logo

16 Temmuz 2019

3 yıl sonra ‘Mankurt darbesi’


D.Mehmet Doğan
m.dogan@gmail.com

Dün “mankurt darbesi” teşebbüsünün üçüncü yıl dönümü idi… 

15 Temmuz 2016’da milletçe büyük bir varta atlattık. Millet devletine sahip çıktı, “bu topraklarda hür irademizle varolmaya devam edeceğiz!” dedi, darbecilerin eli böğründe kaldı.

Bu darbeyi başından itibaren “Mankurt darbesi” olarak nitelendirdik. “Mankurtlaşma” kavramı büyük Kırgız yazarı Cengiz Aytmatov’un zihin dünyamıza armağanı. Bizim gibi toplumlar “mankurtlaşma” kavramını iyi bilmek mecburiyetinde. 

Köleleştirilerek kendi halkına karşı kullanılmak istenen kişinin kazınmış başına ıslak deve derisi sarılır ve böylece elleri kolları bağlı olarak kızgın güneşe bırakılır… Deve derisi kurudukça kafatasını sıkar ve beyni küçültür. Böyle bir kişi sadece sahibinin emirlerini yerine getiren bir köle hâline gelir. Ne ana, ne baba, ne kardeş ve de vatan, millet tanır. Sadece ve sadece kendisine verilen emirleri dinler, buyruklara itaat eder. Muhakeme yapamaz, doğruyu yanlışı tefrik edemez.

Mankurtlaşma burada fizikî temelli bir hâdise olarak anlatılıyor. Modern dönemlerde kimsenin kafasına deve derisi sarılıp kızgın güneşin altına bırakılmıyor. Maaşallah fiziğimizde bir değişiklik yok, kalıbımız kıyafetimiz yerli yerinde. Mankurtlaştırılmak için ille de kafasına ıslak deve derisi sarılmak gerekmez. Fizikî mankurtlaştırma bir efsane olabilir, manevisi ise her an yaşanabilecek bir gerçekliktir.

Türkiye gibi ülkelerde çeşitli şekillerde mankurtlaştırma uygulamalarının devreye sokulduğunu söyleyebiliriz. Bu milletin zihnine ciddi müdahaleler olduğunu yakın tarihimizi doğru okuyanlar kolaylıkla kavrayabilir. Saptırılmış zihinler/mankurtlaşma gerçeği, Türkiye’de darbeye yatkın zümrelerin varlığı ile tescil edilmiştir.

1960 darbesinden İtibaren bütün darbelerin böyle bir zeminden beslendiğini söyleyebiliriz.

Çocuk yaşta 27 Mayıs 1960 darbesini alkışlayanları gördük. Rakip partinin tabelalarını indirip üzerinde hora tepenlere şahit olduk. Darbecilerin safında olmayan milletin ana kitlesi “gerici” ve “kuyruk” olarak nitelendirildi. Elbette 12 Mart’ın ve 12 Eylül’ün de destekçileri vardı. Asıl önemlisi, 28 Şubat örtük darbesine gösterilen utanç verici destektir.

Herkesin gözü önünde seçilmiş partilerin kurduğu hükümet baskı kullanılarak yönetimden uzaklaştırıldı. Bunun için çeşitli mankurtlaştırma cihazları kullanıldı ki, en başta iletişim araçları gelir.

Eğitim sistemi de bu mankurtlaştırma ameliyelerine hizmet etti.

15 Temmuz darbecilerini heveslendiren zemin işte bu zemindir.

“Yurtta Sulh Konseyi”…Tam da bu zemine uygun bir adlandırmadır. Bu konsey adına okunan bildiri, yine bu zihnin kodları kullanılarak yazılmış bir bildiridir.

Her şeye rağmen milletin büyük çoğunluğu darbeye karşı tavrını fiilen göstermiş ve darbeden medet umanların heveslerini kursağında bırakmıştır.

Üç yılı geride bıraktık. Milletin zihnini kayıt altına alacak her türlü faaliyete, uygulamalara karşı uyanık olmalıdır. Mankurtlaşma zeminleri kurutulmalı, yenilerinin oluşmasına izin verilmemelidir.

Olumsuzluklardan da olumlu sonuçlar çıkabilir. Bu topraklarda her ne olursa olsun itaatle değil, hür irademizle var olabileceğimizi göstermesi 15 Temmuz’un en önemli sonucudur.

(KARAR)

Etiketler:
Share
351 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...