logo

Öz eleştiri


Hayrettin Karaman
h.karaman@gmail.com

Arapça bir WhatsApp grubunda paylaşılan ve aşağıda tercümesini sunacağım öz eleştiriyi, oranını bilmesek de içimizde var olan ve içinde yaşadığımız ahlaki ve dini durumu tasvir etmesi bakımından paylaşmaya değer buldum.

Her paragrafın başında “garip günler, ne günlere kaldık” başlığı var. Bunları tekrar etmeden konuşma çizgisi koyacağım:

-Evli çiftler, eşinin romantik olmadığını veya kendisi ile yeterince ilgilenmediğini ileri sürerek ihanet ediyor sonra da suçsuz ve nezih olduklarını iddia ediyorlar.

-Gencecik kızlar hayatlarının baharında hayvanların bile utanacağı fotoğraflar gönderiyorlar.

-Babalar ve anneler, çocuklarının yiyecek ve giyeceklerine önem veriyorlar, onların ruhuna ahlaki değerleri ekmeyi ihmal ediyorlar.

-Memurlar, maaşlarının azlığını bahane ederek işlerini hakkıyla ve ihlaslı olarak yapmıyorlar, Allah Teâlâ’nın helal kazanca bereket vereceğini, haram kazancı ise bereketsiz kılıp yok edeceğini unutuyorlar.

-Genç kızlar ve erkekler, sokaklarda dolaşmak ve eğlenmekle saatler geçiriyorlar, birinci rek’atta yoruyorlar.

-Genç kızlar ve genç erkekler haz ve neşe içinde müzik dinliyorlar, Allah’ın kelâmını duyunca göğe tırmanırcasına içleri daralıyor ve bilmiyorlar ki helâl, haram ile karışık olmaz.

-Hoşumuza giden, lezzet aldığımız, az ve çok her şeyi satın alıyor ve yüzlerce para ödüyoruz, bir yardım sandığına rast geldiğimizde ise içine atmak için bozuk para arıyoruz, sandığın dibine ulaşınca çıkardığı ses ile böbürleniyoruz.

-İşe, okula, üniversiteye gecikmemek için saat kuruyoruz, sabah namazında Allah’ın huzuruna çıkmayı unutuyoruz, hâlbuki her ikisini programlama imkânımızın olduğunu biliyoruz.

-Birbirimize küfrediyoruz, Allah’ın kullarının namuslarına söz ediyoruz ve “ağzından çıkan her sözü dikkatle takip edip kaydedeni” unutuyoruz.

-Olay çokluğundan şikâyet ediyor, “Bunu bizim emrimize vereni tenzih ederiz, hâlbuki o vermeseydi biz ona yaklaşamazdık” uyarısını unutuyoruz.

-Karşı cinsi tahrik edecek yerlerini gösteren elbiseleri giyen eşlerini ve kızlarını gördükleri halde kendilerinin anlayış sahibi, medenî ve hür olduklarını ileri sürerek kıskanmayı ve erkeklik damarlarının kabarmasını unutmuş erkekler var. “Allah’ım sonumuz güzel eyler!”

-Rüşvet kahve oldu. Kadın erkek karışık hayat medeniyet oldu. Açık saçıklık zarafet oldu. Çıplaklık hürriyet oldu. İyi ve meşru olanı yaptırmaya çalışmak taassup, kötü olanı engellemeye çalışmak ise gericilik oldu.

-Şeytan daha işin başında bizi dünyada saptıracağını, ahirette ise bizden uzaklaşacağını açıkça söyledi, fakat “sağırlar, dilsizler, körler ve akletmiyorlar”.

-Kalbi mahzun eden söz: “Şu uygarlık çağında”.

Bir kimseye günah işlemekten vazgeçmesini öğütlediğinde cevabı “Yalnız ben yapmıyorum, insanların çoğu bunu yapıyor” oluyor. Hâlbuki Kur’an-ı Kerim’de “insanların çoğu” ifadesini araştırdığında bu sözden sonra “İnsanların çoğu bilmezler, insanların çoğu şükretmezler, insanların çoğu iman etmezler” ifadelerini görüyorsun.

“Onların çoğu” ifadesini araştırdığında da, arkasından “çoğu yoldan çıkmışlardır, çoğu bilmezler, çoğu Hak’tan yüz çevirirler, çoğu akletmezler, çoğu dinlemezler” ifadesi geldiğini görüyorsun…

Siz, Allah Teâlâ’nın şöyle buyurduğu azlardan olun: “Kullarımdan hakkıyla şükredenler azdır”, “Onunla birlikte ancak pek azı iman ettiler”, “Öncekilerden bir topluluk, sonrakilerden de pek azı…”.

Paylaşılan mesaj burada bitiyor.

Az sayılamayacak kadar Müslümanın bu haller içinde olduğu bir gerçektir. Şimdi oturup neden böyle olduk, nasıl düzelir sorularını sormak, kendimizden başlayarak elden geleni yapmak durumundayız.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
429 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...