logo

04 Temmuz 2019

Tarihi seçelim mi seçmeyelim mi?


D.Mehmet Doğan
m.dogan@gmail.com

Millî Eğitim’in “Orta öğretim tasarımı” üzerine düşünmekten, yazmaktan vaz mı geçtik?

Asla ve kat’a ! Hele de Türkiye’de Maarif Davası kitabının müellifi, büyük düşünürümüz Nureddin Topçu’nun vefat yıldönümüne yakın günlerde, bu konu vaz geçilmezimiz.

Şöyle diyenler oluyor: “Sanki CHP’li bir Milli Eğitim bakanını eleştirir gibi yazıyorsun!”

Mevcut bakanın hangi partinin bakanı olduğu değil, ortaya koyduğu “eser” beni ilgilendiriyor. Bizim partininki iyi, karşı partininki kötü anlayışı ile bir yere varılmaz. Yalnız şunu söyleyelim: Eğer mevcut bakan CHP kabinesinde yer alsa ve böyle bir “orta öğretim tasarımı” ile karşımıza çıksa idi, ne olurdu?

Kıyamet kopardı!

Şimdi sütre gerisinde bekleyenler, ağızlarını bıçak açmayanlar dört koldan hücuma geçerdi.

Elbette orta öğretim tarihsiz olmaz!

Bu talep CHP’liler tarafından ileri sürülmeyebilir; çünkü onların varlık zemini olan “inkılâp tarihi”ne bu ‘tasarım’da halel gelemiyor!

Öğretim neden yapılır? Çocukları bilgi hamalı yapmak için mi?

Bilgi şöyle veya öğrenilir. Hele şimdi bilgiye ulaşmak çok kolay. Hatta bilgi bombardımanı altındayız, kendimizi saptırıcı bilgilerden korumamız gerekiyor.

Çocukları bizim çocuklarımız yapmak için okuturuz; önce milletine, vatanına bağlı insanlar olmasını isteriz. Tarih şuuru bu işin esası. Sadece bu mu? Çocuklarımız iyi fertler, güzel ahlâklı insanlar olmaları için okula göndeririz. Aile, şehir, ülke, dünya çocuklarımızın durakları olur. Kendisini ailede idrak etmeyen, şehirde ve ülkesinde de edemez ve dünyalı da -yani insan da- olamaz!

“Bilgi maarif sisteminde teferruattır desek” biraz abartmış oluruz! Doğru bilgi, sağlıklı bilgi, bunun üzerine inşa edilecek fikir, yorum yine sistemin doğru kurulması ile mümkündür.

Çocuğumuz her şeyi bilir, kendini bilemez! Milletini bilemez! Vatanını bilemez! Dinini bilemez! Ülkesinin kültüründen bihaber yetişir. Kimliksiz, kişiliksiz bir nesne olarak kaybolur gider.

Öğretim sistem öyle veya böyle bir kimlik inşa eder. Bu kimlik inşasında dil ve tarih belirleyicidir. Din, dille ve tarihle birlikte belirleyicilik kazanır. Eğer bu görmezden gelinirse toprağından, kültüründen beslenmeyen, varlık zeminlerinin farkında olmayan, her türlü tesire açık bir nesil yetiştirilmek isteniyor demektir. Böyle bir neslin ülkesine, milletine hayrı olmaz, kendine olur mu? Bu ayrı bir bahis!

Orta öğretimdeki yeni düzenleme (bu bir “düzenleme”dir, “tasarım” denilerek başka bir hava verilmek istenmiş) duyurulduğunda “tarih seçimlik” denilmişti. Tarih ve felsefenin lisenin bütün sınıflarında olmadığı, bunun yerine tarihle alâkalı (tarihimsi!) bazı derslerin ihdas edildiği anlaşılıyor. Programa parlak başlıklar koymak sonucu değiştirir mi? Bütünü kapsayan temel bir tarih ve felsefe-mantık öğretimi olmadan orta öğretim hedefine ulaşamaz. “Küresel politikalar, 20. Yüzyılda Türkiye, Güç egemenlik uluslararası ilişkiler” vs. gibi aktüel olarak cazip görünen derslerin inkılâp tarihi derslerinin bir devamı gibi uygulanması ile karşı karşıya kalınabilir.

“Şimdi okullar tatil, bu konulara kafa yormanın zamanı değil” diyenler olabilir. Biz de diyoruz ki, bu konular asıl “tatil”de konuşulmalı, tartışılmalı. Okullar açılınca neyi tartışacağız ki? (Bu konuda yazmaya devam edeceğiz)

(KARAR)

Etiketler:
Share
508 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...