logo

17 Eylül 2018

Bir asırlık devlet: Azerbaycan


D.Mehmet Doğan
m.dogan@gmail.com

Lâleler… Lâleler… Fonda bu Azerî “mahnı”sı, yani türküsü, mutlaka olmalıdır… Çünkü Bakü yüz yıl önce lâle/gelincik renkli Osmanlı fesini, kalpağını bağrına bastı… Bu türkü de onun hatırası… Azerbaycan 100’üncü kuruluş yıldönümünü kutluyor… Bu aynı zamanda başkent Bakü’nün kurtuluşunun yıl dönümü… Çoğu 20’nci yüzyılda geçen bir asırdan söz ediyoruz. Kafkas İslâm Ordusu, başlarında Nuri Paşa, katliamla karşı karşıya kalan Bakü’yü 15 Eylül 1918’de istihlas etti… Bu bizim tarihimiz, fakat bilmiyoruz! Şu uğursuz 1918 yılındayız… Cihan Harbi’nin sonunun göründüğü yıl, Sultan Abdülhamid’in vefat ettiği yıl… Dahası meş’um Mondros Mütarekesi’nin imzalandığı sene… Bu yıl iyi şeyler de var: Bir yıl önce Bolşevik ihtilali olduğu için Rus askerleri kuzey doğumuzdan çekiliyor. Erzincan, Trabzon, Rize ve Erzurum kurtarılıyor.

***

Lenin Kafkasya’yı Ermeni Stephan Şaumyan’a emanet etmiştir. Bu Azerbaycanlı sivillere yönelik katliam olarak tezahür eder. “Mart kırgını”nda 15 bin Müslüman katledilir. Bir Azerbaycan heyeti Osmanlı Devleti’nden yardım istemek için yola çıkar. Bir ay içinde İstanbul’a ulaşan heyetin başında bulunan Nağı Şeyhzamanlı, “Azerbaycan İstiklâl Mücadelesi Hatıraları”nda Harbiye Nazırı Enver Paşa’yla görüşmelerini anlatır. Enver Paşa Almanları tedirgin etmemek için Libya’da Missurata’da İtalyanlara karşı savaşmış, 29 yaşındaki üvey kardeşi Nuri (Killigil) Paşa’nın komutanlığında, Kafkas İslâm Ordusu teşkiline karar verir. 25 Martta Nuri Paşa 20 zabitle Musul’a gider. 8 Nisan’da 149 subay ve 500 askerle Musul’dan hareket eder.

22 Nisan’da Enver Paşa Mehmed Emin Resulzade başkanlığındaki Azerbaycan temsilcilerini Trabzon’da kabul eder. Mayıs 1918 de Osmanlı Devleti ile Transkafkasya Federasyonu arasında Batum Konferansı başlar. Bu sırada, Osmanlı Heyeti Başkanı Halil Bey Osmanlıya ilhak (katılma) isteği ile gelen bir Azerbaycan heyetine şöyle konuşur: “Biz süngümüz ile Kafkasya’ya dahil olduk. Siz bize ilhak olmak istemeseydiniz de biz süngü ile ilhak ederdik. Ancak buna imkân yoktur. Bizim birleşmemizi ne düşman ne de dost devletler kabul eder. Biz size yardım ediyoruz ve edeceğiz. İstiklâlinizi elde edip, müstakil yaşamanız için ne kadar lâzım olsa asker göndereceğiz. Her türlü yardımı yapacağız. Öz vatanımız gibi sizin vatanınızı da koruyacağız. Evlerinize gidin ve kurulacak istiklâli müdafaa edin.

Masal gibi değil mi?

Devlet-i Aliyye sonunun göründüğü bir anda ve her şeye rağmen, yeni bir devlete vücut verecek hamleyi yapmaktan geri kalmıyor. Vakit dardır, Kafkas İslâm Ordusu yolu üzerindeki şehirleri kurtararak üç ayda Bakü kapılarına dayanır. 13 Eylül 1918’de taarruz kararı alınır. 14 Eylül 1918 sabaha karşı Kafkas İslâm Ordusu’nun topları düşman mevzilerini dövmeye başlar. Bakü’deki Bolşevik ve İngiliz ordusu artıkları mevzilerini terk ederek kaçarlar. 15 Eylül 1918’de, Kafkas İslâm Ordusu’nun kahraman askerleri Halil (Kut) Paşa komutasında Bakü’ye girer. Böylece şehir düşmandan temizlenir. 16 Eylül 1918 günü Bakü’yü kurtaran kahraman ordu şehirde geçit töreni yapar.

Azerbaycan’da 100. Yıl Büyük bir törenle yâd edildi… Bu törenlerde Nuri Paşa’dan zarureten söz edilmiştir. Ya en müşkil zamanda Azerbaycan’a hayat veren iradeyi ortaya koyan Enver Paşa anıldı mı? Azerbaycan Cumhuriyeti’nin kurucu başkanı Mehmed Emin Resulzade hatırlandı mı? Bu soruları boşuna sormuyoruz. Azerbaycan’ın yakın tarihi Türkiye ile öylesine iç içe ki, onun ilk Cumhurbaşkanı Mehmet Emin Resulzade’nin kabri Ankara’da… Azerbaycan 1918’deki kuruluşundan kısa süre sonra Sovyet işgaline maruz kaldı: 28 Nisan 1920. Azerbaycan ikinci defa 18 Ekim 1991’de Sovyet sisteminin çöküşü üzerine bağımsız oldu. Azerbaycan’ın müstakilliği biraz sıkıntılı oldu, Ruslar Azerbaycan’ı bırakmak istemediler, fakat sonunda mecbur kaldılar. İşte bu ikinci müstakillikte Cumhurbaşkanı Ebülfzl Elçibey’di. Dün muhtemelen törenlerde onun adı hiç anılmamıştır.

Azerbaycan 100 yıllık bir devlet ama onun kurucu lideri olarak 15 yıl önce ölen Haydar Aliyev kabul ediliyor. Şimdiki Cumhurbaşkanının babası. Haydar Aliyev Sovyet sisteminde zirveye çıkmış nadir Türkilerden. Ebulfezl Elçibey, Türkiye’ye çok yakın duran romantik bir liderdi. Onun zamanında Azerbaycan anayasasında devletin resmi dili “Azerbaycan Türkçesi” idi. Haydar Aliyev “Azerbaycan dili” olarak değiştirtti. Başka “ülke dili” var mı bilmiyorum? Almanya dili, İngiltere dili, Fransa dili diye bir şey duydunuz mu? Azerbaycan Cumhuriyet olarak kurulmuştu. Şimdi Respublika! Cumhurbaşkanı değil, prezident var Azerbaycan’da! Anayasa değil, konstütisya deniliyor…

***

Dönelim tarihe: 1918 yılının 21 Ekim’inde, Bakü’yü kurtardıktan neredeyse bir ay sonra, Kafkas İslâm Ordusu lağvedilir… 30 Ekim’de Mondros Mütarekesi imzalanır. 2 Kasım’da Enver Paşa ve arkadaşları İstanbul’u terk eder… Azerbaycan’ın kurtuluş mücadelesi adeta nefes nefese sonuçlandırılmıştır. “Enver Paşa Sarıkamış’ın rövanşını Kafkas İslâm Ordusu ile aldı” desek yeri var!

Etiketler:
Share
536 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...