logo

21 Temmuz 2019

Trump niye durmadan ağız değiştiriyor


Rasim Özdenören
riozdenoren@gmail.com

Trump’ın ikide birde ağız değiştirdiğini görerek şaşırıyorsunuz, değil mi?

Acaba ABD’nin başkanlık koltuğuna oturacak kadar başarı göstermiş olan biri durduk yere ağız değiştirir mi?

Bir söylediğini hemen ardından yalayıp yutar mı? Yalayıp yutuyorsa bunu keyfinden mi yapıyor?Veya soruyu şöyle koyalım: Trump, hangi sözün sahibidir? İlk söylediğinin mi yoksa o sözünü yalanlayan ikinci sözünün mü?
İkisi de aynı kişinin ağzından çıktığına göre onun hangi sözüne itibar edilmeli, ilk söylediğine mi, ikincisine mi? Hangi sözü onun gerçek fikrini dile getiriyor?

Bu soruya ABD Başkanlarının ABD siyasasında ihraz ettiği yere bakarak cevap verebiliriz.

ABD Başkanlarının yetki sınırı nedir?

Yetkilidirler ama aynı zamanda muktedir midirler? Yasanın onlara tanıdığı yetki kadar güçlerini kullanma iktidarları da var mıdır?

Eğer yetkileri gerçek iktidarlarının sınırını aşıyorsa, başka bir söyleyişle yetkileri kadar iktidarları yoksa veya yetkilerini kullanmaya muktedir değillerse ABD ülkesinde gerçek yetkili veya gerçek iktidar kimdedir, kimindir?

ABD ta baştan, en baştan beri liberal fikirlerin ve pragmatist felsefenin egemen olduğu bir siyasal/sosyal yapıya sahiptir. Orada soyut gerçeklikler, soyut hakikat yoktur. Oranın tanrısı çıkardır… Çıkar neredeyse tanrı orada tecelli eder…

Yönetimin başında olan/lar her zaman ülke çıkarının nerede olduğunu tayin etmede başarılı olamaz… İşte bu durumda devreye çıkarın nerede olduğunu bilen güç devreye girer. Başkanın göremediği gerçeği o güç görür ve Başkanın hatasını düzeltir.

O güç esrarengiz veya gizli bir güç değildir. O da somut, elle tutulur bir güçtür. Bunlardan biri Kongre’dir… Kongre’nin de üstünde şirketler vardır…

İşte ABD’nin derin devleti bu şirketlerdir…

Savaşa da barışa da onlar karar verir…

Başkan’ın ağzını kimse bağlamaz. Sırf Trump değil, gelmiş geçmiş bütün Başkanlar kafasına estiği gibi konuşur, konuşabilir; ama icraat farklı işler… İcraat şirketlerin çıkar ilişkileri doğrultusunda çalışır.

ABD’de hiçbir Başkan seçim kampanyası boyunca vadettiği sözünün arkasında durmayı başaramamıştır. O vaatler o kişinin Başkan seçilmesi için gerekliydi. Tıpkı bir binanın inşasında kullanılan iskelenin inşaat bittikten sonra sökülüp atılması gibi o vaatler de işlevini bitirdikten sonra çöpe gider…

Buradan hareketle sorumuza dönersek: başkan ilk söylediği sözün mü sahibidir, bunu yalanlayan ikinci sözünün mü?

Başkanın ilk söylediği cümle kendi kişisel görüşüdür, onu yalanlayan cümlesi ise ABD derin devletinin görüşüdür ve icrada geçerli olacak olan da odur…

Trump Haziran 2019’da Japonya’daki G20 toplantısından sonra S-400’ler için farklı konuştu ve bu konuda Türkiye’yi haklı bularak eski Başkan Obama’yı suçladı. Eğer bu görüş ABD derin devletinin görüşünü yansıtıyorsa mesele yok; ama Trump’ın kişisel görüşü ise vakti gelince ona o sözünü de yalatırlar.

Trump’ın bu konudaki sabıkası öteki Başkanların hepsinin toplamına fark atıyor.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
407 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...