha olduğunu söylemiştik. Bugün kutlu bir Fatiha’yı, kutlu bir açılışı hep birlikte idrak ediyoruz. Bugün bir dönemin kapılarını kapatıyor, artık yeni bir döneme doğru ilk adımı atmıyoruz. 3 Kasım 2002’de milletin partinin iktidara gelmesiyle TBMM ile millet kucaklaşmıştı. Bugün milletin doğrudan seçtiği cumhurbaşkanı ile artık Çankaya ile millet arasındaki tüm engeller ortadan kalkmıştır. Çankaya halkıyla bütünleşmiştir. Şeyh Edabali’nin ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ öğüdü bugün tam manasıyla tecelli etmiştir. Uzun yıllar boyunca demokrasinin üzerinde bir vesayet aracı olarak muhafaza edilmeye çalışılan Çankaya bugün itibariyle milli iradenin tam egemenliği altına girmiştir. Sahibi millet olan devletin parlayan yıldızı, bizzat millet tarafından artık ehline emanet edilmiştir.
Meydanlarımızda mitinglerimizde Ramazan demediniz, sıcak demediniz bizimle oldunuz. Kapı kapı dolaştınız milletin adamına oy istediniz. Size ne kadar teşekkür etsem azdır. Kardeşlerim, aziz milletim 1 Temmuz’da adaylığımız açıklandığında bunun bir Fatiha olduğunu söylemiştik. Bugün kutlu bir Fatiha’yı, kutlu bir açılışı hep birlikte idrak ediyoruz. Bugün bir dönemin kapılarını kapatıyor, artık yeni bir döneme doğru ilk adımı atmıyoruz. 3 Kasım 2002’de milletin partinin iktidara gelmesiyle TBMM ile millet kucaklaşmıştı. Bugün milletin doğrudan seçtiği cumhurbaşkanı ile artık Çankaya ile millet arasındaki tüm engeller ortadan kalkmıştır. Çankaya halkıyla bütünleşmiştir. Şeyh Edabali’nin ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ öğüdü bugün tam manasıyla tecelli etmiştir. Uzun yıllar boyunca demokrasinin üzerinde bir vesayet aracı olarak muhafaza edilmeye çalışılan Çankaya bugün itibariyle milli iradenin tam egemenliği altına girmiştir. Sahibi millet olan devletin parlayan yıldızı, bizzat millet tarafından artık ehline emanet edilmiştir.
‘HEDEFLERİMİZ DAHA YAKIN’
Bugün devletin milletle muhabbetle kucaklaştığı gün, bugün ceberut, zorba, kibirli milletine tepeden bakan devlet anlayışının son kırıntılarının da ortadan kalktığı, şefkatli, kucaklayan milleti ile var olan, milleti ile güçlenen devlet anlayışının zafer kazandığı gün. Artık devletin ve milletin iki ayrı istikameti bulunmuyor. Bugünden itibaren devlet ve millet aynı istikamete bakıyor. 12 Eylül 2010 tarihinde yüzde 58 oy oranıyla kabul edilen anayasa değişikliği 12 Eylül darbesinin izlerini silmişti. Bugün ise 27 Mayıs 1960 parantezi artık kapanmıştır. 27 Mayıs’ın bir vesayet aracı olarak Türkiye’ye dayattığı cumhurbaşkanlığı anlayışı artık tedavülden kalkmıştır. Biz 13 yıl önce 14 Ağustos 2001’de AK Parti’yi kurarken Menderes gibi ‘yeter’ demiştik. Yeter söz milletin demiştik. Yeter, söz de milletin; karar da milletin demiştik. İşte söz de karar da milletin uhdesine geçti. Aracılar vasıtasıyla seçmediniz bizzat kendiniz seçtiniz. Millet sadece TBMM’ni sadece hükümeti tayin eden değil cumhurbaşkanını da tayin eden bir gücü eline geçirmiş Türkiye’nin istikametini artık bizzat belirlemeye başlamıştır. Bugün dünden çok daha iyidir. Emin olun, yarınlar bugünden çok daha iyi olacaktır. 2023 hedefleri, 2053 ve 2071 hedefleri artık çok daha yakınımıza gelmiştir.
‘SEÇİMİN MAĞLUBU YOK’
Bundan 13 yıl önce AK Parti’yi kurduk. 9 seçimin her birinden zaferle çıktık. Dikkat ediyor musunuz, oylarımız hep yükselerek sandıklardan çıktık. Hemen hemen her seçimde bir balkon konuşması yaptım, her birinde gönül diliyle konuştum. Akıldan ziyade kalbim ve vicdanın kelimeleriyle seslendim. Meydanlarda, balkonda ne söylediysem hep arkasında durdum. Bu 9. seçim konuşmamda da gönlümün ruhumun vicdanımın hissiyatını sizlere aktarıyorum. İşte onun için bütün kalbimle, bütün samimiyetimde söylüyorum ki; 77 milyonun herbir ferdi içinde bu seçimin mağlubu yoktur. Milletimiz içinde bu seçimin kaybedeni yoktur. Kaybeden statükodur. Elbette vesayet bugün en büyük mağlubiyetini yaşamıştır. Elbette kirli siyaset ve siyaset dışlı güç odakları bugün ibretlik ders almıştır. İnanıyorum ki, muhalefet bugünden itibaren politikalarını gözden geçirecek ve yeni Türkiye ile örtüşen bir muhalefet ve siyaset tarzı bugünden itibaren inşa edilecektir. Ancak bize oy vermeyenler, bizi onaylayamayanlar, bizi sevmeyenler bu seçimin mağlubu değildir. Bugün onlar da kazanmıştır.
Gönülden söylüyorum bugün yeni bir toplumsal uzlaşma sürecini hep birlikte başlatalım diyorum. Eski tartışmaları eski Türkiye’de bırakalım istiyorum. Gerilimleri çatışma kültürünü, sanal sorunları eski Türkiye’de bırakalım.
MUHALEFETE ‘ANAYASA’ ELEŞTİRİSİ
Biz her adımda kendi iç muhasebemizi yaptık. 326 milletvekili ile anayasa uzlaşma komisyonunda 3 kişiyle temsile dilmeyi kabul ettik. Biz istedik ki… Derdimiz bağcıyı dövmek değil üzümü yemekti. Ne yazık ki başarılı olamadık, çünkü uzlaşma olmuyordu. Burada bir şey vardı, uzlaşma kendi inandıklarını karşıya dayatma değildir. 47 maddede uzlaşıldı altında imzalar var. 60 madde oldu altında 4 siyasi partinin imzaları var. Gelin bunları çıkaralım dedik, yanaşmadılar. Türkiye’de muhalefet siyaha beyaz deme, beyaza siyah deme sanatı değildir. İnanıyorum ki, muhalefette kendisini check edecektir.
‘KİMSENİN YAŞAM TARZINA MÜDAHALE ETMEDİK’
Başarısız olduğumuz alanlarda kendimizi sorguya çektik, başarılı olduğumuz alanlarda da asla ve asla kibrin tuzağına düşmedik. 40 yıla yaklaşan siyasi mücadelemiz bizim bu anlayışımızın şahididir. Yanlış yaptığımızda hiç gocunmadan yanlışımızı ifade ettik ve üzerine gittik. Türkiye’nin gerçekleri ile milletimizin gerçekleri ile ortak akıl ve ortak değerlerle örtüşmeden her meselede kendimizi sorguladık ve değişim mücadelesi verdik. Bize yaşatılanların, dayatılanların, bize kısıtlanan bize yasaklananların başkalarına yapılmaması için azami dikkat ve hassasiyet gösterdik. Hiç kimsenin yaşam tarzına müdahale etmedik. Hiç kimsenin değerlerini tahkir etmedik. Kimliklere, kültürlere inançlara hor gözle bakmadık. Bize oy verenleri yücelten, hizmet götüren oy vermeyenleri terk eden tahkir eden bir siyasi anlayışımız hiçbir zaman olmadı. Bunu eylemlerimizle de ortaya koyduk. İstanbul’da Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum dönemde bunu icraatlarımızla ortaya koyduk. 81 vilayetin tüm belediyelerine istisnasız adil bir şekilde hazine payı verdik. Ama muhalefette olduğumuz zaman bizim neler çektiğimizi biz biliriz. Milletimin bunu takdirine bırakıyorum.
‘KENDİ MUHASEBELERİNİ YAPSINLAR’
Bize diktatör diyenler kendi muhasebelerini yapsınlar. Bize otoriter diyenler, lütfen kendi muhasebelerini yapsınlar. Bizi tek adam olmakla, baskıcı olmakla, mahalle baskısı yapmakla itham edenler kendilerini samimiyetle sorgulasınlar. Kendilerini seçkin kendileri dışındakileri sıradan görenler, kendilerini eğitimli başkalarını cahil görenler, kendilerini bilinçli başkalarını cahil görenler lütfen vicdan muhasebesini yapsınlar. Siyasi tarihimiz boyunca söylediklerimize baksınlar, özellikle yetki aldığımız dönemlerde yaptıklarımıza baksınlar. 12 yılda Türkiye’ye kazandırdıklarımıza baksınlar.
‘HEPİMİZ BU ÜLKENİN EVLATLARIYIZ’
Hepimiz aynı vatan toprakları üzerinde yaşıyoruz. 77 milyon aynı bayrağın gölgesi altında geleceği yürüyoruz. Milletimiz bir, bayrağımız bir, vatanımız bir devletimiz bir. Hepimiz aynı ecdadın, aynı kültürün ve aynı medeniyetin aynı tarihin evlatlarıyız. Siyasi görüşlerimiz, yaşam tarzlarımız, inançlarımız, mezheplerimiz, değerlerimiz, etnik köken ve dillerimiz farklı olabilir ama biz hepimiz bu ülkenin evlatlarıyız. Müslüman, Hristiyan, Musevi, Süryani, Ezididen önce Türkiyeli vardır. Alevi’den Sünni’den önce Türkiyeli vardır. Türk, Kürt, Arap, Laz, Boşnak, Gürcü, Çerkez, Roman’dan önce Rum, Ermeni’den önce Türkiyeli vardır. Bugünden itibaren yeni bir toplumsal uzlaşma anlayışıyla farklılıklarımızı zenginlik olarak görerek ama farklılıkları değil ortak değerlerimizi öne çıkararak yeni bir istikbali inşa etmek istiyorum.
‘UZLAŞMAYI GÜÇLENDİRELİM’
Bugün muhalefetin korkutma, kutuplaştırma ve gerilim siyasetini bir kere daha sorgulayalım. Bugün bir kısım medyanın pompaladığı korku ve kutuplaştırma siyasetini bir kere daha samimiyetle sorgulayalım diyorum. Bu sorgulamayı samimiyetle yaparsak Alevinin de Sünninin de Türk Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü Abhaza vesaire hepsinin başörtülü, başı açığında ne kadar ortak yanı olduğunu daha iyi göreceğiz. Şu anda ben karşımda başı örtülü de başı açık kardeşlerimi de görüyorum. Bunun adı çoklukta birliktir. Bunu başarmaya mecburuz. Bayrağımız bir, İstiklal Marşımız bir, dağlarımız, nehirlerimiz bir, türkülerimiz, şarkılarımız acılarımız bir. Bugünümüz yarınımız kaderimiz bir. Birbirimizin gözüne bakalım, gönlümüzü açalım gönül diliyle konuşalım. Farkı bir Türkiye’yi gelin hep birlikte kuralım. Ortaya çıkan sonuçlarda çok net gösteriyor ki uzlaşma çatıda değil uzlaşma parti üst yönetimlerinde değil tabanda olmuştur. İstiyorum ki tabandaki bu uzlaşmayı birlikte güçlendirelim. Şu anda ekranları başında bizi izleyen 77 milyon tüm enerjimizi daha güçlü daha kardeş bir ülke için seferber edelim.
Unutmayın, 2002 sonunda 230 milyar dolar milli gelirle yola çıktık. Şimdi 3 kattan fazlasıyla 820 milyar dolara ulaştık. IMF’ye borcu sıfırladık şimdi 5 milyar dolar borç vereceğiz. Merkez Bankamız adeta boşaltılmıştı, 27.5 milyar dolardı. Şimdi 133 milyar dolar var. Devletin borçlanma faizi yüzde 63’tü, şimdi tek hanede. Bugün inşallah bu muhasebeyi yapma günüdür. Bugün demokrasi bayramında küslükleri elimizin tersiyle itme günüdür
‘BEDDUA EDENİN ARKASINDAN GİTMEK YAKIŞMAZ’
Bugün yeni bir Türkiye kurulurken yeni bir toplumsal uzlaşmanın kapılarını aralama günüdür. Buradan paralel yapının tabanındaki ihlaslı samimi saf ve temiz kardeşlerimi de bir kere daha sesleniyorum. Onların da kendilerine öğretilenleri, dayatılanları sorgulamalarını bir kere daha rica ediyorum. Kendilerine yöneltecekleri her soru onlarında bizi anlamalarını sağlayacaktır. Bizim davamız şahsi değil, Türkiye davasıdır. Ulusal güvenliğimizi kim tehdit ederse karşısında bizi bulacaktır. Bizim davamız medeniyet davasıdır, paralel yapının tabanında her bir ihlaslı kardeşimin bizimle aynı istikamete baktığını biliyorum. Aradaki ihanet çetesini, şebekesini vatanı ve milleti için değil başka ülke ve odaklar için çalışan yapıyı sorguladıklarında bariyerlerin önyargıların kırılacağını çok iyi biliyorum. Lider bildiklerimiz, hoca, alim, gönül dostu bildiklerimiz zor zamanlarda maskelerini düşürüp içlerinde olanı ortaya dökebilir. Bize bedduanın ve beddua edenlerin arkasından gitmek yakışmaz.
‘TÜRKİYE İÇİN MİLAT’
Hazreti Ömer’in sorgulandığı bir dünyada hiç kimse sorgulanamaz değildir. Buna şahsım da dahil hiç kimse kusursuz hatasız günahsız değildir. Bugün Türkiye için bir milattır. Türkiye’nin küllerinden doğuşunun yeni Türkiye’nin kuruluşunun günüdür. Altınız çizerek ifade ediyorum şahsıma oy verenlerin değil 77 milyonun cumhurbaşkanı olacağım. Hayatım boyunca yaptığım gibi bütün siyasi mücadele sürecinde yaptığım gibi ülkesi, milleti bayrağı için çalışan bir cumhurbaşkanı olacağım. Bugün hiç kimse hüzünlenmesin, kimse kaybetti veya mağlup olduğu hissine kapılmasın lütfen. Milletin istikameti düne göre çok daha parlaktır. Seccadelerinin üzerinde camilerde, evlerde, kuytularda mırıl mırıl bizim için dua eden kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. AK Parti teşkilatına, genel başkan yardımcılarımızdan, bakan arkadaşlarımdan tüm il başkanlarına, sandık müşahitlerine, kadın kollarımız, gençlik kollarımızdaki tüm kardeşlerime yürekten teşekkür ediyorum.
MURAT GÖĞEBAKAN İÇİN FATİHA
Bu kampanya da şarkılarımıza kendi ruh dünyalarını katan sanatçılarımıza özellikle teşekkür ediyorum. Bu sanatçılarımızdan özellikle Murat Göğebakan kardeşimi hakka uğurladık. Diyorum ki hakka uğurladığımız Murat Göğebakan kardeşime hep birlikte birer Fatiha gönderelim. Şehitlerimize birer Fatiha gönderelim. Demokrasinin yücelmesine katkıda bulunan tüm siyasi partilere tek tek teşekkür ediyorum. Bize destek veren başta Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, HDP, Saadet Partisi ve BBP’ye gönül vermiş kardeşlerim olmak üzere siyasi partilere ve onların mensuplarına da teşekkür ediyorum.
Duaları için Gazze’nin mazlumlarına teşekkür ediyorum, Suriyeli mazlumlara teşekkür ediyorum. İnşallah bu akşam itibariyle Gazze’deki yaralı kardeşlerimizi Türkiye’ye aktarmaya başlıyoruz. Buradaki hastanelerimizde tedavi altına alacağız. Türkiye’yi barışın ve adaletin umudu olarak gören ve bizler için hayır temennilerinde bulunan her dostumuza kardeşimizi teşekkür ediyorum. Bize bu toprakları bu vatanı bu bayrağı kutsal bir emanet olarak bırakan tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle yad ediyorum. Çıktığımız bu kutlu yolculukta Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Bizi mahcup etmesin Rabbim. Rabbim ülkemizi, milletimizi, kardeşlerimizi, dostlarımızı, insanlığı korusun. Gözün aydın Türkiye, teşekkürler Türkiye, Allah’a emanet olasın Türkiye. Seçimlerimiz hayırlı olsun, yeni Türkiyemiz hayırlı olsun, Allah yar ve yardımcımız olsun.”
Etiketler: 12 Eylül 2010 » 27 Mayıs 1960 » AK Parti » Almanya » Amerika » Avustralya » bağdat » Başbakan » beyrut » Bosna Hersek » Çankaya » Gazze » güney afrika cumhuriyeti » Halep » Hama » Humus » İstanbul Sütlüce » Japonya » kabil » Kudüs » milli irade » Ramallah » Recep Tayyip Erdoğan » Şam » Saray Bosna » Şeyh Edabali » Türkiye'nin 12. cumhurbaşkanı » Üsküp
Yorum yapabilmek için Giriş yapın.
BENZER HABERLER