logo

07 Kasım 2019

Sigara kitap toplattırmış


Hayrettin Karaman
h.karaman@gmail.com

Hicrî on birinci asrın başlarında ve Mîlâdî 17. yüzyılda İslâm dünyasına giren sigarayı Dördüncü Murat (1612-1640) yasaklıyor. Bu yasaklama tasarrufu sigaranın haram olmadığına kani olanların tepkisine sebep oluyor ve bunlardan biri olan Abdülganî b. İsmâîl en-Nâblusî (ö. 1143/1731) “eṣ-Ṣulḥ Beyne’l-İḫvân fî Hükmi İbâhati’d-Duḫân” isimli bir risale (kitapçık) yazıyor. Bu risalede hakkında haram kılan bir nassın bulunmadığı bir şeyi yasaklama yetkisinin sultanlarda bulunmadığını, böyle bir yetkisinin var olduğunu kabul etsek bile zamanımızın sultanlarının şer’î manada ulü’l-emr olmadıklarını, bu sebeple onların yasaklamalarının da mübah olan bir şeyi haram kılamayacağını uzun boylu anlatıyor. İbn Âbidîn diye meşhur olan Muhammed Emin merhum (v. 1252/1836) Nâblüsî’nin, zamanın sultanı hakkındaki sözünü Raddu’l-Muhtâr’da naklediyor. Aradan yıllar geçiyor ve 1320 yılında kitap yasaklanıp toplattırılıyor.

Özetlediğim bu ibretlik olayı, pek çok önemli eseri bulunan ve 15 Ağustos 1919 tarihinde şeyhülislâm vekilliği makamı olan ders vekâleti görevine kadar önemli mevkilerde hizmet eden Muhammed Zahid Kevserî’den okuyalım:

Kevser’nin Makâlât’ı içinde bir makalesinin adı da “Hel li-Ğayrillahi Hakkun fi’l-Îcâbi ve’t-Tahrîm” adını taşıyor. İşte bu risalede Kevserî olayı şöyle anlatıyor (s. 111 vd. dan özetliyorum):

Fıkıhta aşağı tabakaya mensup olan bazı sonraki fıkıhçılar, “Veliyyü’l-emr mübah olan bir şeyi emrederse o farz olur, yasaklarsa da haram olur” diyorlar. Ancak bu, hakkında nas bulunmayan şeylere aittir, eğer bir konuda nas varsa başkasına bakılamaz; çünkü “Yaratan’ı bırakıp yaratılana itaat edilemez…”.

İbn Âbidîn kitabının içecekler bahsinde Sultan Murad’ın sigarayı yasaklaması ile ilgili olarak Sultan’ın yetkisi konusunda yetki verenleri reddederek şöyle diyor: Veliyyü’l-emrin haram ve helal kılma ile ilgili bir yetkisi yoktur; bu nasıl olabilir ki, fukahamız “Kim, zamanımızın sultanı için âdil derse, zulmün adalet olduğuna inanmış olacağı için kâfir olur” demişlerdir.

İbn Âbidîn konuyu uzunca anlatıyor, kitapta bunu gören bir Osmanlı Maarif Nazırlığı görevlisi Padişahın aleyhinde olan bu ifadeyi öne sürerek tedbir alınması için müracaatta bulunuyor, bunun üzerine kitabın (İbn Âbidîn diye meşhur olan Raddu’l-Muhtâr’ın) kütüphanelerden toplatılması emri çıkıyor ve herkesin gözü önünde emir yerine getiriliyor. Bu tasarruf ilmî çevrelerde kötü karşılanıyor, bunun üzerine Reîsü’l-ulemâ Yusuf Tikveşli ile hadis âlimi Rizeli Muhammed Ferhad Efendiler, o zamanda bir cesaret meselesi olan bir davranışta bulunarak Padişahın huzuruna çıkıyorlar, Padişaha bağlılıklarını ifade ettikten sonra “bu kitaptaki ifadenin birçok kitapta bulunduğunu, bu kitabın hemen bütün âlimlerin kütüphanelerinde mevcut olduğunu, çirkin bir şekilde toplattırılmasının onların gönüllerini yaraladığını, bu yüzden olayı kendisine duyurmayı vazife bildiklerini…” söylüyorlar. Bu müracaat üzerine kitapların sahiplerine iade edilmesi ve toplattırma teklifinde bulunan memurun da Doğu’da basit bir memuriyete sürülmesi emrediliyor.

Şu sigara nelere sebep olmuş görür müsünüz!

Şimdi ortaya bir soru çıkıyor:

Kur’ân-ı Kerim’de yer alan “Allah’a, Resulüne ve ulül’l-emre itaat” emrindeki ulü’l-emr devleti yönetenler midir, âlimler midir?

Bu sorunun cevabını da inşaallah yarın yazalım.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
363 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...