logo

02 Aralık 2018

Her kuruluş kurum olur mu?


Rasim Özdenören
riozdenoren@gmail.com

Nasrettin Hocaya sormuşlar:

– Hocam, abdestsiz namaz kılınır mı?

Hoca, ölümsüz ironilerinden biriyle cevap vermiş:

– Ben kıldım, oldu.

Evet, senin kabulüne göre olur da, acaba olur mu?

Bir siyasal parti kurulur. Yasal olarak eksiği gediği yoktur. Ama gerçeklik karşısında bir geçerliğinin bulunup bulunmadığı soru konusu olabilir.
Yasaya konulan bir hükmün gerçeklikte bir karşılığı olup olmadığı toplumsal ihtiyaca cevap verip vermediğine bakılarak test edilebilir. Yasaya “bu devlet adildir” diye bir hüküm konulsa, salt bu hükme bakarak o devletin adaleti tescil edilmiş olur mu? Uygulamaya bakılır, adaletin tescili uygulama ile test edilir.

Kuruluşlar için de aynı durum geçerli… Ben kurdum demekle bir kuruluş “kurum” haline gelir mi? Kurumsallaşabilir mi?

Bir kuruluşun kurum haline gelmesi, kurumsallaşması onun toplumsal gerçeklikte bir karşılığının bulunup bulunmadığına bakılarak sınanır. Toplumsal gerçeklikte bir karşılığının olması demek toplumsal bir ihtiyaca cevap veriyor olması demektir.

Yakın tarihimizde batıp çıkan siyasal partilere bakıldığında görünen olay şudur: toplumda reel bir ihtiyaca karşılık gelen siyasal parti yaşıyor. Toplumsal karşılığı olmayan parti ise salt kurulmuş olmakla kalıyor. Bu, işin, olayın, doğasında içkin bir ilkenin geçerliği ile ilgili bir keyfiyet…

Bir kuruluş toplumda gerçek bir ihtiyaca karşılık gelmek üzere değil de desinler diye kurulmuş ise veya gelgeç heveslerin tatminine karşılık gelsin diye kurulmuş ise, o da kurulur; ama yaşamaz…

Edebiyat dünyasında dergiler, siyasa dünyasında partiler, iş dünyasında firmalar bir ihtiyaca cevap vermek üzere kurulmuş iseler hayatiyetlerini sürdürürler. İşlevleri bittiği anda yaşama şansları da ortadan kalkar. Bunların hiç biri yapay payandalarla ayakta kalmayı başaramaz.

Hoca “Ben kıldım, oldu” cevabıyla tam da bu durumu dile getiriyor. Zahiren o iş oluyor, ancak gerçeklik dünyasında onun geçerliği yoktur. Bir kuruluşun gerçek bir ihtiyacın cevabı olarak mı yoksa bir hevesin ürünü olarak mı ortaya çıktığı, toplumsal işlevi açısından karşılık görür.

Sahici bir toplumsal ihtiyaca cevap veren kuruluş işlevini sürdürür ve hayatiyetini korur. Laf olsun veya bir heves neticesi ortaya çıkmış olan kuruluş ise, hevesin sönmesiyle ortadan kalkar.

Bir kuruluşun kurum haline gelmesi, kurumsallaşması onun bir ihtiyaca verdiği cevapla kaimdir.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler: » »
Share
419 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...