logo

Fatih’ten bildiriyorum ya da netliğin rahatlığı


İsmail Kılıçarslan
i.kilicarslan@gmail.com

Cumhur İttifakı’nın Fatih belediye başkan adayı Ergün Turan’la buluşmamızdan geriye tek kelime kalacak olsaydı, bu kesinlikle “netlik” olurdu. Önce siyasette pişmiş, ardından bürokraside üst düzey görev alıp TOKİ’yi yönetmiş, gündemimize “yatay mimari” önerisini sokmuş, şimdi de yerel siyasete dönüş yapmış Ergün Turan, seçildiği takdirde Fatih’i nasıl yöneteceği konusunda son derece kesin ilkeler belirlemiş. Bu bir yandan Fatih dersine çok iyi çalışmasından bir yandan da hayata genel bakışından kaynaklanan bir durum bence.

“Sorunlar” dediğimde hiç duraksamadan “otopark, güvenlik ve kentsel dönüşüm” dedi. Bununla başladık. Şöyle dedi Turan: “Tespitimiz şudur, Fatih’te insanların en önemli sorunu otopark. Bu öyle önemli bir sorun ki Fatih’ten ailelerin taşınmasına yol açıyor. Bu bakımdan önceliğimiz, turizm bölgelerinden ziyade Fatih’te ailelerin yaşadığı mahallelere 10.000 araçlık bir otopark üretmek. Sonrasında güvenlik geliyor. Kameralar, aydınlatmalar, emniyetle işbirliğini artırmak gibi çözümlerle Fatih’i son derece güvenli bir yer haline getirmemiz gerekiyor. Bu, aslına bakarsanız hem Fatih’te yaşayan kendi insanımızı hem de Fatih’te geçici ya da kalıcı olarak ikamet eden mülteci ve göçmenleri çok rahatlatacak.”

“Peki kentsel dönüşüm?” diye soruyorum. Bana son derece ilginç gelen bazı cevaplar alıyorum: “Tek bir Fatihlinin semtinden, mahallesinden taşınması sonucunu doğuracak bir kentsel dönüşümden yana değilim. Buna müsaade etmeyeceğim. Tek amacımız yerinde kentsel dönüşüm. Mesela turizmde cazibe alanları oluşturmanın yolunun ilgili bölgeleri insazsızlaştırmak olduğunu da düşünmüyorum. Semti, mahalleyi koruyarak turizmde cazibe merkezleri oluşturmak mümkün… ‘Mimar Sinan Rotası’ ismini verdiğimiz projemiz tam böyle örneğin. Mimar Sinan’ın eşsiz eserlerini bir rota ile gezen turist aynı zamanda o eserin bulunduğu noktada ‘insan’la da temas edecek. Mahalle için bir gelir modeli de olacak bir eserin bu rotaya dâhil edilmesi.”

Mimar Sinan Rotası, tıpkı Floransa’daki müzeler rotası gibi bir tam günde Koca Sinan’ın her türden çeşitli eserlerinin gezilebileceği bir rota vadedecek turistlere. Doğrusu ben bu rotanın hem yabancı hem de yerli turistler için bambaşka bir İstanbul deneyimi yaşatacağını düşünüyorum. Proje, Turan’ın planladığı gibi hayata geçerse İstanbul’da turizmin en büyük dezavantajı olan “geceleme ortalaması”na da olumlu bir katkı sağlayacağını ön görüyorum. 2,6 olan geceleme ortalamasını, üstelik turisti alışık olduğu merkezden başka yere de taşımadan, 3,5 geceye taşımak mümkün.

İş turizme geldiğinde, İstanbul’un en çok turist alan bölgesinin Fatih olduğunu da konuşuyoruz Turan’la. Yine net cevaplar alıyorum: “Turizm elbette Fatih için de, İstanbul için de, Türkiye için de son derece önemli bir gelir kaynağı. Bizim bütün meselemiz turizmin niteliğini artırmak olacak. Bu niteliği artırmak için yapılacak yatırımları finanse etmenin yolunu da şehir vergisinden ilçemize aktarılacak gelirlerle çözme önerimiz var. Avrupa’da turistlerden şehir vergisi, geceleme vergisi almayan tek ülkeyiz. Zannediyorum Kültür Turizm Bakanlığı’mız bu konuda bir düzenleme yapacaktır. Gelir paylaşımı modeliyle Fatih’te turizmin niteliğini artıracak projelerimizi böylece finanse etmemiz mümkün olacak.”

Fatih’in, kültür-sanat projeleri konusunda İstanbul’un adı anılan ilçelerinden biri olmadığını, olamadığını da hatırlatıyorum. Karşımda “yeni nesil kültür yönetimine inanan” bir yaklaşım bulmanın memnuniyetini yaşıyorum böylece: “Ben mühendisim, kültür konusunda ortaya koyacağım yaklaşımı da bir mühendislik işi gibi değerlendiriyorum. Kültür yönetiminde belediyeye düşenin ‘müdürlük’ değil, ‘maestroluk’ olduğunu düşünüyorum. Fatih’in, kültür konusunda muazzam bir potansiyeli olduğunu görüyorum. Fakat belediye ‘kültür üretmekle’ ilgilenirse bu potansiyele yazık olur. STK’lar, kültür kurumları, üniversiteler üretsin kültürü. Biz ön açalım, destek verelim, üstlenelim ama belirlemeyelim. Örneğin İstanbul’a gelen bir entelektüelin burada kısa ya da uzun süre ders vermesini belediye olarak biz belirlemeyeyim. Bir müzik festivalinin içeriğini biz belirlemeyelim. Bir STK, bir üniversite kültür üretmek istediğinde biz orada yol açıcı olarak yerimizi alalım. Böylelikle Fatih’e dokunacak, Fatih’i kültürel olarak dönüştürecek, öne geçirecek her projeyi destekleyelim. Doğrusunun bu olduğunu düşünüyorum. Her projeyi bulmak, uygulamak elimizden gelmez ama Fatih’e fayda sağlayacağına inandığımız her projeye destek vermek elimizden gelir.”

Elbette deniz havuzu projesinden alışveriş caddelerine, gastronomi merkezlerinden spor alanlarına kadar çok daha fazlasını konuştuk Ergün Turan’la ama işte yerim bitti yine.

Kafası net, projeleri net, ufku net bir başkan adayı profili ile ayrıldım, ilk kez tanışıp uzun uzun sohbet etme şansı bulduğum Ergün Turan’ın yanından. Seçilmesi durumunda, ki anketler öyle söylüyor, bilhassa Mimar Sinan Rotası ve kültür yönetimi politikasını yakından takip edeceğim. Çünkü bu netlikten çok güzel sonuçlar çıkacağına kaniyim.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler: » » » » »
Share
590 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...