logo

12 Şubat 2019

Hareket’in 80. yılı…


D.Mehmet Doğan
m.dogan@gmail.com

İnsanlık bugünden ziyade yarının endişesile yaşıyor. Halinden ziyade âkıbetini düşünüyor. Hâl, akıbetimizin facialı rolüne bizi hazırlayan bir istirahat devresini andırıyor. İnsanlık her zaman ya mukadderini yaratmak için yorucu mücadele içindedir, ya da buna hazırlık yapmaktadır. Herhalde her yaşayış insanlığın âkıbetine adanmış bir yaşayıştır.”

80 yıl önce bugünlerde kendinden kapaklı, 32 sayfalık gösterişsiz bir dergi yayınlanmaya başlandı. Sade görünümlü kapakta büyücek harflerle Hareket yazısı, altında “fikir sanat” (sonradan “ahlâk” da eklenecek) ibaresi, yayın tarihini belirten “Şubat 1939” ve sayıyı ifade eden “1” rakamı olan bu derginin “Rönesans Hareketleri” başlıklı ilk yazısı bu cümlelerle başlıyordu.

Acaba o günün şartlarında İzmir’de yayınlanıyor görünen, fakat İstanbul’da basılan bu dergi ne ölçüde dağıtılmış ve okuyucuda nasıl bir tesir uyandırmıştı? Bunun derginin “sahibi ve umumî neşriyat müdürü” olarak görünen Nureddin Topçu’yu, mizacı dikkate alınırsa, çok fazla ilgilendirmediğini söyleyebiliriz.

***

Nureddin Topçu bu dergiyi yayınladığında 30 yaşında idi. Felsefe doktorası yaptığı Fransa’dan 1934’te döndükten sonra Darülfünun kapatılıp Üniversite’nin kurulduğu bu yıl ülkemizde felsefe alanında doktora yapan iki ilim adamından biri olmasına rağmen üniversite dışında tutulup 1935’te Galatasaray Lisesi’ne muallim olarak tayin edildiğini, bir süre sonra da yukarıdan gelen bir iltimas teklifini reddettiği için İzmir’e sürüldüğünü biliyoruz. Hareket’in 4. sayısında yer alan Nizam Ahmed imzalı Çalgıcılar yazısı ilgililerin dikkatinden kaçmamıştı. 5. Sayı çıktığında artık yayıncısı yeni sürgün yeri Denizli’dedir…

Cumhuriyet tarihinde ilk muhalif fikir yayınının, aynı zamanda dinî arkaplanlı yazılar ihtiva eden bu derginin, bir başlangıç olduğu pek fazla dikkat çekmedi. 1925’te Takrir-i Sükûn Kanunu ile muhalif yayınlar, bu arada Mehmed Âkif’le Eşref Edib’in birlikte yayınladıkları Sebilürreşad da kapatılmıştı. (Bugün aynı ismi kullanan fakat adını taşıdığı yayınla alâkası olmayan bir dergi var). 1939 yılında Hareket dergisi çıkıncaya kadar fikir dergiciliği sahası boş kalmıştı.

Topçu’nun Hareket’le yaptığı başlangıç bütün mütevazılığına rağmen büyük bir çıkıştı ve hayli zor şartlarda mümkün olmuştu. 1931’de Serbest Fırka denemesinden sonra Matbuat Kanunu ağırlaştırılarak değiştirilmişti. “Matbuat kanun dairesinde serbest”ti! Kanunun yasakları ise uzun bir liste tutuyordu. Bu yeterli bulunmamış olmalı ki, 1938’da Kanun bir daha ağırlaştırıldı. Kanunla, “gündelik veya mevkut (süreli) gazete ve mecmua çıkarmak isteyenler gazete ve mecmuanın çıkarılacağı yerin en büyük mülkiye âmirine aşağıda istenilen malûmatı havi imzalar ile bir beyanname vererek ruhsatname almağa mecbur” ediliyorlardı. Topçu’nun bu mecburiyeti yerine getirdiği kesindir. Bir başka husus da süreli yayın çıkarılacaklardan yayının yapılacağı yerin nüfusu oranında teminat mektubu istenmesi idi. “Siyasî gazete veya mecmua çıkaracakların nüfusu 50 000 ve daha aşağı olan yerlerde 500, 50 000 den 100 bine kadar olan yerlerde 1000, 100 000 den yukarı olan yerlerde 5 000 liralık millî bir bankanın kefaletini havi teminat mektubu vermeleri lâzımdır.”

***

Hareket’in o vakit siyasî yayın sayılıp sayılmadığını bilmiyoruz. Bu sebeple Topçu’nun o zamana göre yüksek bir meblağ olan teminat mektubunu verip vermediği de meçhulümüz.

Hareket dergisinin 80. Yılını hatırlamamıza Alanya Eğitim-Bir Sendikası temsilciliğinin bir daveti vesile oldu. 6-7 yıl önce benzer şeyler olmuş, yine şubat ayında Nureddin Topçu ile ilgili üç toplantıya davet edilmiştik.

Şubat, Nureddin Topçu için olduğu kadar, 1925’te Takrir-i Sükûn Kanunu çıkarıldıktan sonra fikir hürriyetinden ve yayıncılığından mahrum kalmış Türkiye için de önemli idi. Çünkü 1939 şubatında ilk defa muhalif karakterli bir fikir dergisi yayınlanıyordu: Hareket.

1939 şubatında gün yüzü gören, 32 sayfalık bu sade görünüşlü dergi, sistemin tepkisini çekecek bir fikir arka planına sahipti. Batıyı sabite olarak görmüyor, müsbet ilimin batının sömürüsünü en yüksek seviyeye çıkarmak için kullanıldığını söylüyordu…Dergi 7. Sayıda kapandı…8. sayı için 4 yıl beklemek gerekti: 8. sayı 1943 Ocağında çıktı. Mayısta yayınlanan 12 sayıda yaz tatili arası verileceği belirtiliyordu. Bu dört yıl süren bir aradır: Hareket’in ikinci dönemi için 1947 martını beklemek gerekecektir.

Fikir tarihimizin dalgalı geçmişini Hareket gibi dergilerin yayın maceralarından da çıkarabiliriz!

(KARAR)

Etiketler: » » » » » » »
Share
503 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...