logo

Bir kitabın düşündürdükleri


Mustafa Çağrıcı
m.cagrici@gmail.com

Bir dinî düşünce ve inanç ile bu alandaki oluşumların kötü örnekleri ve sahte temsilcileri onların aslî mahiyetini örtebilmekte, bu da o düşünce, inanç ve oluşumlar hakkında kitleleri yanıltmaktadır. Sonuçta bazı insanlar kötü örneklerin, sahte temsilcilerin peşine düşmekte, bazıları da kötülerden nefret edip dinden de kopmakta; böylece ikisi de hakikatten uzaklaşmaktadır. Ortaçağ kilisesi, sergilediği kötü örnek ve sahte temsille Hıristiyanlığa ve Hıristiyan dünyasına bu kötülüğü yapmıştı. Benzer bir durum zamanımızda İslâm dünyasında yaşamaktadır. Görülen o ki, bu sürecin en büyük mağduru da aslında zihin, kalp ve ahlak olarak arınmış, erdemli birey ve toplumlar oluşturmak üzere ümmet vicdanının ortaya çıkardığı tasavvuf olmuştur.

***

Maksadım, din ve özellikle tasavvuf adına yığınla yanlışların yapıldığı bir ortamda bazı güzelliklerle de karşılaştığımıza örnek olmak üzere, Prof. Dr. Mustafa Tahralı Hocamızın hazırladığı bir kitaptan bahsetmektir.

Tahralı hocamı -bazı fikirlerimizde ufak tefek farklılıklar olsa da- her zaman gönlümde özel bir yere koymuşumdur. Bunun da iki sebebi var: İlki, Tahralı Bey’in tasavvuf dünyasını akademik bir yetkinlik yanında, dürüstlük ve samimiyetle, gördüğü ve inandığı gibi ifade etmesidir. İkincisi ise tasavvufta “haller ve makamlar” denilen faziletleri, bilhassa da hocamızın alanında sürdürülmesi zor olan tevazufakr (maddeye ve madde sahiplerine minnetsiz olma) ve kanaaterdemlerini içtenlikle benimseyip yaşamasıdır. Tasavvufu hatta İslâm’ı, islamofobicilerden daha fazla itibarsızlaştıran kötü örneklerin baş tacı edildiği bir ortamda bizim de Tahralı Hoca gibi birikimli ve erdemli şahsiyetleri saygıyla anmamız hem ona hem de doğru tasavvufa karşı bir borcumuzdur.

Hocanın son eseri, 50 yıl önce Paris’te doktora öğrencisiyken eserlerini ve fikirlerini tanımaya başladığı René Guénon’la ilgili olup, Çağ ve Hakîkat: René Guénon’dan Seçme Makaleler ve Yorumlar başlığıyla yayımlandı (Kubbealtı Neşriyat, İstanbul 2018). Fransız-Müslüman düşünür René Guénon genç yaşlarında yeni ruhçu doktrinleri incelemiş. “Bâtınî ilimler”le uğraşan “occultiste” kuruluşlarda çalışmış. 1909’da çıkardığı La Gnose (irfan) dergisinde İslam tasavvufuna dair yazılar yazmış. 1912’de Kahire’de Müslüman olup Abdülvâhid Yahya adını almış ve Şâzeliyye tarikatına girmiş. On iki dil bilen Guénon, Fransa’da bulunduğu sonraki yıllarda değişik dinlerden ziyaretçileriyle sohbetler yapmış; dinleri hakkında bilgisiz olan Müslüman, Yahudi, Hindu ve Hıristiyan gençlerin toplantılarına katılmış. 1930’da Kahire’ye yerleşmiş, 1951’de vefat etmiş. 17 kitabı, 350 kadar makalesi yayımlanmış. Makaleleri ölümünden sonra 9 kitapta toplanıp basılmış. Bazı eserleri dilimize çevrilmiştir.

Çağ ve Hakîkat: René Guénon’dan Seçme Makaleler ve Yorumlar başlıklı 380 sayfalık eserin “Giriş Yerine: René Guénon, Türkiye ve Doğu-Batı” başlıklı kısmı ilginç bilgiler içeren önemli bir araştırma ürünüdür. “René Guénon ve entelektüel çevresi” başlıklı kısım Guénon’un hayatı, eserleri ve fikriyatı hakkında bilgi için mutlaka okunmalıdır. “Çağ ve Hakikat” ana başlığı altında yer alan sonraki konular, oryantalist şablonun dışında duran bir Batılının dinî, felsefî ve tasavvufî konulara, kültür ve medeniyet meselelerine bakışını, Tahralı Hoca’nın analiz ve değerlendirmelerini yansıtır. Nihayet kitabın “Batıdaki ihtida hareketlerinde tasavvufun rolü” başlıklı bölümünde, Guénon’un Modern Dünyanın Bunalımı adlı eserindeki tespit ve değerlendirmeleri merkeze alınarak tasavvufun ihtida olaylarına katkısı gösterilmek istenmiştir.

Kuşkusuz bu tür çalışmalarda her zaman tartışmaya açık noktalar bulunsa da modern Batı uygarlığını radikal biçimde eleştiren Guénon gibi bir muhalif Batılının düşünce dünyasını öğrenmek herkese zihin açıcı ufuklar kazandıracaktır.

(KARAR)

Etiketler: » » » » » » » »
Share
417 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...