logo

11 Temmuz 2019

Birlikte mi yaşayalım öldürerek mi?


Rasim Özdenören
riozdenoren@gmail.com

İnsanoğlunun karşısına dikilen en temel almaşıklardan biri budur…

Yalnız günümüzde değil, ta başlangıçtan bu yana, en baştan bu yana…

Hz. Âdem’in iki oğlu arasındaki münazaa da bu soru çevresinde dönüyordu. Kardeşlerden biri birlikte yaşamayı önerirken öteki öldürmeyi seçmişti…

Savaşların da belkemiğini oluşturan niza bu soruya aranan cevapta karşılığını buluyordu…

Birlikte yaşamayı önerenler sen de yaşa, ben de yaşayayım diyor. Öldürmeyi seçenlerse sen öl, ben yaşayayım, diyor. Onun kanısına göre ötekini öldürmedikçe kendisinin hayatta kalacağına itikadı bulunmuyor. Oysa bu düşünce her defasında yalanlanmıştır.

Soru belki şöyle de konabilir: gerçekte ve uzun vadede öldürülen mi ölüyor, öldüren mi ölüyor?

Yaşamayı salt nefes alıp vermeden ve kan dolaşımından ibaret sayıyorsak; öldürülen kimsenin bu işlevlerini yitirdiğini söylememiz kaçınılmaz. Ama yaşamak, hayatta kalmak salt nefes alıp vermeden ibaret bir işlevsellik olarak görülmüyorsa, bu durumda sorunun cevabını ararken iki defa düşünmeli…

Bu gün insanların gönlünde yaşamayı sürdüren Habil mi, Kabil mi? Öldürülen mi, öldüren mi?

Artık ikisi de dünyamızda yok, öldüren de öldürülen de…

Ama öldüren her gün insanların gönlünde bir kere daha öldürülürken, öldürülen her defasında gönüllerde bir kere daha ihya ediliyor…

Darp edilerek öldürüldüğü sanılan kimse belki o an hayattan el çektirilmiş olabilir. Ama uzun vadeye bakmalı… Uzun vadede ortaya çıkan sonuç ne oluyor?

Yahudi’yi öldürdüğünü sanan Naziler acaba muradına ermiş oldu mu?

Günümüzde Müslümanları ortadan kaldırmak isteyenler acaba yarın Müslümanlarla bir arada yaşamaya can atmayacak mı?

Halen küresel ölçekte sürdürülen rekabette acaba bir arada yaşamak isteyenlerin mi egemenliği kurulmuş olacak yoksa öldürmeden yana olanların mı?

ABD üst yönetiminde Çin ile olan ilişkiler konusunda iki fikrin müzakeresi veya münazarası devam ediyor: bir taraf Çin’i çökertelim, ABD bir başına dünyaya hükmetsin tezini savunuyor; diğer taraf da Çin ile birlikte devam edelim diyor.

Mevcut dünya, kaynaklar tasarruflu kullanıldığı takdirde hâlihazır koşullarda şimdikinin en az sekiz misli nüfusu doyuracak ve barındıracak kapasitede… Dolayısıyla bir başına hükümran olma hayalleri sadece açgözlülüktür, sadece… Ondan ötesiyse kan, ateş ve hüsran…

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
342 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...