logo

11 Kasım 2018

Osmanlı’nın hayaleti


Rasim Özdenören
riozdenoren@gmail.com

Uluslararası düzen Birinci Dünya Savaşı sonrasında bozuldu. Bir daha da, düzelmedi, düzeltilemedi…

Uluslararası düzen yalnızca siyasal temelde değil iktisadi temelde de tepetaklak oldu.

Özelde İngilizlerle Fransızların geneldeyse tüm Avrupa ülkelerinin elbirliği ile bozulan bir dünya düzeni… O düzen, çözüm önermeyen Versay anlaşması ile hukukî bir temele dayandırılmak istendi.

Ne ki o hukukî düzenleme de kötüyü daha beter hale getirmekten başka işe yaramadı. Nitekim İkinci Dünya Savaşı’nın çıkış nedeni özünde Versay Anlaşması’nı tasfiye etme amacına matuf idi…

Öte yandan Lozan Anlaşması ile de Ortadoğu mıntıkası petrol rezervlerine göre Avrupa ülkeleri arasında paylaşıldı.

O tarihte ABD, Wilson İlkeleri muvacehesinde kıta dışına çıkmayı reddettiği için söz konusu paylaşımda hisse kapamadı.

Daha sonra bunun farkına varan ABD bu eksiğini giderme çabası ve telaşı ile Ortadoğu’dan ayrılmamaya başladı. Ortadoğu’da bitmez tükenmez ihtilafların içinde daima onun eli aranmalıdır. Şimdi bölge sahiplerinden daha çok ABD ilgileniyor bu bölgeyle…

Onun bölgeye ilgisi şu iki faktörle bağlantılıdır: 1. Petrol rezervlerinin selameti, 2. İsrail’in selameti…

İki faktörden herhangi biri ihlale uğradığı anda ABD müdahaleye hazır durumdadır…

Öte yandan kendi iradesi dışında Sykes-Picot (İngiliz-Fransız) ikilisinin parsellediği bölgeyi şimdi bizzat kendi eliyle yeniden düzenlemek istiyor. Tabii bu arada onun İsrail’in görünmeyen eli olarak hareket ettiğini de göz ardı etmemek gerekiyor.

İmdi, Ortadoğu’nun bozulan dengesinin en dibinde, dünya dengesini sağlayan Osmanlı Devleti’nin ortadan kaldırılmış olması durumunu asla unutmamak lazım. Yukarıdan beri sıraladığımız faktörler arasında asal faktör Osmanlı Devleti’dir…

Dünya sisteminin evrensel bağlamda bozukluğuna çare aranırken denklemin bu eksik değeri yerine konulmadan bir yere varılamayacağının farkına varmak gerekiyor. Ne var ki o değeri ortadan kaldıran güçten, onu yerine koymasını beklemek eşyanın tabiatına aykırı…

Şimdi o değeri yerine koymaya bugünkü Türkiye çaba gösteriyor. Hayır, Osmanlı’yı ihya etme gibi bir abes çabayla değil, fakat bizzat kendisi olarak dengenin eksik değerini ikame etmeyi misyon kabul ederek…

ABD’nin olsun AB’nin olsun Türkiye’yi boyuna çelmelemeye çalışmasının ardında bugünkü Türkiye’nin şahsında Osmanlı’nın hayaletini görme kaygısı yatıyor. Onun ürküntüsünü yaşıyorlar…

Türkiye ile hareket etmeyi onların bilinçaltı reddediyor.

Buradaki hayrı görmek istemiyorlar. Dünya barışı yolunun Türkiye’nin tarihsel misyonunu üstlenmesiyle açılacağını, fitne ve fesat ortamının böylece ifna edileceğini bir görebilseler şükran duygusuyla onun önünde eğilirlerdi. Ama doğuştan görmeyene o görüşü sağlamak ne mümkün!

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
432 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...