Son Dakika


Kakofoni, ses uyumsuzluğu…
Her kafadan bir ses çıkması…
Ancak o sesler birbirine uymaz… O sesler kendi arasında bir melodi yaratmaz… Dahası, kimin ne dediği anlaşılmaz…
Kakofoni kimi sözlüklerde çıkakları yakın seslerin art arda gelmesi sonucu söyleyişin kulağı rahatsız etmesi olarak tanımlanıyor.
Bu durum, tek kişinin ağzından çıkan uyumsuz ve anlaşılmaz hecelerden veya sözcüklerden oluşabileceği gibi; çok kişinin bir arada konuşup çığrışmasından da meydana gelebilir. Televizyon ekranlarında sergilenen tartışma programlarında sıkça karşılaştığımız tablolar cümlesindendir bu durum…
Acaba neden aynı olay, aynı kelime aynı bağlam bütünlüğü içinde kavranamıyor ve kakofoniye yol açıyor? Çünkü daha başta aynı kelime farklı bağlamlarda kullanılır olmaya başladı. Sözlükte aynı kelimeye kimileri yerli kültürün öngördüğü bağlamla ilintili bir anlama yüklerken, kimileri aynı kelimeye Batı kökenli bir anlam yakıştırmaya çaba gösteriyor. Talihsizlik şurada: aslında o kelimeye yüklenen anlam ne tam olarak Batı kültüründe bir karşılık buluyor, ne de yerli kültürümüzde o kelimeye yüklenmek istenen anlam mevcut… Böylece iki cami arasında kalmış beynamazın durumu ortaya çıkıyor…
Sonuç şu: insanlar birbirine kızıyor, birbirine yumruk sallıyor, birbirini anlayışsızlıkla suçluyor, kendinden başka kimsenin haklı olabileceğini kabul etmiyor… İşte tam da kakofoni hali… Hoşgörüsüzlüğün, birbirini anlamayı reddedişin onmaz girdabı…
Çaresi var mı? Var elbet… Aynı kültürün ortak terimlerinde buluşmak… Ortak terimlerden uzaklaşmamız için bir Tanzimat fiskesi yetti. Aynı terimlere ortak çıkmamız için farklı bir Tanzimat hareketine mi ihtiyaç bulunuyor, bilemiyorum.
Tenafür-ü kulûb halinin müellefetül kulûba dönüşmesi o kadar kolay başarılabilir mi, emin değilim…
(YENİ ŞAFAK)
Etiketler: Rasim ÖzdenörenYorum yapabilmek için Giriş yapın.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
02 Mart 2020 YAZARLAR
02 Mart 2020 YAZARLAR
04 Ocak 2020 YAZARLAR
03 Ocak 2020 YAZARLAR