logo

13 Aralık 2018

Siyasada kelebek etkisi


Rasim Özdenören
riozdenoren@gmail.com

Geçtiğimiz yüzyılın son on yılının başlarında (1990) dünya siyasasının gündemine giren küreselleşme kavramı ülkemizde olsun dünyanın başka yerlerinde olsun çabucak benimsenmişti. Kavramı dünya siyasa literatürüne armağan eden odak(lar) bu deyimle, yer küresi çapındaki iletişim ağı ile dünyanın küçük bir köy haline geldiğini veya gelmekte olduğunu ifade etmek istiyordu. Böylece ülkeler arasındaki iktisadi, siyasi, sosyokültürel ilişkilerin yoğunlaştığı ve karşılıklı bağımlılığın sıkılaştığı bir küresel düzleme geçilmekte olduğu ilan ediliyordu.

Kavramın benimsenmesindeki başlıca etmenlerden biri, bizim vurgulamamız bağlamında evrenselliğin öznesinin belli olmasına karşılık, küreselleşmenin öznesinin belli olmaması özelliği idi. Evrensel bir dünya telakkisinde, bu evrensel dünyanın boyunduruğunun kimin elinde olacağı belli iken, küreselleşmede özne ortadan kalkıyordu. Böylece küreselleşmeyi benimseyen her bir ülke, söz konusu küresel ilişki ağında bir pay sahibi olduğu zehabına kapılıyordu. Oysa kavramı ortaya atanlar bu deyimle genelde Batı kültürünü, özeldeyse Amerikan kültürünü dünyanın her tarafında egemen kılma amacındaydı. Bizim itirazımız tam da bu noktada temerküz ediyordu.

Küreselleşme, başta ifade edilen amacını gerçekleştiremedi. Ama ne oldu? Söylenenin tam tersi bir küreselleşme vuku buldu. Başka bir söyleyişle, dünya Amerikan kültür hegemonyasına girmedi ama her bir ülkenin iktisadi, siyasî, sosyokültürel alandaki her bir kıpırdanışı dünyanın geri kalan ülkelerinde de yansıma bulmaya başladı.

Ben buna siyasada küresel kelebek etkisi, diyorum. Yaygın kabullenişle kelebek etkisi, dünyanın bir ucundaki kelebeğin kanat çırpışının yarattığı rüzgârın, dünyanın başka bir bölgesinde kasırga oluşturması anlamına geliyor.

Gündelik yaşantımızda ise kelebek etkisi dünyanın herhangi bir bölgesinde, ülkesinde vuku bulan bir değişimin dünyanın başka yerlerinde de yansıma bulması gerçeğini ifade ediyor.

Bu etki belki birdenbire ve anında ortaya çıkmayabilir. Ama zaman içinde dünyanın her tarafında genel kabule mazhar olabilir. Tayyip Erdoğan’ın “Dünya beşten büyüktür” bildiriminin böyle bir etki taşıdığı ilerde görülecektir.

Türk dış politikasında son birkaç hafta içinde sergilenen ve Rusya ile “Türk Akımı” denilen Türk-Rus doğal gaz boru hattının ilk bölümünün tamamlanmasıyla başlayan yeni ilişki durumu, AB ile müzakerelerin yeniden başlatılması, ABD ile müzakere yolunun açık tutulması olayları, çok yönlü açılımı dile getiriyor. Ve bunların her birinin dünya siyasasında bölgesel ve yöresel olmanın ötesinde anlam taşıyacağı haberini veriyor.

Söz konusu ilişkiler ağının dünya çapında doğuracağı etkileri ve onun sonuçlarını önümüzdeki dönemlerde görmeyi bekleyebiliriz.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler: » » » » »
Share
521 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...