logo

12 Eylül 2019

Diyarbekir küçeleri…


D.Mehmet Doğan
m.dogan@gmail.com

Diyarbekir küçeleri/Yâr doldur şişeleri (yahud da Yâr kaldır peçeleri…)

Celâl Güzelses’in türkülerinden biri olarak aklımda kalmış, onun okudukları arasında bulamadım, meğer daha sonra derlenmiş. Bir halay havası, ritmi de ona göre…Nakaratça zengin bir türkü:

Uy amman uy amman yâr yaman le le cane/ Uy amman yâr yamman le le cane…

Türkünün bir kıt’ası var ki yakıcı:

Diyarbekir sarayım/Seni kimden sorayım/Yüzüne hasret kaldım/Gel cemâlin göreyim

Diyarbakır anneleri Diyarbekir küçelerinde…

“Küçe” yol, sokak demek. Farsçadan geçmiş olmalı. Azerbaycan’da yaygın olarak kullanılıyor. Bizde sokakla ilgili deyimler, orada küçe üzerinden söyleniyor: Küçe kadını, küçe uşağı (çocuğu). Küçe küçe. O küçe senin, bu küçe benim…vs.

Diyarbekir anaları sevgili çocuklarını kimden soracağını biliyor. Çünkü bu şehirde yaşıyorlar, neyin ne olduğunu biliyorlar ve işleyişin farkındalar.

Çocukların dağa götürülmesi sürecinin ilk halkası malûm “parti”. Eğer belediyedeki hâkimiyetlerini tekrar kurabilselerdi, belediye teşkilatı da bu işe hizmet ediyor olacaktı.

Diyarbekir annelerinin bildiğini cümle âlem biliyor, Mısır’daki sağır sultan işitiyor. Fakat bazıları bilmezden, görmezden geliyor.

Efendim, bu annelerin gideceği yer polismiş, jandarma imiş, devletmiş!

Elbette bu polisiye bir vak’adır, devleti ilgilendirir. Bir noktadan sonra onlar devreye girer. İşte o nokta, konunun alenileşmesidir, şikâyetin ayyuka çıkmasıdır.

Mezkür parti gerçekten bir siyasi parti mi?

Bir yan kuruluş mu, yoksa bir uzantı mı?

Görevden alınan belediye başkanı konuşuyor: “Bu provakasyondur!”

Diyelim ki provokasyon! Bu hangi gerçeği değiştirir? Çocukların terör örgütü elemanı olmak üzere dağa çıkarıldığını mı? Bu işlerin organizasyonunda partinin rolünün olmasını mı?

En çok hayretimi celbeden parti başkanı hanımın beyanı oldu.

Delilleri çok kuvvetli!

İkna olmamak mümkün değil.

Kendisi daha önce içişleri bakanlığı yapmış. Yani bu işlerin ustası!

Siz içişleri bakanı iken dağa çıkarılan çocuklarla ilgili ne yaptınız? Sizin kapınıza birileri dayansa idi ne yapacaktın?

Tuzu kuru bir siyasî parti başkanı olarak değil de annelerin acısını yürekten duyan bir anne olarak konuşmayı becerebilse idi keşke. Tek çocuklu bir anne olarak kader seni Diyarbakır’da yaşatsa idi…Ve o tek çocuğun dağa kaldırılsa idi…

Seni nerede görürdük?

Sabık içişleri bakanına sorumuz şu: Bir siyasi partinin il merkezine polisin, jandarmanın hangi vesile ile olursa olsun girmesi nasıl bir resim verir?

Annelerin tepkisi devletin alacağı tedbirler için de bir mesned olacaktır. Annelerinin haklı tepkisinin Türkiye’de siyasetin dönüşümünde bir dönüm noktası olabileceğini düşünüyorum.

Bu anneler şunu da diyorlar aslında: “Parti iseniz, parti olun. İsminizle cisminiz bir olsun. Parti görünümlü terör destekçiliği yapmayın!”

Bazı Diyarbekir anneleri böylece çocuklarına kavuşacak belki. Bazıları kavuşamayacak, bunun da farkındalar. Kavuşamayanlar da memleketin geleceği için güçlü bir talep ortaya koyuyorlar. Bu yüzden her türlü desteği hak ediyorlar.

(KARAR)

Etiketler:
Share
381 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...