logo

Amerika’nın gemi azıya almasının resmidir: Maduro


Rasim Özdenören
riozdenoren@gmail.com

Evet, aynen… ABD gemi azıya almış vaziyette…

Gemi azıya almak… Türkçemizin ilginç deyimlerinden biri bu… Kontrolden çıkmak, baş aşağı alabildiğine savrulup gitmek… Söz dinlemez olmak… Usul, erkân tanımamak… Gem, malum: yönetmek için atın ağzına takılan demir aygıt… At eğer gemi azı dişlerinin arasına alırsa kontrol edilemez olur, süvarisinin yönetiminden çıkarak bildiğince ve saldırırcasına koşup gider…

ABD artık sınır tanımıyor. Hükümet darbesini gizli kapaklı yapma lüzumunu hissetmiyor. Kendisine ve İsrail yönetimine karşı çıkan hükümetlere veya siyasî figürlere karşı açıktan cephe alıyor ve birini kendince “devlet başkanı” olarak ilan ediveriyor!

Trump: “Venezuela’ya karşı askeri müdahale düşünmüyoruz” dedi.

Sözünün arkasında durduğu nadir olaylardan biriydi bu…

Gerçekten de Venezuela’da şimdilik askeri müdahalede bulunmadı. Eğer sözünde durmaya devam ederse… Ama Venezuela’da seçimle gelmiş devlet başkanı Maduro’nun yerine Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaido’yu ülkenin “geçici devlet başkanı” olarak tanıdığını açıkladı. Askeri müdahale de yapsaydı zaten elde etmek isteyeceği sonuç bu olacaktı.

Ancak işler istediği gibi gitmedi. Maduro çetin ceviz çıktı ve ABD diplomatlarının ülkeyi terk etmesini istedi ve ABD ile diplomatik ilişkilerini kesti.

Bir kez daha ve net biçimde görülüyor ki, Batı kültürünün üretimi olan eşitlik özgürlük kardeşlik sloganları salt kendisi için geçerlidir. Ve gerçekte orada bile geçerli değildir. Bu sloganlar gücü elinde tutan despot yönetimin keyfince bir değer taşır. Demokrasi de onun oyuncaklarından biridir.

İsrail’de de önümüzdeki Nisan ayında yapılacak milletvekili seçimlerinde siyasal partiler Filistin’i ve Filistin halkını nasıl perişan edeceklerini bağıra bağıra ilan ederek oy devşirmenin ardında koşuyor. Geçmişte yaptıkları mezalimi övünerek dermeyan ederek gelecekte yapacaklarına böyle “güvence” veriyorlar. Tıpkı Yunan siyasilerinin seçim kampanyalarında Türkiye üzerinden pirim toplama yarışına girdiği gibi…

Halkın oyuyla devlet başkanı seçilmiş sosyalist Maduro’yu diktatör ilan eden ağızla bu ülkede halkın oyuyla Cumhurbaşkanı seçilmiş Tayyip Erdoğan’ı diktatör ilan eden ağızın aynı ağız olduğunu acaba hâlâ fark etmeyen var mıdır? Adnan Menderes’i, Turgut Özal’ı, Necmettin Erbakan’ı diktatör ilan eden ağızlar acaba aynı ağız değil miydi?

Kişisel görüşümüz her ne olursa olsun, emperyalizmin bu gelenekselleşmiş (aslında müzmin) oyununu bozmak her birimizin boynuna borç olmalı.

Aksi takdirde yanlış bilincin sürüklediği istikamete yönelmek kaçınılmaz olur. Yanlış bilinç: müttefikine karşı hasımla işbirliğine girişmek…

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » »
Share
575 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...