logo

18 Nisan 2019

Yanlış sorunun doğru cevabı olmaz


Rasim Özdenören
riozdenoren@gmail.com

Taha Akyol’un Karar gazetesinde yayınlanan “Hukuk devletinde seçimler” başlıklı yazısında 1935 yılında vuku bulmuş bir yasama olayından bahsediliyor. Yazının o bölümünü alıntılıyorum:

“Yıl 1935, Tek Parti dönemi, Meclis’te Dersim Kanunu görüşülüyor. Verilecek idam cezalarının Meclis onayı gerekmeden, komutan onayıyla infaz edilmesi yönünde bir madde var tasarıda… / 25 Aralık günlü oturumda Muğla Milletvekili Hüsnü Kitapçı söz alıyor, özetle diyor ki: “Anayasamıza göre idam cezalarını onaylama yetkisi münhasıran TBMM’ye aittir. Bu yetkiyi komutana vermek anayasaya aykırıdır!” / Adalet Komisyonu adına Trabzon Mebusu Raif Karadeniz cevap veriyor, özetle: “Anayasamıza çok hürmet ederiz. Fakat memleketin yüksek menfaatini bir tarafa koyduk, diğer tarafa anayasaya saygıyı koyduk ve bu neticeye ulaştık!” / Parmaklar kalkıyor, kanun kabul ediliyor…” (taha-akyol/hukuk-devletinde-secimler-9832).

Trabzon Mebusu Raif Karadeniz’in mukayesesinde bir yanlışlık var, bir kıyas yanlışlığı… Problem, anayasa hükmünü ihlal ederek idam cezası hükmünü onaylama yetkisini komutana vermek caiz midir, değil midir iken; konu memleketin çıkarı mı, hukukun üstünlüğü mü düzlemine çekiliyor. Böylece bir mantık şaşırtmacası yapılıyor.

Bir tarafa memleketin yüksek menfaati konuluyor, öteki tarafa anayasaya saygı yani hukuk konuluyor… Yanlışlık bu iki farklı değerin karşı karşıya getirilmesi ve onlardan birinin tercih konusu yapılmasında… Böylece konu iki yüksek değer arasında bir tercih konusu haline dönüştürülüyor. Soru böyle konulunca almaşıklardan birinden yana çıkılabilir, fakat bu tercih karşı almaşığı ifna etmez. Nitekim memleket çıkarını öne almak, hukukun üstünlüğü alternatifini ifna etmiyor, edemez…

Karadeniz’in mantık oyununda birbirinden ayrı mütalaa edilmesi gereken iki farklı değer, eşdeğer gibi mütalaa ediliyor ve onlardan birine öncelik veriliyor. Yani elmalarla armutlar aynı kabul edilmek suretiyle bir tercihte bulunuluyor.

Eğer illa da memleketin yüce menfaati söz konusu edilecek idi ise doğru soru şöyle ortaya konulmalı idi:

Kanunların anayasaya uygun olarak vaz edilmesi mi memleketin yüce menfaatine uygundur, yoksa günübirlik maslahata göre keyfî düzenleme mi?

Veya:

Memleketin yüce menfaati hukuka uymakla mı sağlanır, hukuku çiğnemekle mi?

Soru yanlış vaz edilirse doğru cevap bulunamaz.

Nitekim bulunamamış…

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
370 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...