logo

27 Aralık 2018

Eğitim ile istihdam arasındaki bağlılaşım


Rasim Özdenören
riozdenoren@gmail.com

Eğitim sistemi ile istihdam arasında doğrudan bir bağlılaşım var.

Piyasa kendi üretim koşullarının gerek duyduğu elemanı talep eder.

Her düzeydeki okul piyasanın ihtiyaç duyduğu nitelikteki talebe cevap verebilirse mesele kalmaz.

Ama piyasanın ihtiyaç duyduğu nitelikteki eleman ile okulların mezun ettiği öğrenci niteliği arasında beklenen nispet sağlanamıyorsa, bu durumda piyasada işsizlik meydana gelir.

Bir tarafta ihtiyaç duyduğu nitelikte işçi bulamayan işveren bulunurken, diğer tarafta da iş bulamayan insan gücü yer alır.

Piyasanın talebi ile okulların arzı (mezun ettiği öğrenci) arasındaki bağdaşmazlıktan kaynaklanan çelişki istihdam sorununun temel illetlerinden biridir.

Bu niçin böyle oluyor? Devlet işsizlik probleminin farkında değil mi?

Olmaz olur mu?

Uzun vadeli planlarda olsun, yıllık programlarda olsun arz ile talep arasındaki açık tüm ayrıntılarıyla biliniyor. Tarım başta olmak üzere tüm mühendislik alanlarında her yıl piyasaya iş bulamayan mühendis arz ediliyor. Üniversiteler öğrenci kabul ederken mezun edecekleri öğrencilerin hatırı sayılır bir bölümünün işsiz kalacağını biliyor. Buna rağmen üniversiteye öğrenci kabulünden kaçınamıyor. Çünkü bu öğrenci daha ilköğretime başlarken üniversite tahsiline girmek için hazırlanıyor. Sanat ve meslek okullarına devam eden öğrenciler bile üniversiteye girmek istiyor.

Çünkü Türk eğitim sisteminin temeli böyle tasarımlanmış… Üniversite bilim tahsil edilecek ve bilim alanında uzmanlaşma sağlayacak akademi ortamı olma yerine, esas itibariyle sanat ve meslek erbabı yetiştirmeye yönelik faaliyet gösteriyor. Öğrenci de yükseköğretime, daha da özeli, üniversiteye o alanda iş bulup çalışmak üzere müracaat ediyor. 18. yüzyıl Fransız sistemi… Fransızlar bu sistemi bıraktı mı bilmiyorum. Zannım o ki bırakmışlardır. Ama biz 1920’li yıllarda benimsediğimiz bu sistemi körün değneğini bellediği gibi belledik.

Peki, niçin kurtulunamıyor bu kısır döngüden?

Basit: bizde özel okul açılamıyor. Yani piyasanın ihtiyaç duyduğu nitelikte eleman yetiştirmeye matuf özel okul açılmasına izin yok. Özel okul adıyla açılan okulların tedrisat programı da merkezden belirleniyor da ondan… Böylece özel okul adıyla açılan okullar, özel kişiler marifetiyle işletilen devlet okulu mesabesinde iş görüyor.

İşsizliğin nedenlerinden bir başkası değişen teknolojinin daha az emek gücü istemesi olarak savunulabilir. Ama asıl önemli neden piyasanın ihtiyaç duyduğu nitelikteki eleman ile her düzeydeki okulun mezun ettiği öğrenci niteliği arasındaki farktır. Piyasa çoğunca ara eleman talep ederken üniversiteler mühendis mezun ediyor. Tedrisat programı merkezden ve yasa ile belirlendiğinden aradaki farkın giderilmesine imkân bulunamıyor. Özel okul adıyla açılan okulların tedrisat programı da merkezden belirlendiğinden, özel kişiler marifetiyle işletilen devlet okulu mesabesinde kalmaya devam ediyor.

1920’li yılların zorunluluğunun günümüzün demirbaş ilkesi sayılmasındaki çelişkinin aşılması gerekiyor. Buradaki temel çelişki aşılmadan ders saati değiştirilerek veya derslerin sayısında oynayarak veya eğitim süresini uzatıp kısaltarak sorun çözümlenemez.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler: » » » » » » » »
Share
450 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...