logo

18 Ağustos 2019

Geçmişe saplanmadan geleceğe bakmak


Rasim Özdenören
riozdenoren@gmail.com

Yirminci yılında Yalova depremi dertleri bir daha depreştirdi.

Yıkılan binalar, enkaz altında kalanlar, hayatını kaybedenler, kayıp insanlar seli, yürekleri bir kez daha dağladı…

Hukukta “eski hale iade” diye bilinen bir kavram var. Bu kavrama, haksız fiilden doğan bir zararın tazmini söz konusu olduğunda başvurulur. Zarara maruz kalan şey bir mamelek ise o mamelekin “eski hale iadesi” öngörülür. Ancak o mamelekin eski haline döndürülmesi misli bulunan eşya için söz konusudur. Zarar gören eşyanın misli yoksa, meselâ bir tablonun, bir hatıra eşyanın, insan bedenine ait bir uzvun tahribi söz konusu ise, onun eski haline iadesi diye bir şey düşünülemez. Vücut bütünlüğüne verilmiş zararın, insanların şeref ve haysiyetine, onların itibarlarına verilmiş zararın bütünüyle izalesi ve telâfisi söz konusu olamaz. Bu gibi durumlarda nakdî tazminatla durum telâfi edilmek istenir. Ancak, son tahlilde, bozulan, tahrip edilen şeyin tamamıyla eski haline iadesine imkân bulunmaz. Yani o şeyi hiç olmamış gibi bir duruma getirmek imkân dışıdır. Bu tür tazminatlar, zarar gören kişi bakımından olsa olsa teselli yerine geçer.

İmdi, maddî şeyler bakımından bu denli zor olan eski hale iade durumu, toplumsal olaylar söz konusu olduğunda büsbütün imkânsızdır. Yani vuku bulmuş bir toplumsal olayı vuku bulmamış hale getirmek düşünülebilir mi? İstanbul fethedilmemiş olsaydı veya 93 hezimeti olmasaydı veya Tanzimat ilân edilmemiş olsaydı veya Meşrutiyet yönetimleri veya Cumhuriyet ilân edilmemiş olsaydı demenin anlamı var mı? Bunları düşünmek veya böyle faraziyeler üstüne bir muhakeme yürütmeye çalışmak abesle iştigaldir. Olan olmuştur.

İmdi burada çetin bir soruyla karşılaşıyoruz. Bu toplumsal, siyasal olayları hiç vuku bulmamış sayamayacağımıza göre, hele de talihsizlik diye farz edilen bir olayla karşı karşıyaysak, onun telâfisi mümkün olmadığına göre, hâsıl olan zararı sineye çekmemiz mi gerekecek? Bu soruya evet demek ancak Grek fatalizmi için söz konusu olabilir. Şartlara müdahale edilebileceğini düşünenler içinse o şartlara müdahale etmenin yolu daima açıktır. Böyle bir teşebbüs, olanı olmamış farz ederek olaya yaklaşmayı değil; bilakis esef verici olayın varlığını kabul ettikten sonra ondan hâsıl olan mazarratın bertaraf edilmesini gerektirir. Böylece, eski hale dönmek muhal olsa da, yeni hali inşa etmek elimizdedir diyebiliyoruz.

Hisse: geçmişin yaralarını sağaltırken müstakbel tedbirler için gözümüz ileride olmalı…

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
375 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...