logo

28 Eylül 2018

İmam hatip okulları hakkında


Hayrettin Karaman
h.karaman@gmail.com

İmam hatip okulları hakkında yıpratıcı, itibardan düşürücü, ümitleri söndürücü, ıslaha değil, imhaya yarayan konuşmalar ve yazılar, yalnızca karşı taraftan değil, bizim mahalleden de üretiliyor. Böyle bir yazı üzerine yetkili makamdan bilgi rica etmiştim. Gelen bilgiyi bazen özetleyerek ve kendi ifademi parantez içine alarak paylaşıyorum:

Maalesef… bizim camiadan, okullarımızla ilgili olumsuz algı oluşturulmasına yönelik fütursuzca yazan, çizen ve konuşan o kadar çok ki… Bu şahıslara cevap vermeye kalkışsak işimizi yapamaz hale geleceğiz.

Çocuklarını imam hatip liselerine göndermek istemeyenler veya gitmeye ikna edemeyenler ya da hayal dünyalarında toplumun ve çocukların gerçekliklerinden uzak kalanlar bu okullarla ilgili devamlı olumsuz bir algı üretmekte, kendilerine geçerli mazeretler bulmaya çalışmakta ve kamuoyuna mazeret olarak bunları sunmaktadırlar.

İslâmî hayat tarzındaki en küçük bir aksaklıktan küresel ölçekte en büyük bir hatanın dahi faturası bu okullara kesilmekte. Soldakiler bilinçli, sağdakiler bilinçli veya bilinçsiz bu mübarek ilim yuvalarını itibarsızlaştırmak için çaba göstermektedirler. Sanki başka alternatif varmış gibi bu okulları karalamanın derdine düştüler. Öğrencilerini tahkir etmekten başka mühim bir katkıları yok maalesef. Halbuki Rabbimiz o kadar güzel imkânlar vermiş ki, 1 milyon 358 bin 872 öğrenci için neler yapabiliriz konusunu gündeme alıp bir şeyler yapsalar mesele kalmayacak. Akademik başarıları üzerinden yargılanan, kötümser olarak çizilen tablolardan özgüvenlerine kastedilen nesiller… Bu hususta topyekûn bir zihin dönüşümüne ihtiyaç olduğu malumunuz. Sizlerin sık sık vurguladığı İHL-Diyanet-İlahiyat. Bu üç kurum da birbirini eleştirmekten ve didişmekten artık vazgeçip ortak iş yapmayı arttırmadıkça şikâyet bitmeyecek…

“Anadolu imam hatip liselerinin yüzde 47.69’u boş kaldı” ifadesi

Liselere geçişle ilgili yerleştirmeler planlanırken il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri tarafından Anadolu liseleri, mesleki ve teknik Anadolu liselerinde olduğu gibi imam hatip liselerinin kontenjanları da yerleştirmelerde kolaylık sağlamak, öğrencilerimize daha geniş tercih imkânı sunmak ve hiçbir öğrenciyi mağdur etmemek amacıyla; okulların fiziki kapasiteleri zorlanarak ve bazı bölgelerde ikili eğitim yapılması da planlanarak toplam kontenjanın tedbir amaçlı olarak mevcut kapasiteden daha fazla girildiği bir gerçektir. Öte yandan il merkezlerinde olduğu gibi her bir ilçede vatandaşın talebini karşılamak ve çocuklarının imam hatip okullarında eğitim alma hakkını temin etmek için ilçe merkezlerinde de okul açılmış ve tercih imkânı sağlanmıştır. Kontenjan artışında bu durum da göz önünde bulundurulmalıdır… Eğitim planlamasındaki tedbir amaçlı yapılan bu planlama üzerinden bardağın boş kısmını görüp dolu kısmını görmeyerek imam hatip liselerine yerleşen toplam 139 bin 135 öğrenciyi göz ardı ederek olumsuz bir algı oluşturmak ile yapılmak istenen durum izahtan varestedir.

Bu durum, imam hatip okullarının kontenjanlarının boş kaldığı, imam hatiplerin tercih edilmediği ya da bu okulların boşaldığı gibi öne çıkarılan çarpıtmalarla sunulması art niyetli bir yaklaşımdır. Kaldı ki aşağıda da verildiği üzere geçen yıl ve bu yıl karşılaştırması yapıldığında Anadolu imam hatip liselerine kayıt yaptıran öğrenci sayılarında büyük bir farkın olmadığı görülecektir.

2017 yılı ortaöğretim kurumlarına geçiş sistemine göre Anadolu imam hatip liselerine 151 bin 840 öğrenci yerleşmiştir. 2018 yılı ortaöğretim kurumlarına geçiş sisteminde ise Merkezi Sınav Puanı ile 28 bin 486 (yüzde 99.12), sınavsız yerel yerleştirmelerde ise 111 bin 429 olmak üzere toplam 139 bin 915 öğrenci Anadolu imam hatip liselerine yerleşmiştir. Bu yerleşme oranının geçen yılki rakamlara yakın olduğu, dolayısıyla imam hatiplerin seçilmediği bilgisinin doğru olmadığı görülmektedir.

Merkezi yerleştirme sınav sonucunda öğrenciler, almış oldukları puanlara göre istedikleri herhangi bir okul türünü tercih etmişlerdir. Buna göre kontenjanların yüzde 99.12’si dolmuş ve 28 bin 486 öğrenci sınavla öğrenci alan imam hatip liselerine yerleşmiştir. Kalan çok az sayıdaki boşluk ise sınavla hafız öğrenci alan okullarda hafız öğrenciler için tahsis edilen kontenjanlardır…

Yine malum şahsın “istediği yere yerleşemeyen öğrencilere verilen ikinci, üçüncü tercih hakkıyla bu kontenjanın muhtemelen bir kısmı daha dolduruldu. İlk tercihlere bakıldığında belli ki imam hatipler tercih edilen okullar arasında değil” ifadelerine gelince: Kendisinin, tercihlerde hiçbir zorunluluğun olmadığını, öğrencilerin kendi tercihleri ile istedikleri okul türlerine gittiklerini bilmeyecek kadar konuya uzak olduğu anlaşılıyor. Çünkü ikinci ve üçüncü tercih haklarında “doldurma”nın aksine özel okullara veya başka okul türlerine geçişten dolayı ilk yerleştirmeden sonra bir miktar (6 bin 300 kadar) öğrencinin ayrıldığını da kendisine anlatmak gerekir. Bu da öğrenci hareketliliği açısından makul bir sayıdır.

“İmam hatipler başarısız öğrencilerin mecburiyetten gittiği okullara dönüştü…” iddiasıyla devam edeceğim.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
457 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...