logo

Öylece anlatılan


İsmail Kılıçarslan
i.kilicarslan@gmail.com

“Sen o adam değilsin. Üzer seni bu kız, paramparça olursun” dedim, ama dinletemedim.

Şimdi Allah var, günlerden bir gün başını yerden kaldırıp da itiraz ettiğini görmedim söylediklerime. Fakat itibar da etmedi. Öyledir zaten o. İtiraz etmez, dinler yahut dinlermiş gibi yapar ve sonunda bildiğini okur. Sonunda canının yandığıyla, acıyan yarasıyla kalır.

Daha rahmetli İhsan abi sağdı. Takımın Süper Amatör’e çıktığı sene işte… Anası buna bir kız buldu. Kız da bildiğimiz kız. Aşağı mahallede Hayri abi yok mu, Kömür İşletmeleri’nden emekli. Onun büyük kızı. Hacer. Evinin kızı. Liseden sonra bir iki çalışmış ama kulak asma. Daha ziyade “bir hayırlı kısmet çıksın” diye yol gözleyen taze.

Ben Neriman teyzeden haberi alınca market yolunda bir ince pusuya yattım bununla. Gördü bu Hacer’i. “Güzelmiş” dedi. Dedim ki “dünya ahret bacım olsun çok güzel. Kaçırma işte sen bunu. Hayır bizim gibi işsiz güçsüz tayfası olsan takıl diyeceğim biraz daha. Ama askeri yedin, havaalanında da güvenlik işini kaptın, sırtın yere gelmez. Peder bey de üst daireyi verecek. Daha nedir yani? Yaptın işte itliğini altı ay bir sene. Çek artık kuyruğunu da gir hizaya.”

“Doğru diyorsun abi” dedi o gün bana. Ben de “o zaman hayırlı olsun” dediydim. Demek o işte hayır yokmuş.

Rahmetli babası İhsan abi yüzünden başladı biliyor musun? Bayılırdı rahmetli konuya komşuya yardım etsin, milletin eksiğini gediğini tamamlasın. Mahalleye elinde üç yaşında bebesi bir hanım ablamız gelmiş, ona para harcatmak olur mu? İhsan abi haber saldı bize. Gittik evin boyasını badanasını yaptık hayrımıza. Taşınma günü de yüklendik buzdolabını, vitrini falan.

Ben o gün işe ayıkamadım. Yoksa bu “güzel kadınmış değil mi abi?” diye sorduğunda “ayıp lan sana, kucağında bebesiyle çıkmış gelmiş, mahalleye sığınmış” demekle kalmaz ağzının ortasına da yumruğu gömerdim.

“Sığınmış” da lafın gelişi işte. Sonradan sonraya öğrendik hanım ablanın türlü türlü huylarını. İki nişan atmış, üç-beş kafa koparmış, sonunda mecbura kalıp nikâh masasına oturmuş. “Mecbura kalıp” dediğimi de anlıyorsun değil mi?

Ben bir değişiklik sezdim bizimkinde de, konduramadım biliyor musun? İş arıyorum bir yandan, anamın hastane işleri bir yandan derken eğilemedim de mevzuya. İş işten geçince ayıktım. Hem zaten o ara Hacer de istendi, “bir daha bekleriz” denildi falan.

Şimdi bak. Bu bana gelip dedi ki “abi ben aşık oldum.” Kızdım ama dinlemedi işte. Yahu bir kere kadın senden yedi-sekiz yaş büyük. Bebesi var. Kocadan takanaklı ayrılmış. Kocadan öncesi de var. E yani birader, olacak iş mi?

Olacak iş değildi tabii de anlatamadım işte bizimkine. “Sen o adam değilsin. Üzer seni bu kız, paramparça olursun” dedim, ama dinletemedim.

Bir gece karmakarışık bir hikâye anlattı. Kızın kocasıyla ilgili. Mesele uzun ama özeti şu: Bu kocaya bir ders verilecek illa ki. Ondan sonra da “Allah’ın emri peygamberin kavli” denilip… “Olmaz Allah olmaz” dedim, “kafayı mı yedin oğlum, gül gibi Hacer varken” dedim. Gel de anlatsana bizim keçiye.

Eh, arkadaşlık belasıdır, yalnız bırakmak olmaz deyip indik bir gece eski kocanın dükkânına. Mesele uzadı. Mesele uzayınca iş pisleşti. İş pislesince emanet çekti adam. “Öyle olmaz böyle olur” diye hücum ettik. Sonuç bizimki kabadan, eski koca böbrek altından darbeli. Ben tutuksuz yargılamayla yırttım. Bu ikisinin “tutukluluk halinin devamına” dediler. İş altı ayda anca bitti tabii. “Cezanız yattığınıza denk, hadi güle güle” dediler.

Bunlar içerdeyken bir gece tası tarağı toplayıp, bebeği de kucağına alıp uzadı hanım ablamız. Bilmem artık nereye.

Ha sonra ne oldu diye soracak olursan? Bir şey olmadı. Aha bunu Hacer’le değil de başka bir kızla baş göz ettik. Eski koca işine gücüne döndü. Hanım abladan haber alamadık bir daha. İzi timi kaput… Ne oldu? Senin gibi güzel abilere anlatacak hikâye çıktı bize. Başka da bir şey olmadı.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler: » » »
Share
289 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...