logo

27 Haziran 2019

Ak Parti’nin ‘cinayetleri’


D.Mehmet Doğan
m.dogan@gmail.com

Bir siyasi parti ve cinayet… İki kelimenin bir araya gelmesi garip karşılanabilir ve yazı okunduktan sonra “bunun neresi cinayet” denilebilir. Söylememiz gereken şeyler var, hem de garazsız ve ivazsız (beklentisiz) sözler söyleyeceğiz. Bazılarına rahatsızlık vereceğiz, vereceğimiz rahatsızlıktan ötürü özür dilemeyeceğiz!

Bunları canımız sıkıldığı için yazıyoruz.

Geçen yıl kaybettiğimiz mütefekkir romancımız Mehmet Niyazi’nin ilk romanı Varolmak Kavgası idi. Yıl 1969. Kitabın başında bir satırlık bir kitabe (epigraf) vardı: Canım sıkıldığı için yazdım!

***

O koskoca bir kitap yazmıştı, canı sıkıldığı için. Biz sadece birkaç yazı yazacağız.

Ak Parti’nin cinayetlerinden biri basını öldürmesidir!

Basın geniş anlamda alınabilir; gazeteler ve diğer yayın araçları. Türkiye’de basın 1930’larda çizilen tekpartici anlayışı sürdüren yapısıyla bizim yıllarca mücadele ettiğimiz vesayetçi bir cihazdı. Ak Parti bütün vesayet ilişkilerini kaldırdığı gibi, basının vesayetine de son verdi.

Bu alkışlanacak bir şeydi elbette…

Sonrası önemli: Basın üzerindeki tek partici kontrol tersine çevrildi. İktidar kendi basınını üretmekle kalmadı, diğer basın üzerinde de kontrol sağladı. Bu kısa vadede olumlu görünür; uzun vadede ise vasiyi her safhada zaafa uğratır. Son yıllarda basınımız mükemmel bir çarkla yeni patronunun eğilimleri doğrultusunda şekillendi. Her şeyi çok güzel gösterdi. Sırf gaz vererek arabayı yürütmeye kalkıştı. Vites değiştirmek önemsenmediği için aşırı gaz motoru yaktı!

Kural şudur: Tek taraflı iletişim, sonunda bu sistemi kuranları vurur!

Sovyet sistemi çöktüğünde, 1990’ların başında Türk cumhuriyetleri ziyaretimizde bir Demirperde fıkrası zihnimize kazılmıştı.

Moskova’da, Kızıl Meydanda muhteşem bir Sovyetik gövde gösterisi yapılmaktadır. Fıkra bu ya, en yeni Sovyet askerî teknolojisinin sergilendiği geçit törenini takip edenler arasında geçmiş yüzyıldan isimler de vardır: Napolyon ve generalleri.

Malûm Napolyon orduları ile Moskova önüne dayanır, aylardan eylüldür. Ruslar geri çekilme taktiği uygular. Kış bastırdıkça Napolyon’un 600 bin kişilik ordusu erimeye başlar! Rus ordusu değil, “general kış” kazanır. Ve Moskova hezimeti Napolyon’un sonu olur…

***

Tören sırasında yeni nesil Sovyet tankları, füzeleri, silahları geçtikte maiyetindekiler Napolyon’a yaranmak için “generalim, ah o menhus kuşatma sırasında bu tanklar bizde olacaktı ki, yok şu füzeler elimizde olsa idi…Rusya’nın işini kışa kalmadan bitirirdik” diyorlarmış.

Napolyon da elindeki gazeteden gözlerini ayırmıyormuş bir türlü.

Sonunda başını gazeteden kaldırıp şöyle söylemiş: “Onu bunu bırakın çocuklar, o zaman böyle bir gazetemiz olsa idi mağlubiyetimizin yüz yıl kimse farkına varmazdı!”

Gazetenin adı Pravda! Türkçesi “gerçek”!

Pravda Sovyet sisteminin çöküşünü engelleyemedi, biraz geç fark edilmesine yaradı o kadar…

Siyasette çoğu zaman taraftarların övgüleri değil, karşı tarafın yergileri, saldırıları başarıya götürür.

Son seçim sürecini doğru okuyalım: Ak Parti basınının tek taraflı iletişimi, karşı tarafı ölçüsüz karalamacı yayını, rakibe yaradı. Propagandanın dozu kaçarsa, abartma yalan etkisi uyandırır.

İmdi; seçim sürecindeki hataları tekrarlamamak bâbında söyleyeceğimiz şu: Seçilen başkanların yetkilerini tırpanlamak, ilk ağızda iyi bir şeymiş gibi görünür. Fakat, bu onların mağduru oynamasına fırsat verdiği gibi, başarısızlıklarına mazeret malzemesi olur. Bırakın, kendilerini göstersinler. Meşru yollar dışında engellemelerden sakınmak en doğrusudur.

(KARAR)

Etiketler:
Share
387 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...