Son Dakika


Sadi anlattı ben yazdım. Öyle oldu billahi…
Gazne’lerden bir Gazne’de, Mahmutlardan bir Mahmut, mevsimlerden kış iken yanında veziriyle birlikte tebdili kıyafet çarşı pazar gezer imiş. Yol buradan gider, şuradan döner, şuncağıza da bir bakalım diye diye çarşının sonuna erişmişler ki çarşının sonu gayetle kötü kokarmış, çünkü oracıkta debbağlar deri tabaklarlarmış.
Sultan Mahmut, kışın ayazında çarşıya ve dünyaya sırtı dönük vaziyette durmadan deri tabaklayan yaşlı bir ustaya varıp selam etmiş. Demiş ki “sana selam olsun ey pirifâni.”
Deri ustası, ne istifini bozmuş, ne arkasına dönmüş. Gelenin kim olduğunu bilmeksizin “sana da selam olsun ey cihan padişahı Sultan Mahmut. Halin hoş mudur?” diyerek mukabele etmiş Mahmut’un selamına.
Mahmut, “altıda ne yaptın?” diye sormuş ustaya. Usta da derin bir iç çekip “altıyı altıya kattım da on iki etmedi sultanım” diye cevap vermiş. Sultan gülümseyerek “ya geceleri uyanmadın mı?” diye bir başka soru sormuş. Usta “uyandım elbet” demiş, “uyandım amma elin oldular.” Sultan bu kez “peki sana bir kaz göndersem yolar mısın koca usta?” diye sormuş. Ustanın cevabı “merak buyurmayın sultanım, hem de viyaklatmadan, ciyaklatmadan yolarım” olmuş.
Bu tuhaf konuşmanın ardından Sultan Mahmut “öyleyse kal sağlıcakla ustam” diyerek yürümeye devam etmiş. Azıcık daha ilerleyince meraklı bir adam olan vezir, sultana “sultanım” demiş, “siz o yaşlı adamla ne konuştunuz, doğrusu hiçbir şey anlamadım. O adam, sırtını bile dönmeden sizi nereden tanıdı? Altıya altı katınca niçin on iki olmasın? Gece uyanmak ne iştir? Kaz nereden çıktı?”
Sultan “konuştuklarımızda anlamayacak bir şey yok vezir. Lakin kabahat bende ki senin gibi bir şeyden anlamayan bir nadanı kendime vezir almışım” diyerek cevap vermiş. Ardından öfkelenip, kestirip atmış: “O adamla ne konuştuğumuzu öğrenmek için iki saatin var. Eğer konuştuklarımızın ne manaya geldiğini bana birer birer anlatamazsan kelleni aldırırım. Şimdi yıkıl karşımdan.”
Güya akıllı ya bizim vezir. Sultanın yanından ayrılır ayrılmaz doğruca deri ustasının yanına varmış. Niyeti, adamcağızın eline üç beş kuruş sıkıştırıp sultanla ne konuştuklarını anlamakmış.
“Söyle bakalım” demiş ustanın yanına varınca, “sen sultanı nereden tanıdın?”
Usta, tabakladığı deriyi bir yana bırakıp bir taşın üzerine çökmüş. Kırçıllaşmış sakallarını karıştırarak “söylerim ama bu bilgi size yüz altına patlar haşmetli vezir” demiş.
Yaşlı adama üç beş kuruş vermeyi planlayan vezir bu işe çok bozulmuş ama işin ucunda kelleden olmak var. Çaresiz, yüz altın verip cevabı öğrenmiş. Usta demiş ki “sadece sultan kısmı kendisinin ölümsüz olduğunu düşünür de başkalarına ‘pirifâni’ diye seslenerek kibre düşer. Sultanın sultan olduğunu oradan anladım. Vezir merakla “ya altı meselesi” demiş. Usta istifini bozmadan “yüz altın daha” demiş. Çaresizlikten bir yüz altın daha toslamış vezir.
Usta anlatmış: “Haşmetli vezir hazretleri. Sultanımız bana ‘altıda ne yaptın’ diye sorarken ‘yazın altı ay çalışıp da kışın yetecek rızkı kazanmadın mı?’ diye sordu. Ben de ona ‘yazın da çalıştım, gördüğün gibi kışın da çalışıyorum ama yine de geçimim dardadır’ dedim.”
Vezir, bu cevaba da memnun olup “peki ya gece uyanma meselesi” diye sormuş. Bu sefer cevabın kaç para edeceğini bildiğinden yüz altını da istenmeden uzatmış. Usta, altınları kuşağına koyup “sultanımız bana ‘geceleri uyanmadın mı?’ diye sual ederek ‘çoluğun çocuğun yok mu, onlar çalışıp sana bakmıyorlar mı?’ dedi. Ben de ona ‘uyandım amma elin oldular’ dedim. Yani sadece kız evlatlarım olduğunu, onların da gelin olup başkalarına gittiğini, benim de geçimimi temin için çalışmaktan başkaca bir yolumun olmadığını anlattım.”
Vezir, “sağ olasın usta” diyerek ayaklanmış kelleyi kurtarmanın verdiği rahatlıkla. Usta, “kaz meselesini merak etmiyor musun sayın vezir?” diye sormuş. Vezir, gülümseyerek mukabele etmiş: “Kaz meselesini artık biliyorum usta. Sultanın sana yolmak için yolladığı kaz benim. Sen de Allah için beni viyaklatmadan ciyatlatmadan bir güzel yoldun. İşinin ehli imişsin. Haydi kal sağlıcakla.”
(YENİ ŞAFAK)
Etiketler: İsmail KılıçarslanYorum yapabilmek için Giriş yapın.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
02 Mart 2020 YAZARLAR
02 Mart 2020 YAZARLAR
04 Ocak 2020 YAZARLAR
03 Ocak 2020 YAZARLAR