logo

15 Aralık 2019

Ölümün tırpanı hayatın coşkusu


Rasim Özdenören
riozdenoren@gmail.com

Hayatın ayırdığını ölüm birleştiriyor.

Hayatın eşitsizleştirdiğini ölüm eşitliyor.

Her insan teki yeryüzüne kendi özgün, özgül varlığıyla ayak basıyor…

Kimi eril, kimi dişil olarak dünyaya geliyor.

Hiç bir insan tekinin bedensel özelliği birbirine uymuyor. Zihinsel özelliklerinin uymadığı gibi… Dahası çoğunca zihinsel kalitelerinin farklı olması gibi…

Aynı okullarda okuyan, belki aynı okulda aynı üniformayı giyen öğrencilerin gene de farklı kişilikleri taşıması ve yansıtması gibi… Hepsi aynı dersleri okumuştur, aynı sınavdan geçmiştir, dahası aynı sınavda aynı performansı göstermiş öğrencilerin hayatta farklı yönlere meyletmesi, her şeye rağmen farklılıklarını koruma hususunda şaşmaması gibi… İsteseler şaşarlar mıydı? Asla… Onların biricikliği tam da bu noktada ortaya çıkıyor: herkes kendine özgü seçimin kaçınılmaz sonucunu gerçekleştiriyor.

Diyelim okuldaki ve hayat serüvenindeki başarıları birbirinin dengi olan kişiler birbiri ardından aynı işi yönetseler onların her birinin başarısı birbirinden farklı olacaktır. Hiçbir zaman bu başarılar örtüşmeyecektir. Benzeyebilirler ama örtüşmezler…

Benzeyiş özdeşlik demek değildir…

Albert Camus Veba romanının sonlarında bizim bu söylemimize ters düşen bir iddiada bulunur gibidir. Vebadan kurtuluş ilan edilip karantinanın çözüldüğü açıklanınca bütün kent ahalisi sokaklara meydanlara dökülür. Uzun süren korkulu günlerin ardından kurtuluşun ve özgürlüğün tadını çıkarmak üzere kendini eğlencenin sonsuz keyfine bırakır. Camus durumu şuna benzer bir cümle ile betimler: ölümün varlığının gerçekleştiremediği eşitlik, en azından birkaç saatliğine kurtuluşun coşkusunda ortaya çıkıyordu.

Kente veba ile gelen salgında insanlar birbiri ardından ölüyor… Ölüm, her birine farklı bir yüzle veya farklı yüzüyle görünüyor… Dolayısıyla, Camus ‘nün kanısına göre ölüm, ölenler arasında eşitliği gerçekleştiremiyor… Ama şimdi ölümden kurtulanların ve salgının sona ermesinin getirdiği sevinç kutlamalarının coşkusu onları eşitliyor…

Biz gene de soralım: ölümün tırpanı mıdır onları birleştiren, hayatın coşkusu mu?

Hayatın coşkusunu paylaşan herkes onu kendi özgeliği ve özgüllüğü ile yaşar, yaşıyor; ama ölüm, bütün farklılıkları eşitliyor… Coşkusu aşırı olan da ılımlı olan da, varsıl olarak o coşkuyu yaşayan da yoksulluğunu hiçe sayarak o coşkuya katılan da, coşkusunun farklılığına rağmen ölümün kucağında eşitleniyor. Varsıl da yoksul da, akıllı da deli de ölüm karşısında farklı işlem görmüyor. Ölüm herkese aynı işlemi uyguluyor: acıyla yaşayana da mutluluktan çıldırana da…

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
374 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...