logo

14 Şubat 2019

İki tarz-ı siyaset


Rasim Özdenören
riozdenoren@gmail.com

Bu ülkede halen iki siyaset tutumu ön alıyor: 1. Projeye dayalı siyaset, 2. Ayak oyunlarına (entrika) dayalı siyaset…

Projeye dayalı siyaset üzerine konuşacak fazla bir şey yok, onun sınırları belli…

Ama diğerinin belirlenmesi gerekiyor: Onların ülke meseleleri ile ilgili bir kaygısı bulunmuyor. Entrikaya “gönül vermiş” olanlar kendi kişisel çıkarı neyi gerektiriyorsa ona göre bir gidiş istikameti belirliyor.

Söylenmeden de belli, demokrasilerin temel dayanakları siyasal partilerdir. Siyasal partiler ülke yönetimi için birbiriyle yarışır. Yarış için de ülkeyi hangi esaslara göre yöneteceğini programında belirtir, öngördüğü yatırımları projeleriyle açıklamaya girişir. Ancak ayak oyunları üzerine kurulu bir tutum benimseyenlerin böyle bir derdi yoktur. Onların derdi sureta karşı çıktığı öteki partilerin politikasına muhalefetten ibarettir. Onları kıyasıya eleştirirler. Ne ki eleştirdiği konularda kendisinin ne yapacağı hususunda suskun kalırlar. Çünkü önerebilecekleri bir proje yoktur. Onun yerine şöyle bir söylemi tercih ederler: örneğin işçilere ücretlerinin yeterli olmadığını, işçi ücretlerinin yukarıya çekilmesi gerektiğini bildirirler. Emekli maaşlarının yetersizliğinden, asgari ücretin düşüklüğünden bahisle bu ücretlerin de yükseltilmesi gerektiğini ileri sürerler. Ancak ücretlerin yükseltilmesinin hangi kaynaktan karşılanacağı hususu meçhuldür. Besbelli ki, hasbelkader iktidara gelseler, mevcut hazineden bir defalığına ücretlerde bir ayarlama yapabilirler. Ama kaynak hazinenin mikyası ile sınırlı olduğundan mevcut birikim tüketildikten sonra yeni vergilere veya mevcut vergilerin oranını yükseltmeye gitmek zorunda kalacaklardır. Ama bunu umursamazlar, umursamalarına da ihtiyaç yoktur, nasıl olsa iktidar olma niyetleri yoktur!

Ayak oyunlarıyla ülkeyi yönetmeye talip olanların öteki müracaatgâhı ideolojik argümanlardır… Muhaliflerini kurulu düzenin ilkelerine ihanetle itham eder veya kendince fetiş saydığı değerlere muhaliflerinin itibar etmediğini, böyle giderlerse ülkeyi batıracaklarını ileri sürerler… Değerlerimiz, ilkelerimiz elden gidiyor, vatan batıyor yaygaralarıyla ortalığı velveleye vermeye çalışırlar.

Kendi iç işlerinde ise sadece sen git, ben geleyim savaşımı verilir. Biri gidip öteki gelse onun da ne yapacağı belli değildir. Çünkü hiçbiri belli bir projeyi yürürlüğe koyma derdini gütmez. Bunların ağzından: “Ben gelirsem şu işi şöyle kotaracağım, şunların yapılması gerekirken bunlar yapılıyor, bu işin doğrusu şudur!” kabilinden bir söylem işitilmez. Bunun yerine: “O gitsin, ben geleyim…” İyi de niye? Cevap yok!

Proje temeline dayalı siyaset güdenlerin söylemi nettir: onlar hukuk, iktisat dış politika konularında ne yapacaklarını sarih biçimde açıklarlar. Hangi yatırımlara öncelik verileceğini önceden bildirirler. Hangi alanda ne yapılacağı önceden belli olduğu için, onun başarısı nesnel olarak ölçülebilir. Ve hesabı sorulabilir.

Bir ülkede niçin bazı siyasal aktörlerin boyuna kaybettiği ve ötekilerin niye boyuna kazandığı onların güttüğü bu iki siyaset tutumuna bakarak açıklanabilir.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
286 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...