logo

07 Nisan 2019

Gelenek ve uluslararası sermaye


Rasim Özdenören
riozdenoren@gmail.com

Biz kendi asal geleneğimizden (tradisyon) tümüyle kopup ayrıldığımız için, bu gün gelenek kelimesi bize fazla bir şey söylemiyor olabilir.

Gelenek denildiğinde geçmişimizi 1923’ten başlatırsak, bu yakın geçmiş içinde gelenekle ilgili ne bulabiliriz? Olsa olsa o günden bu yana gelen yılların karmaşasını, kargaşasını buluruz. Bu karmaşa ve kargaşa ise, icat edilmiş bir vakadır. Bu demektir ki o kargaşa ve karmaşa, kendi çözümünü kendi içinden hâsıl etmeye muktedir değildir.

Oysa temel bir geleneğin süreği olarak ortaya çıkmış olan bir karmaşa ve kargaşa, kendi çözümünü içsel yapısından söküp çıkarabilir.

Bu ülkenin asal geleneği İslam’dır. Ancak biz İslam’dan tümüyle koptuğumuz, kopartıldığımız için, süregelmekte olan kargaşanın, karmaşanın çözümünü onda aramayı ve onda bulmayı aklımıza bile getirmiyoruz. İslam’ın gerek dâhili siyasada, gerekse uluslararası alanda işimize yarayabilecek ilkeleri var mıdır sorusu bile akla gelmiyor. Sormuyoruz ve soramıyoruz, çünkü sormak için bilmek gerekir.

İslam’ın dâhili siyasada olsun, uluslararası alanda olsun öngördüğü ilkelere günümüzün hiçbir demokrasisinde henüz ulaşılmamıştır. Onun öngördüğü barış düzeni ve düzlemi, günümüzün ulusalcı demokrasilerinin mahiyeti icabı ulaşamayacakları bir uzak erimde yerini alıyor.

Günümüzün sınıflı ve ayrımcı Batı telakki tarzının ve son tahlilde ulusalcı tutumun ürünü olan demokrasisi, istese de istemese de ayrımcı bir karakter taşıyor. Onun bu karakteri hem ulusal düzlemde, hem uluslararası alanda ister istemez ayrımcı, ayrılıkçı ve son tahlilde ırkçı bir anlayışa geçit veriyor.

Yeryüzünün bütün İslam ülkelerinde İslam’a özgü kavramların içi boşaltılmıştır. Bu sonuç uluslararası sermaye marifetiyle gerçekleştirilmiştir. Halen geçmişinde İslam’ı yaşamış olan ülkeler ne kendi özgül kavramlarına sahip çıkabiliyor ne de Batı kökenli kavramların künhüne vakıf olabiliyor. Böylece İslam ülkeleri doğru düşünebilmenin nirengilerini de elden kaçırmış bulunuyor. Ve en kötüsü kendi asli kimliklerine sahip çıkma bilinci elden kaçırılmış haldedir.

Şimdilik uluslararası sermayenin bizim kendi iç siyasamızda oynadığı rolün farkına varabilmek bile bir merhale sayılmalıdır. Bu ilk merhalenin farkına varabilirsek, asal geleneğimize sahip çıkmanın önemini de idrak etmeye başlarız…

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
311 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...