logo

Rüyanın mantığı ile gerçek


Rasim Özdenören
riozdenoren@gmail.com

Vaktiyle bir Amerikan filmi seyretmiştim. Filmin adını anımsamıyorum. Ama konusu aklımda:

Yaşlı bir adam, bir cinayete tanık olur. Katil, tanığı görür. Fakat gördüğünü ifşa etmemesi için tanığı izlemeye başlar. Tanık, nerdeyse her köşe başında katilin silahının namlusuyla burun buruna gelir. Durumu yakınlarına bildirir. Katilin kendisini tehdit ettiğini söyler. Ama her defasında, katili gördüğü yerde gösteremeyince, etraftakiler, tanığın hayal gördüğünü, yaşlılık halüsinasyonlarına uğradığını, bunadığını düşünürler.Olayların zahirî gelişmesi yaşlı adamı her defasında yalan çıkarır. Ancak seyirciler işin doğrusunu bilir. İşler o noktaya gelir ki, yaşlı adamın her defasında yanıldığını gören etrafındaki yakınları, onun yanıldığını yüzüne vurmak istemediklerinden ona inanmış görünme rolünü oynamaya başlar. Yaşlı adam, duruma canı sıkılırsa da, işin doğrusunu kanıtlama imkânını elde edemez. Nihayet, bir defasında arabalarına binerken, yaşlı adam, sokağın köşesinde, katili tabancasının namlusunu kendisine doğrultmuş olarak görür, fakat onu gördüğünü söylemeye fırsat bulamadan, tabancadan çıkan kurşunun hedefi olur. Son nefesinde, ancak: “Ben size dememiş miydim?” sözlerini mırıldanabilir ve orada can verir.

Bazen işlerin gidişatı öyle tezahür eder ki, dış dünyanın olayları, hakikatin mantığına uygun istikamette gelişmez. Hakikat, görünenin altında kalır. Bilinmesi gereken, arkada, içerde ve üstelik gizli (üstü örtülü) olarak durduğu için, hakikatin görünenden farklı olduğu anlaşılmaz.

Kimi zaman zahirin peçesini yırtıp hakikati gösterme, açığa çıkarma imkânı elde edilemez. Zahirdeki olaylar, onun mantığına uygun istikamette işlediği için, hakikatin zamirini öğrenmek mümkün olmayabilir. Daha da beteri, hakikati bilenler, onu kanıtlayacak belgeleri ellerinde bulundurma imkânından yoksun da kalabilir.

Gündelik yaşantımızda da olayların seyri ve bu olayların doğruluğunu teyit eden gerekçeler birbiriyle öylesine uzlaşmış biçimde cereyan edebilir ki, hakikatin farklı bir katmanda gizli olduğunu kanıtlamak imkânsız hal gelir.

Kendince bir mantığa adapte edilmiş görünmekle birlikte, hakikate uygun düşmeyen tasarıların hava uçuştuğuna tanık olmak her zaman mümkündür. Ne var ki, insanları rüya gördüğüne veya hayal kurduğuna ikna etmek her zaman imkân dâhilinde olmuyor. Onlar, sizin ileri sürdüğünüz gerekçelerin yerine, kendi rüyalarına inanmayı tercih edebiliyor.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
420 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...