logo

Rap müzikle alıp veremediğim


İsmail Kılıçarslan
i.kilicarslan@gmail.com

Elbette blues, dünya müziği, prograsif rock, hele hele arabesk kadar ilgi duymadım RAP’e ama kulağımın bir yerinde hep durdu bu politik, asi, ezilenlerden yana ve bir yanıyla şiire benzeyen müzik türü.

Tabii ki Türkçe RAP konusunda Almanya menşeli Cartel’in öncülüğü inkâr edilemez ama beni heyecanlandırdığını söylemem zor. İlla Almanya’dan bir grup sevmem gerekirse İslamic Force daha dikkat çekiciydi benim açımdan.

2000’lerin başında bir RAP klanı olarak kurulan Kuvvetmira ise oldukça heyecan vericiydi diyebilirim. Sago ve Ceza’yı sevmeme, Fuat ve Sahtiyan’dan hazzetmememe rağmen gerçek bir RAP atağı olduğunu söylemezsem ayıp olur. Buradaki gerçeği “hakiki” anlamında ele alın lütfen. Kuvvetmira’nın FOK şarkısı mesela gelmiş geçmiş en iyi Türkçe RAP liriklerinden birine sahiptir.

Bu tarih bahsini çok uzatmayayım ama bir iki şey daha söyleyeyim. Hâlâ Türkçe RAP’in iki büyük yıldızı Sagopa ve Ceza’dır. Üstelik hem yaptıkları işlerle böyledir bu hem de küs kalmayı başararak piyasayı domine etme şekilleriyle. Ve elbette onların hemen yanına büyük bir müzisyenin, Yener Çevik’in ismini de yazmalıdır.

Şimdi Sagopa, Ceza, Fuat, Sahtiyan, Abluka Alarm falan “eski nesil” kabul ediliyor RAP’çiler tarafından. Şimdi yepyeni ve dinleyende sadece “bunlar ne plastik adamlar yahu böyle” hissi uyandıran bir “yeni nesil” RAP’i var.

Ben de bu yazıyı tam bunun için yazıyorum zaten.

Eski nesil RAP, Ceza’dan ödünç alırsak “RAP harekettir ve de politiktir” denilebilecek bir yere konumlanmıştı. Memlekette ve dünyada olup bitenlere karşı aldıkları bir sözleri vardı o adamların. Bu söz alma biçimlerini beğenir ya da beğenmezsiniz orası ayrı bir şey tabii ama bu çabanın kendisi çok değerliydi. Tabii bir yandan da sosyolojinin, sokağın, alt kültürün capcanlı şekilde yaşadığı bir sözlüğü de vardı RAP’in. En basitinden, bence çok ortalama bir grup olan Saian’ın Kanunsuzlar şarkısında bile sözlük derinliğine hayran kalırdınız. Tabii anlamsal bütünlük ve dikey derinlik de cabası.

Şu değil tabii. Eski nesil RAP’çilerin de sık sık düştüğü bir “en iyi RAP’çi benim, benim dışımdakiler çöp” olayı vardı hep. “Ben geldim lan, dağılın” ergenliğiyle izah edilebilecek bir yan eski nesilde de vardı. Sansar Salvo mesela “ben aslında alayından iyiyim” demediği herhangi bir şarkı yaptı mı emin değilim. Ama bu defo bile, hakiki bir çaba ortaya koyan eski nesil RAP’çilerde, nasıl derler, güzel duruyordu.

Son iki yılda adeta “bütün RAP zevkinizi elinizden almaya geldik” cümlesinde birleşmiş bir yeni nesil RAP dalgası var. Ne dediklerini bir türlü anlayamadığımız lirikleri, taklidin taklidi klipleri, suyunun suyu müzikal yapılarıyla “parayı vurmak” dışında hiçbir derde sahiplermiş gibi görünmüyorlar.

Dahası oldukça “kofti” adamlar neredeyse tamamı. “Çok bunalımdayım tamam mı, acayip iyi uyuşturucu kullanırım tamam mı, dünya çok anlamsız tamam mı, zaten polislerden de tiksinirim tamam mı, en iyi RAP’i sadece ben yaparım tamam mı, kafam da acayip güzel tamam mı” şeklinde uzayıp giden anlam yoksunu şarkılarıyla kulaklarımızı iğdiş etmeye karar vermişler sanki.

Bir de tabii, duydukça, gördükçe güldüğüm çeşitli meseleler var. Şarkılarında “polise de posta koyarım, adamın kafasına da sıkarım” diye bol keseden atıp tutan bu plastikler, polis bunları uyuşturucudan gözaltına aldığında “ama ben uyuşturucu propagandası yaptığımı bilmiyordum ki polis abiii” diyerek uysal koyuna dönüşüyorlar birdenbire. Ya da “hayatın heyecanı meyecanı yok” liriği döktüren, aşırı karanlık adam spor ayakkabı markasına parasıyla RAP yapıyor.

Görünen o ki Türkiye’deki pop müziğin düştüğü çukurun çok daha kötüsüne düşmüş durumda Türkçe RAP. Söz arıyorsunuz, söz yok. “Dert etme o kadar kalmıycaz / bütün işler geçince anlayacakla / rahat ol bizi kim susturacak / kin besledik ama kan kusturucaz” nedir mesela yahu? İlkokul ikideki çocuk yazıp getirse öğretmeni zayıf verir bu liriğe. Bakın bunun Türk popunun geldiği “diline dolanmış bahaneler / bahane değil onlar harabeler” düzeyinden zerre farkı yoktur.

Aslında sorun sadece RAP ya da popta da değil. Türkiye’de her şey hızla plastik ve kofti hale geliyor. Asıl sorun galiba orada. “Hakiki” bir şey bekleyerek tüketiyoruz ömrümüzü, hakiki sandığımız ne varsa hepsinin plastik olduğunu itiraf etmek zorunda kalarak tüketiyoruz hayatımızı. Hepsi bu.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
510 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...