logo

28 Şubat 2019

AB için idam konusu: ilke mi önde çıkar mı?


Rasim Özdenören
riozdenoren@gmail.com

Bu soruyu durduk yerde ortaya koymuyorum.

Birkaç gün önce, Mısır’da darbeyle iktidara gelen Abdulfettah es-Sisi’nin ev sahipliğinde düzenlenen zirveye, AB’nin üst düzey temsilcilerinin katılması, olayı gündemimize taşıdı. Katılım, AB’nin çıkarlarının onun “demokratik değerlerinin” önünde yer aldığını gösteriyordu.

Haber şu:

“Avrupa Birliği’nin (AB), darbeyle iktidara gelen Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin ev sahipliğinde düzenlenen AB-Arap Birliği Zirvesi’ne, savunucusu olduğunu iddia ettiği ‘insan hakları ve demokrasi’ gibi değerleri göz ardı ederek yüksek düzeyli katılım sağlaması tartışmalara yol açtı. / AB-Arap Birliği Zirvesi’nin özellikle 9 gencin geçen hafta Mısır’daki Kahire İstinaf Cezaevi’nde asılarak idam edilmesinin ardından es-Sisi’nin ev sahipliğinde Kızıldeniz sahilindeki Şarm eş-Şeyh kentinde gerçekleşmesi dikkati çekti. / Her fırsatta aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok ülkeye ‘demokrasi dersi’ vermeye çalışan AB’nin, hem büyük tepki toplayan idamlara karşı sessiz kalması, hem de kendi çıkarları için Mısır gibi ülkelerin ciddi demokrasi ihlallerine göz yumması, birliğin demokrasi konusundaki çifte standardını bir kez daha göstermiş oldu.” (Şerife Çetin, 26.02.2019, https://www.aa.com.tr/tr/analiz/).

Haberi kaleme alan muhabir durumu muaheze etmekten kendini alamamış: “AB’nin ‘işine geldiğinde’ insan hakları ihlallerine karşı sessizliğini koruması ancak başka ülkelere geldiğinde, çoğu zaman bu ülkelerdeki iç dinamikleri göz ardı ederek eleştiri yağmuruna tutması, Birliğin ‘demokrasi kartını’ çıkarları doğrultusunda kullandığı eleştirilerini beraberinde getiriyor.”

Öyleyse bu duruma bir açıklama getirmek vacip oldu.

Konu kişilerin niyetlerine bakarak açıklanabilir. Ancak burada kişilerin bireysel tutumunu aşan etmenlerin bulunduğu da dikkate alınmalı. Belki tek tek bireyleri aşan ve onları tümüyle kapsayan bir açıklama bulmak mümkündür. Ben o açıklamanın bireyleri de ırgalayan kolektif bilinç kavramında bulunabileceğini düşünüyorum. Bu kavram ilk defa Emile Durkheim (1858-1917) tarafından kullanılmıştır. Kavram, bireylerin kişisel tutumunu aşan, onların toplum olarak düşünce, istek ve heyecanlarını temsil eden ortak bilinç halini ifade etmektedir.

Bireylerin kişisel tutumunu aştığını söylediğimiz bu ortak duygu ve inançlar onları çıkarları istikametinde hareket etmeye zorluyor. Nitekim kendilerine niçin çifte standart uyguladıkları tek tek sorulduğunda cevap vermekte zorlanmışlardır.

Bu açıklama bizi kişileri anlamaya yöneltse de onların mazur görülmesine yol açmamalı…

Batı kültürünün, dolayısıyla bu kültürün ürünü olan insanın ikiyüzlü, insafsız, ayrılıkçı, ayrımcı, ırkçı tutumu onlar aynı düzlemin şartlarında mahsur kaldığı sürece değişmez. Öyleyse ne yapmalı? Basit: onlarla ilişki durumunda onların söz konusu tutumunu dikkate alacak bir uyanıklık içinde bulunmalı ve teennili davranmalıdır…

Şu durum göz ardı edilmesin: kollektif bilinç dediğimiz kavram bir başına münferit bireyleri güdümüne almıyor. O bilinci yöneten, manipüle eden bir üst aklın varlığı da dikkate alınmalı. Ve asıl ona yönelmelidir. Başka bir söyleyişle hedef, kukla değil, kuklacı olmalı. AB’yi ve ABD’yi yöneten bu görünmeyen üst akıl nedir, kimdir, kimindir? Bu sorunun cevabı önemli… O cevabı bulmaya odaklanmalı…

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler: » » » »
Share
523 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...