logo

Kötülüğe hizmet eden iyi adam


Rasim Özdenören
riozdenoren@gmail.com

Simone Signoret’nin Türkçeye “Özlemin Eski Tadı Yok” başlığı ile çevrilen anı kitabında yeri düştükçe atıfta bulunduğum bir cümlesi var. Signoret bir Fransız kadın sinema oyuncusu… Kitaptan sosyalist eğilimli biri olduğunu öğreniyoruz. Sanatta üstün bir başarının sahibesi… Şu bilgiyi de aktarayım: bir kadın oyuncu için daima iyi anne, iyi sevgili rolleri şayanı tercihtir…

Böyleyken kitabının bir yerinde şu cümleyi kuruyor: Ben, diyor Signoret, mesajı faşizm olan bir filmde iyi anne rolünü üstlenmektense, mesajı sosyalizm olan bir filmde gestapo şefi rolünü üstlenmeyi tercih ederim…

İşte bu tercih bir bilinç meselesidir…

O filmin temel mesajı nedir, oyuncu ona bakmalı… O filmde iyi bir insan rolünü üstlenmiş olabilir, ama o iyi insan rolü ne kadar üstün başarıyla icra edilirse, filmin mesajına da o ölçüde katkıda bulunmuş olur…

Ama yanlış bilinç sahibi filmin temel mesajını dikkate almadan, kendi kişisel rolü iyi olsun da isterse kötülüğe hizmet etsin anlayışıyla iş tutar…

Bir sinema veya sahne oyununun veya bir romanın kahramanları çeşitli kimliklerle rollerini ifa eder. İyi adamlar, kötü adamlar veya kadınlar, eyyamcılar, hasisler, cömertler vb. aynı konunun yansıtılmasında rol üstlenirler. Rollerin hepsi birden o senaryonun nihai mesajını vermede pay sahibidir. Bu roller ne kadar iyi icra edilirse, mesaj o oranda güçlü yansıtılmış olur. Ama dikkat etmeli: kahramanların hepsinin iyi kişilikler olması o eserin illa da bizim tasvip edeceğimiz mesajın verilmesine medar olmaz.

Durum hayatın her safhasında geçerlidir. Nice iyi insanların kötülüğe alet edildiği bilinen bir keyfiyet…

Siyasal ortamda da iyi bilinen kişilerin olumsuz senaryolarda istihdam edildikleri az rastlanan vukuattan sayılmaz.

Politik mesajın temel mantığı ile kişilerin bireysel tutumu birbirine karıştırılınca, iyi oyuncular son tahlilde belki kendilerinin de tasvip etmedikleri, etmeyecekleri senaryolarda kullanılmış olurlar.

Bu tuzağa düşmemek yüksek bilinç gerektiriyor.

Vaktiyle yelpazenin bir ucunda yer aldığını bildiğimiz bazı siyaset erbabının bu yanlış bilinç yüzünden düştükleri tuzak tam da bu noktada tecelli ediyor. Savrulup gittiler. Ve şimdi, vaktiyle muhalif oldukları fikirlerin safında savaşım sürdürüyorlar…

Ülkemizdeki aktüel siyasal hareketlilikte de bu yanlış bilincin sahne aldığı gözleniyor. İş işten geçtikten sonra vah esef denir ama o esef sadece abesle iştigal olur ve abese dönüşür.

(YENİ  ŞAFAK)

Etiketler:
Share
393 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...