logo

Kibir arttıkça akıl azalırmış


Mustafa Çağrıcı
m.cagrici@gmail.com

Geçmişte ve çağımızda insanlığın en büyük bireysel ve toplumsal sorunlarından, hatta uluslararası düzeyde birçok sorununun da arkasındaki sebeplerden biri kibir duygusu olmuştur. Açık bir örnek: Eğer Yıldırım Bayezid Timur’a karşı o kadar kibirli davranmasaydı büyük ihtimalle bugün dünya başka bir dünya idi.

Bazı insanlardaki yüksek yetenekler ve imkânlar aynı zamanda birer ahlak sınavıdır. Bu meziyetlerin onlarda -psikolojide ego hipertrofisi (benlik taşması / nefsin azgınlaşması) denilen- bir ahlâkî sapma doğurabildiği belirtilir. Kur’an-ı Kerîm’de bu sapma “nefsani tutkuları tanrılaştırma” şeklinde ifade edilmekte; bunun Firavun’a “Ben sizin en ulu tanrınızım” dedirttiği bildirilmektedir. Eski büyüklerden biri, her insanın içinde “Ben sizin en ulu tanrınızım” deme eğiliminde bir firavun bulunduğunu söyler.

***

Bugün sizlere kibir ve tevazu konusunda ne kadar yüksek bir kültüre sahip olduğumuza dair, İslâm büyüklerinden, eskilerin “kelâm-ı kibar” dedikleri, insana hem ders hem huzur veren bazı sözler sunacağım.

  Hz. Peygamber: “Gün gelecek, ümmetimin İranlı ve Bizanslı hizmetçileri olacak, kibirli kibirli yürümeye başlayacaklar. İşte o zaman onlar birbirine düşürecekler.”

  Diğer bir hadis: “Kendini küçük düşürmeden mütevazı olana, haramsız kazandığı maldan hayır yapana, düşkün ve çaresiz insanlara merhamet edene, ilim ve hikmet ehliyle bir arada olana ne mutlu!”

  Hz. Ebûbekir: “Sakın kimse kimseyi aşağılamasın! Çünkü insanların gözünde düşük düzeyli Müslüman Allah’ın yanında büyük değer taşıyabilir. Biz asaleti Allah’a derin saygıda, zenginliği şeksiz şüphesiz imanda, şerefi de tevazuda bulduk.”

  Hz. Süleyman’a, “Bir kötülük ki, insanda bulundukça hiçbir iyilik fayda getirmez. Nedir o kötülük?” diye sorulduğunda “kibir” cevabını vermiştir.

– Sahabeden Numan b. Beşir: “Şeytanın insana kurduğu tuzaklarından biri de Allah’ın verdiği nimetlere şımarıp Allah’ın kullarına karşı kibirlenmektir.”

  Dindarlığı ve tevazuuyla tanınan Malik b. Dînar: “Mescidin kapısında bir görevli durup da ‘En kötünüz dışarı çıksın’ dese, -meslekten koşucular hariç- hiç kimse benden daha önce çıkamaz.”

***

Geçenlerde sosyal medyaya bir video düşmüştü. Zamane şeyhlerinden biri müritlerine, Ege bölgesinde olacak depremi nasıl Doğu’ya gönderdiğini anlatıyordu. Dindarlığı bu derece ilkellik ve vahşete döndüren bir anlayış karşısında eski kaynaklarımızın birinde okuduğum şu anekdotu hatırladım:

  Eskilerden Musa b. el-Kasım anlatıyor: “Vaktiyle bir deprem olmuş, dehşetli bir kasırga çıkmıştı. (Rey kentinin tanınmış âlimlerinden) Muhammed b. Mukatil’e gittim ve ondan, bizi bu felaketten kurtarması için Allah’a dua etmesini rica ettim. Muhammed ağlayarak şöyle dedi: “İnsanları kurtarmak şöyle dursun, benim günahlarım yüzünden helâk olmalarından korkarım!”

  Cüneyd-i Bağdâdî, Cuma günleri yaptığı sohbetlerin birinde, “Eğer ‘Ahir zamanda milleti en kötüleri yönetecek” anlamındaki hadiste denilen zaman hâlâ gelmemiş olsaydı, şu anda (milletin en kötüsü olan) ben size konuşuyor olmazdım’ demiştir.”

  Peygamber dostu Selman-ı Fârisî’nin yanında bazı Kureyş mensupları asalet yarışına girmişlerdi. Selman ise şöyle dedi: “Bana gelince, ben adi bir spermden yaratıldım; sonrasında çürümüş bir leşe dönüşeceğim. En sonunda da amel terazisinin yanına varacağım. İşte o zaman sevaplarım ağır gelirse şerefli, hafif gelirse aşağılık biriyim demektir” dedi.

  Hz. Ali’nin Hz. Hüseyin’den torunu Muhammed: “Bir kimsenin içinde kibir arttıkça akıl azalır.

Kendi kendime, “Bazı insanlar üst makamlara tırmandıkça neden daha çok yanlış yaparlar?” diye merak ederdim. On yıl kadar önce bu sözü okuyunca aradığım cevabı buldum: Meğer kibir arttıkça akıl azalırmış. Bu zat, ta o zaman meseleyi çözmüş. Ne de olsa “ilmin kapısı” olan bir dedenin torunu…

(KARAR)

Etiketler: » » » » » » » » » » »
Share
569 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...