logo

60. yıl vefa buluşması


Hayrettin Karaman
h.karaman@gmail.com

ÖNDER ve BİHMED (Bursa İmam Hatip Mezunları Derneği) ve İnegöl’ün imam hatip dostları bizi birkaç gündür OYLAT’ta müsafir ediyorlar.

“Biz” kimiz?

1951 yılında açılan imam hatip Okullarından 1958’de mezun olan ilk imam hatip nesliyiz. Pek çok arkadaşımızı ebedî âleme gönderdik, geride kalanların buraya gelecek kadar sağlam ve durumları müsait olanlarından elli-altmış kadarı toplandık.

Yılarca birbirini görme imkânı bulamamış arkadaşlar olarak kucaklaştık, hasret gideriyoruz, sonraki nesillere görüş, teklif ve tecrübelerimizi sohbet, konferans ve röportajlarla aktarmaya çalışıyoruz.

Saçları ve sakalları siyah iken bıraktığımız arkadaşlarımızı ak saçlı, aksakallı, bastonlu olarak bulduk, ama aramızdaki muhabbet, ortak değerler, dertler, çareler ve gayretin korunduğunu memnuniyetle gördük.

“Süreklilik içinde değişim” ilkesinin hayata geçebilmesi, “bir ayağın sabit diğer ayağın hareketli ve dünyayı dolaşır” olmasının gerçekleşebilmesi için hem eserleriyle yaşayan hem de halen aramızda olan geçmiş nesilleri okumamız ve dinlememiz gerekiyor.

“Onlar ekti biz yedik, biz de ekeceğiz ki, sonra gelenler yesin”.

İki gece birer buçuk saat tanışma ve kısa hatıraların anlatılmasına ayrıldı.

Anlatılanlardan çıkan sonuçları şöyle sıralamak mümkün:

İlk nesil imam hatiplilerin çoğu ya Anadolu şehirlerinden ya da köylerinden. Yine bunların çoğu, tabii ana babalarının da rızası ile ama kendi irade ve tercihleriyle imam hatip okullarına girmişler.

O tarihte okulların “istikbal” dedikleri şey bakımından akıbetleri meçhul, buna rağmen yalnızca okuma ve öğrenme aşkıyla bu okullara koşup gelmişler.

Yedi ilde açılmış imam hatip okullarına başka illerden ve köylerden gelen öğrenciler için ne yurtlar var ne de burslar. Bugünkü nesillere masal gibi gelecek hayat şartlarında arzu ve heyecanlarına halel gelmeden okumuşlar.

Talebelerin önemlice bir kısmı okula gelmeden ya hafız olmuşlar ve/veya medrese derslerinden bir miktar okumuşlar.

Bir zamanlar moda gibi olduğundan bazı arkadaşlarımız, Yüksek İslam’a devam ederken aynı zamanda hukuk, edebiyat, Arap Fars gibi bazı fakültelere de devam ederek diploma almışlar ve bu diplomaların verdiği imkânları kullanmışlar, fakat hemen hiçbiri, imam hatipli olmanın gerektirdiği hayat tarzından ve hizmetten ayrılmamışlar.

Bugün Türkiye’de söz ve makam sahibi birçok değerli insan bu neslin imam hatiplerde öğrencileri olmuşlar.

Yaşlarımız ilerlemiş, bellerimiz bükülmüş, dizlerimizin dermanı azalmış, günlük hap miktarımız çoğalmış ama Allah’a şükürler olsun ki, bu mübarek dine hizmet aşkımızın ateşi sönmemiş; hâlâ bugünü değerlendirmek, dertleri teşhis etmek, neler yapılabileceğini tespit etmek, yapma safhasında da devrede olmak için çırpınıyoruz.

İşte bizim kısa hikâyemiz, efendim.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
844 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...