logo

22 Ağustos 2019

Dalgınlık ve paranoya


Rasim Özdenören
riozdenoren@gmail.com

“Düşün; her şey üstüne üstüne geliyorsa eğer, belki de sen ters gidiyorsundur.”

Böyle diyordu Dostoyevski…

Her işinin ters gittiğini düşünen, herkesi kendine düşman sanan, her işin aleyhine işlediğini hayal eden biri, aynada yüzüne bakmayı akıl etmiyorsa, tersliklerin başkasının hatasından ve garezinden kaynaklandığı vehmine kapılabilir.

Dostoyevski’nin Temel fıkrasını bildiğini sanmak akla zarar…

Temel Almanya’da otoyolda seyahat halinde… Otomobilinin radyosundan bir anons işitmiş: “Dikkat! Dikkat! Otoyolda ters istikamette bir araç seyir halinde!..” Temel gözünü dört açıp karşısına baktığında ne görsün! Hayretle bağırmış: “Daa ne bir aracı, herkes ters istikamete cirmuş!”

Tabii ki dalgınlıkla paranoyayı ayırmak gerekiyor.

Dostoyevski Ecinniler romanında Verhovenski adında bir kahramanından bahseder. Verhovenski kendini çocukluğundan beri hep iyi bir vatandaş, önemli bir adam sayar. Ona göre polisin takibine uğramıştır, sürgün edilmiştir… Kendi hakkında böyle düşünmenin zevkine doyamaz. Bu iki küçük kelimenin, yani ‘takip’ ve ‘sürgün’ kelimelerinin estetik büyüsü onu bir daha ayılmamacasına sarhoş etmiştir. Bu iki sıfatı kabullendiği için de kendini dev aynasında görür, kişiliğini büyülte büyülte sonunda bir övünme kaidesinin üstüne heykel gibi kurulur. Verhovenski aslında sürgün olarak gelmek şöyle dursun, ömründe polis takibine bile uğramış biri değildir. Ama onun hayali, ömrü boyuncu bir takım makamların kendisinden çekindiğine, her attığı adımın kollandığına, her hareketinin gözaltında bulundurulduğuna, son yirmi yıl içinde değiştirilen üç validen her birinin şehri idareye gelirken Petersburg’dan şahsına ait bir sürü dosya ve talimatla yola çıktığına kaniydi. Bir defasında Verhovenski’ye hiçbir şeyden çekinmesine lüzum olmadığını söyleyen kişiye iki ay küsülü kalır.

Paranoya böyle bir şey…

Dalgınlıksa farklı… Dalgınlıkta belki dikkat dağınıklığı veya unutkanlık söz konusu olabilir. Kişinin dikkati dışarıya değil, kendi içine dönük işleyebilir.

İster dalgınlık, ister paranoya… Her ikisi de yönetici ve siyasal figür için tehlikelidir… Verhovenski’nin tehlikesi kendi kişilik sınırıyla mahdutken, yöneticinin ve siyasal kimliğin hatası ve hastalığı bütün topluma sâridir, bulaşır…

Kimi toplumsal felaketler, savaşlar paranoyak krallar yüzünden ortalığı kana ve ateşe bulamıştır…

Hastaya tabii ki niçin hastasın sorusu yöneltilmez. Kimse durduk yere hasta olmak istemez çünkü. Hasta masumdur. Ama musibet ve felaket masumluğu mazur saydırmaz.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
376 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...