logo

01 Nisan 2019

Kakofoni ahenge karşı


Rasim Özdenören
riozdenoren@gmail.com

Kakofoni, ses uyumsuzluğu…

Her kafadan bir ses çıkması…

Ancak o sesler birbirine uymaz… O sesler kendi arasında bir melodi yaratmaz… Dahası, kimin ne dediği anlaşılmaz…

Kakofoni kimi sözlüklerde çıkakları yakın seslerin art arda gelmesi sonucu söyleyişin kulağı rahatsız etmesi olarak tanımlanıyor.

Bu durum, tek kişinin ağzından çıkan uyumsuz ve anlaşılmaz hecelerden veya sözcüklerden oluşabileceği gibi; çok kişinin bir arada konuşup çığrışmasından da meydana gelebilir. Televizyon ekranlarında sergilenen tartışma programlarında sıkça karşılaştığımız tablolar cümlesindendir bu durum…

Acaba neden aynı olay, aynı kelime aynı bağlam bütünlüğü içinde kavranamıyor ve kakofoniye yol açıyor? Çünkü daha başta aynı kelime farklı bağlamlarda kullanılır olmaya başladı. Sözlükte aynı kelimeye kimileri yerli kültürün öngördüğü bağlamla ilintili bir anlama yüklerken, kimileri aynı kelimeye Batı kökenli bir anlam yakıştırmaya çaba gösteriyor. Talihsizlik şurada: aslında o kelimeye yüklenen anlam ne tam olarak Batı kültüründe bir karşılık buluyor, ne de yerli kültürümüzde o kelimeye yüklenmek istenen anlam mevcut… Böylece iki cami arasında kalmış beynamazın durumu ortaya çıkıyor…

Sonuç şu: insanlar birbirine kızıyor, birbirine yumruk sallıyor, birbirini anlayışsızlıkla suçluyor, kendinden başka kimsenin haklı olabileceğini kabul etmiyor… İşte tam da kakofoni hali… Hoşgörüsüzlüğün, birbirini anlamayı reddedişin onmaz girdabı…

Çaresi var mı? Var elbet… Aynı kültürün ortak terimlerinde buluşmak… Ortak terimlerden uzaklaşmamız için bir Tanzimat fiskesi yetti. Aynı terimlere ortak çıkmamız için farklı bir Tanzimat hareketine mi ihtiyaç bulunuyor, bilemiyorum.

Tenafür-ü kulûb halinin müellefetül kulûba dönüşmesi o kadar kolay başarılabilir mi, emin değilim…

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
606 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...