logo

Pardon da siz ne sanmıştınız acaba?


İsmail Kılıçarslan
i.kilicarslan@gmail.com

Önce seninle başlayalım.

Ben 6 yıldır Yeni Şafak’ta, kurulduğu günden bu yana bütün meselesi Türkiye’nin ana omurgasına destek vermek olan bu şahane gazetede yazıyorum.

Yeri geliyor en sert sosyolojik eleştirileri tam mahallemin kalbine doğrultuyorum, yeri geliyor gündelik politikayı en sert şekilde harcıyorum, yeri geliyor Türkiye üzerine düşünüyorum…

Okurum beni bilir. Ne gizli ajandam var, ne bir çetenin üyesiyim, ne medya esnafıyım. Kalbime doğan neyse onu yazmayı, yazabilmeyi kendime vazife biliyorum.

Bir dizi “sınıf yazısı”nın doğal devamı olarak yazdığım “Muhafazakâr orta sınıf nasıl delirdi?” yazısının benzeri 15 tane falan yazımı bulup önünüze koyarım bir çırpıda.

Dolayısıyla “İslâmcı yazar daha fazla dayanamadı”, “İslâmcı yazardan tokat gibi yazı”, “Yeni Şafak yazarı sonunda patladı” falan gibi şeyler yazarsanız size ya gülümserim ya da gülerim. Gülümserim. Çünkü demek ki daha önceki yazılarımdan hiç haberiniz olmamıştır. Gülerim. Çünkü son derece basit bir numara çekerek yazımı gündelik politikaya enstrüman yapmaya çabalıyorsunuzdur.

Yok efendi yok! Eleştiri hakkımı baki tutarak bağlıyım ben kendi derdime de, kendi insanıma da… Sen ATM kuyruğundan dönüp evin ışıklarını “karartarak” korku içerisinde beklerken ben, benim derdimle dertli insanlarla “yârin bahçesini” bekledim. Yanımda vurulup düşenler oldu.

Sen şimdi FETÖ’yü, popülist ırkçıları, dağ kadrosunu falan yedeğine alıp bana “ahlâkî üstünlük” taslayacak ve bir de “Bak adam da sonunda dayanamadı” diyeceksin öyle mi? Olmaz hacım o iş. Hiç olmaz. Allah izin verirse asla olmaz.

Kendimi/zi eleştiriyor olmam, sizin daha güzel olduğunuzu göstermez, göstermiyor da. Burası da sizin hâlihazırda bulunduğunuz çukura düşmesin diye çırpınıyorum.

Yani benim sütümden sana peynir çıkmaz.

Sonra seninle devam edelim.

“Aha, sonunda İsmail Kılıçarslan da kopuyor ana omurgadan” diyerek el ovuşturan abiler, ablalar.

“Ana omurgayı” bizim, benim üzerime kurdular. Ana omurga benim, biziz. Dolayısıyla eleştirirken de bu kadar rahatız, destek verirken de.

Sen ne sanmıştın acaba?

Eleştirilerimi sıralayıp senin safına geçeceğimi mi? Yahu ben zaten bezmişim gündelik politikadan. Kaçsam da nefes alsam diye gözüne bakıyorum saatin. AK Parti’nin lacivertini kurmaya çabalayanlarla yahut “Çağdaş dünyanın değerleriyle ters düşmemek lazım” diyerek güya bir çeşit “yeni muhafazakâr sağ seçmen” oluşturmak için avuç ovuşturan ekiplerle ne işim olur?

Yahu daha da açık yazayım da anlayın. Hayatımda gördüğüm en teflon siyasi kişilik olan CHP İstanbul adayının arkasına saklanıp Erdoğan’a ateş etmeye çabalayan şanlı avcılarla aramdaki mesafe ne kadar çok, o kadar iyi benim açımdan.

Ben “Yarabbi beni şu güncel politikanın dehlizlerinden kurtar” diyorum; sen, seninle mahalle teşkilatı kurayım istiyorsun. Çok beklersin kara gözüm.

Sevgili dostum, sevgili arkadaşım, kardeşim, canım. Sana da gelsin sıra.

Sakın ola ki “Adamlar kendilerini hiç eleştirmiyorlar” cümlesindeki kolaycılığa düşme. Onlar bütün pisliklerini en yakın halının altına süpürme becerisine sahip diye bizim de onlara benzeyip kavgayı bu yanıyla kaybetmemizin âlemi yok. O “çürüme dayanışmasına” sakın ola ki özenme.

Ayrıca kendi mahallemin dertlerini konuşmak, konuşmaya çalışmak “sana ihanet etmek” manasına gelmez. Kendi mahallemin dertlerini, meselelerini ben tartışmaya açmalıyım ki ön alalım, ön alabilelim. Ayrıca, aynı fikirde olmak zorunda değiliz. Belki de sen daha doğru düşünüyorsundur bütün meseleler hakkında. Akıl akıldan üstündür zira. Unutma ki ben senin mahallende büyümüş, seninle aynı dayakları yemiş, seninle aynı umutları biriktirmiş kardeşinim.

Bak hacı. Son bir istatistiki veriye göre gençlik STK’larının Türkiye’deki gençlere erişimi yüzde beş. Bunun feveranını ben basmazsam kimse basmaz. Tüketim kültürü canımıza okuyor. Bunun feryadını ben etmezsem kimse etmez.

Hasretle kucaklıyorum seni. Bu işlerin hepsi düzelir iki gözüm. Hepsi tek bir rüzgâra bakar. Büyürken böyle büyüdüm, yaşarken böyle yaşıyorum, ölürken de böyle öleyim inşallah.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
336 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...