logo

09 Şubat 2019

MEB, mülakat, mağduriyet, şikâyet


Mustafa Öztürk
m.ozturk@gmail.com

Bugün, “sözleşmeli öğretmenlik mülakatında mağdur edildik” diyen öğretmen adaylarının şikâyet ve serzenişleri hakkında yazmak, daha doğrusu bizzat kendi ifadeleriyle onların seslerini yetkili mercilere duyurmak istiyorum. Mülakat sınavlarındaki değerlendirmelerin en azından kısmî ölçüde öznel, sübjektif nitelikli olduğu öteden beri bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla mülakat neticesinde birilerinin kazanıp birilerinin kaybetmesi olağan bir durum gibi karşılanabilir. Hatta denebilir ki mülakat uygulaması kazandırmak kadar da elemek içindir. Fakat yaygın şekilde vaki olan şey, olması gereken şey değildir. Her zaman ve zeminde vazgeçilmez temel ölçüt ehliyet ve liyakattir. Öte yandan, mülakatta elenen sayısız öğretmen adayının “Biz niçin ve neye göre elendik?” şeklinde bir şikâyet ve serzenişte bulunması câlib-i dikkattir. Bahse konu şikâyetler ve serzenişlerin yetkili makamlarca dikkate alınacağı ümidiyle, mülakatta mağdur edildiğini belirten bazı öğretmen adaylarının e-posta yoluyla gönderdikleri mesajları bu vesileyle paylaşmak istiyorum.

Grup adına gönderilen bir e-postada şunlar söyleniyor: “Bizler sözleşmeli öğretmenlik mülakatında elenen yüzlerce öğretmeniz. İçimizde kendi alanında derece yapmış öğretmen arkadaşlarımız da var. Size bunları ifade ettiğim saatlerde mülakatı geçen arkadaşlarımız tercih yapma sevinci yaşıyorken bizler üzgün, kırgın ve şaşkın bir halde bekliyoruz. Canımızı en çok yakan durum, kutsal bildiğimiz öğretmenlik mesleğini hak ettiğimiz halde adil olmayan bir mülakatla elenmemiz ve bu hakkın elimizden alınması. Danıştay’ın mülakatlar kameralı ortamlarda yapılsın kararı olmasına rağmen böyle bir uygulamaya bizler şahit olmadık. Hepimiz çok zor şartlar altında okuduk. Yıllarını veren, hasta anne babasına bakan, yeni doğmuş bebeğine hem bakıp hem çalışan, ailesine yük olmasın diye 13 saat çalışıp 30 TL günlük maaş alan öğretmen arkadaşlarımız var. Ortada verilmiş bir emek, atanmayı yetecek puanlar var. Ortada olmayan şey ise bu emeklerimizin karşılığı. Bu durum sadece bizleri değil, ailelerimizi, sevdiklerimizi, arkadaşlarımızı ve hatta komşularımızı bile etkiliyor. Sayın Ziya Selçuk Bey herkesin KPSS puanlarının yuvarlanacağını söylemişti; ama bizlerin puanları neden yuvarlanmadı merak ediyoruz. Ki bizler mülakatta sorulan sorulara doğru cevap verdiğimiz halde elendik. Bizlere güvenlik soruşturması sonucu elendiğimiz söylendi. Buradan tüm yetkililere şunu söylemek istiyoruz: Neye göre elendik, hepimiz adlı sicil kaydı temiz olan insanlarız, bizleri neye göre elediniz?”

M.P.: Merhaba sayın Öztürk, ben 2018 yılında yapılan KPSS sınavından 83, 27 puan alarak kendi branşım olan beden eğitimi bölümünde derece yaparak atanmaya hak kazanmış bir adayım. 16 yıllık verdiğim emek sonun da amacıma ulaşmış olarak görüyordum kendimi ama sözlü mülakatta 55 puan verilerek saf dışı bırakıldım. Onca yıl verdiğim emek alın teri hiç sayıldı. Oysa ki üniversiteye girişte bile 4 farklı spor mülakatında onca insanı geçerek bu bölümü okumaya hak kazandım. Kendi ve bölümümü de yine 3.27 ortalamayla derece ile bitirdim. Okul dönemimde de onca zorluklara göğüs gerdim. İnşaat, hamallık, garsonluk gibi yapmadığım iş kalmadı ve sonunda kendi işim olan öğretmenlik mesleğini icra etmeye hak kazanmışken mağdur edildim.

F.A.: Sayın Hocam, bizler mülakat mağdurları olarak sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Babam engelli ve elimden geldikçe aileme bakmak zorundayım. Gerekirse sizinle röportaj yaparım. Yeter ki sesimizi bir yerlere duyuralım. Bizler bu vatanın evlatlarıyız. Hepimiz omuz omuza mücadele verdik; lütfen sesimiz olun.

F.S.A: İyi günler. Mülakat mağduru öğretmenlerden sadece biriyim. İki yıldır kontenjandayım ama atanma hakkım elimden alınıyor. Sesimiz olursanız çok mutlu oluruz. Lütfen, desteklerinizi eksik etmeyin. KPSS 80 olan puanım iki defadır baraj altı bırakılıyor. Sicilimiz tertemiz… Hiçbir illegal faaliyetim bulunmamakta. Bize yapılan bu haksızlığı lütfen sizler de dile getirin. Yetkililere de ulaştırın.

C.Ö.: Lütfen sesimiz duyurun. Mülakatlarda hak yeniyor; binlerce öğretmen mağdur. Ses verin bizlere… Binlerce kez duacı olurum…

E.D: İyi günler Mustafa Bey! Mülakatla mağdur edilen öğretmen adaylarından biriyim. KPSS’den 93 puan alarak Sınıf öğretmenliği alanımda Türkiye 6.sıyım; fakat mülakatta 56 puan verdiler ve elediler beni. Benim gibi yüzlerce derecelik arkadaş var elenen. Sicil kaydımızı alıyoruz, hiçbir sıkıntı yok. 3 dakikalık mülakatla hayatımız, umutlarımız, ailemizin ve bizim emeklerimiz yıkılıyor ve kimseye duyuramıyoruz sesimizi. Lütfen, mülakatın kalkması ve KPSS puan üstünlüğüne göre alım yapılması için desteğinizi bizden esirgemeyin.

L.G.: Merhabalar, ben Biyoloji Öğretmeni adayıyım. 2018 sözleşmeli öğretmenlik mülakat mağduruyum. 80 üstü olan KPSS puanlarımız mülakat ile baraj altında bırakıldı. 16 yıllık emeğimiz sadece 5 dakikalık mülakat ile tek kalemde silindi. Neden baraj altında bırakıldığımıza dair herhangi bir gerekçe de sunulmuş değil. Benim gibi yüzlerce mağdur arkadaşım var. Sizin bu konuda duyarlı olacağınıza inancımız tam. Sesimizi gerekli mercilere duyurmamıza yardımcı olur musunuz?

(KARAR)

Etiketler: » » » » » » » » »
Share
640 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...