logo

Bayram ve birkaç diğer not


İsmail Kılıçarslan
i.kilicarslan@gmail.com

Bayramınız mübarek olsun. Büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden öperim.

Biliyorum ki sizler, bayramı “bayram gibi” yaşamanın ne demek olduğunu bilen, güzel insanlarsınız. Ama yine de ben bir iki yere temas edeyim.

Müslümanlar için bayram, sevinç günleri olmasının yanı sıra “sosyal tedaviler için zemin” günleridir de aynı zamanda.

Bayram “küslerin barışması, toplumsal birlikteliğin ihyası” gibi hususlar yerine getirildiğinde bayram olur. Bunu bir an olsun unutmamak lazım.

Diğer yandan bayramlar, modern zamanların tanımlamasını kullanalım, “sınıflar arası eşitsizlikle mücadele” günleri olarak da kutlanır.

Muazzam bir yerleşiklikle “zekât günlerini” Ramazan’a denk getiren Müslümanlar, ayrıca Ramazan Bayramı’na mahsus fitreleriyle “bu eşitsizliğin ortadan kaldırılmasına” katkı sağlarlar. Hedef, “çocuğuna bayramlık alamayan insan” kalmamasıdır. Ve bu, kabul edelim, şahane bir hedeftir.

Bayramınız mübarek olsun. Sevindirdiğiniz insan çok olsun. Sizi sevindiren çok olsun.

Gelelim, “birkaç diğer not” kısmına.

İlk notum şöyle.

Bir süre önce Aile Bakanlığı’nın “süresiz nafaka” düzenine son verecek bir kanuni düzenlemede sona gelindiğini duyurmuştum. Düzenlemede nafaka süresi için “beş yıl”, “evli kalınan süre” ve “evli kalınan sürenin yarısı” gibi üç alternatif konuşulmuş. Bana alternatiflerin üçü de makul geldi.

Buradan etkili kadın örgütlerimize açık bir çağrı yapmak isterim. Bu düzenlemeye koyduğunuz, koyacağınız şerhleri artık bir hitama erdirin lütfen de şu “süresiz nafaka mağduriyeti” olması gerektiği yere, tarihin çöplüğüne gitsin.

Diğer yandan yine boşanmaların başat meselesi olan “çocuk velayeti” derdinde de “baba lehine” bazı yasal düzenlemeler yapılıyormuş. “Çocukları babalarından ayırma fikri”ne dayalı mevcut düzenlemenin yumuşayacağı konuşuluyor. Bu iyi, hem de çok iyi.

Bir not daha…

Zaman zaman gündeme gelen “küçük yaşta evlilik yüzünden hapis yatan mağdurlar” meselesinde gerçek rakam söylenildiği gibi 3.000 ya da 8.000 değil. 300 civarında hapis yatan insan var ve bu mağdurların durumu da çok yakında çözülecek gibi duruyor. Tabii, mahkemeleri devam edenlerin de…

Adalet Bakanlığı bu konuda titiz bir çalışma yürütmüş. “45 yaşındaki bir adamın 15 yaşında bir kızla evlenmesi” gibi durumları elbette kapsamıyor düzenleme. O bambaşka bir mesele zira. İlgili düzenleme yaşları birbirine yakın, “gerçek evlilik bağı ile birbirine bağlı” mağdurlar için olacakmış.

Bu da güzel haber bence…

Aslında geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı “yargı reformu” paketini sonraki yazımda uzun uzun ele almak istiyorum. Ancak beni çok memnun eden bir reformdan bahsederek bitirmek isterim yazımı. “Savcı ve hâkim yardımcılıkları düzenlemesi” uzun süredir gördüğüm en umut verici reform. Tecrübeli hâkim ve savcıların yanında “pişecek” yardımcıların mesleğe tamamen hazır olarak başlamaları az şey değildir.

Dediğim gibi, bunu ve diğer reformları uzun uzun yazayım inşallah.

Tekraren, bayramınız mübarek olsun.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
515 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...