Çağlayan Adliyesi’nin adı değişiyor

Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul Çağlayan Adalet Sarayı’nın adının Mehmet Selim Kiraz Adalet Sarayı olarak değiştirileceğini açıkladı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın odasında şehit edilmesiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Başbakan Davutoğlu, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti adına ve bütün milletimizin bir vefa borcu olarak İstanbul Çağlayan Adalet Sarayı’nın adı bundan sonra Mehmet Selim Kiraz Adalet Sarayı olarak değiştirilecektir” dedi.

Başbakan özetle şöyle konuştu:

”Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti adına ve bütün milletimizin bir vefa borcu olarak İstanbul Çağlayan Adalet Sarayı’nın adı bundan sonra Mehmet Selim Kiraz Adalet Sarayı olarak değiştirilecektir.

Medyanın bir kesimi, daha ailenin acısı dururken o resimleri yayınlama ahlaksızlığını göstermiştir. Siyasileri bir muhasebe yapmaya davet ediyorum. (Bahçeli, Kılıçdaroğlu) Burada yoktular. Milletin acısında yana yana duramayanlar milletin geleceğinde rol alamazlar.

Bu rehin alma esnasında, bu terör saldırısı esnasında bu teröristler, yurt dışı bazı görüşmeler yaptılar. Yurt dışından bazı odaklarla temas halindeydiler. Bütün bunları takip ediyoruz dün geceden itibaren. Bu olayla ilgili kim olursa olsun, nerede olursa olsun, hangi ine girmiş olursa olsun, onlara karşı her türlü tedbiri ve operasyonu yapma talimatı verdik. Hiç kimse, yapılan böyle alçakça bir saldırının karşılıksız kalacağını düşünmesin. Biz bu oyuna ülkeyi kurban etmeyiz.

”ŞİMDİDEN UYARIYORUM; MÜSAMAHA GÖSTERİLMEYECEK”

Bir kişi dahi yüzünü örterek molotofkokteyline yönelirse şimdiden uyarıyorum müsamaha gösterilmeyecektir. Özgürlükler korunacak. Bu saldırının tuzak olduğunu halkımız fark etti.

”GAZETECİLERE AKREDİTASYON TALİMATINI BEN VERDİM”

Gazetecilere akreditasyon talimatını ben verdim. Bir daha olsa bir daha veririm. Basın özgürlüğü kadar önemli olan insanların matemine saygıdır. Bundan sonra herkes dikkat edecek. Bazı basın organlarında insani duyarlılık bile göremedim. Şu anda bunu yapmam teröristlere yarar diye düşünmeleri lazım. Yayın yasağı kalkınca direkt yasak kalkar mı?

Şimdi çıkıp da birisi, ‘Akreditasyon uyguladı mı?’ Bugün uyguladık. Evet, o basın organlarının muhabirlerinin bu cenazeye gelme hakları yoktur. Bu ailenin karşısına çıkma hakları yoktur. O çocuğun karşısına çıkıp da resmini çekmeye hakları yoktur, olmayacaktır da.

İnsanlık onuruna, acıya, ızdıraba, ortak duyarlılığa saygı gösterilirse basının başımızın üzerinde yeri var. Bütün bu ricalara rağmen bu dinlenmemişse gerekli tavrı alırız, bu tavır dolayısıyla da hiç kimseye verecek bir hesabımız yoktur, millete hesap veririz.”