logo

Yürü be Davutoğlu, tarihe geç, lanetle anıl!


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

Bugün mübarek Cuma..

Yeniden Refah Partisi de, bir Cuma günü kurulmuştu..

Dün de, eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu öncülüğündeki parti, dilekçesini vermiş..

Bugün de, Cuma günü itibari ile, basın toplantısı düzenleyip, kurucularını açıklayacaklarmış.

130 kişilik bir listeleri varmış.

Son milletvekili seçiminde AK Parti’den aday gösterilmeyen birçok ismin bulunduğu bir liste..

Bugün kuracakları parti ile tarihe geçecekler..

İmam hatipli bir cumhurbaşkanını devirmek için yola çıkan dindarlar(!) olarak tarihe geçecekler..

“Tayyip Erdoğan’ın aldığı % 52,59 oyun sadece ve sadece 2,59’unu çalsak.. Başörtü yasağını kaldırdığı için laikçilerin hedef tahtasında olan Tayyip Erdoğan’ı devirmiş olacağız” diye yola çıkan ve böylece tarihe geçecek olan 130 kurucu.

İktidara gelmek için değil, aynen 31 Mart 2019 mahalli seçimlerinde, birçok ilde FETÖ taktiği olarak ve PKK’nın uzantısı konumundaki HDP’nin başarılı(!) olarak hayata geçirdiği üzere..

“Kazanmak için değil.. Kaybettirmek için” kurulan partinin kurucuları olarak tarihe geçecekler..

“Bizim ne kadar önemli insanlar olduğumuzu Türkiye görecek.. Tayyip Erdoğan da görecek” diye yola çıkan, ama % 50 oy alarak kazanacağının satır arasında bile imasını dahi edemeyen, cumhurbaşkanı seçilemeyeceğini kendisi de bilen, aynen Selahattin Demirtaş’ın yıllar önce dillendirdiği “Seni başkan seçtirmeyeceğiz. Seni başkan seçtirmeyeceğiz” çıkışının benzerini yapmak üzere parti kuruluş dilekçesini veren 130 kurucu..

Muhtemeldir..

Tarihe geçebilirsiniz..

Adını lanetle andığımız birçok kişinin de tarihe geçtiği gibi..

Adlarını andığımızda, dua edemediğimiz kendi ülkemizden, Müslüman coğrafyasından, batı ülkelerinden binlerce isim örneğindeki gibi..

İsimleriniz tarihe geçebilir..

50 yıl sonra..

100 yıl sonra..

Tarih sizin isimlerinizden bahsedebilir..

Ama, hangi sıfatlarla?..

Tayyip Erdoğan, “Ecevit’in koalisyon ortaklığını deviren, sağcı lider” olarak tarihe geçti..

“İmam hatipleri yasaklayanları sandığa gömen partinin genel başkanı” olarak tarihe geçti..

“Başörtü yasağını ilahiyatlara varıncaya kadar yaygınlaştıran sol partiyi, % 21’den % 1’e indiren siyasetçi” olarak tarihe geçti..

Peki..

Bugün basın toplantısı düzenleyecek olanların, olsun olsun..

Hedefledikleri % 2,59 oyu, AK Parti’den çalacakları hayal, gerçek olsun..

Ne olarak tarihe geçecekler?

“12 Aralık 2019’da, Tayyip Erdoğan’ı devirmek için kuruluş dilekçelerini İçişleri Bakanlığı’na veren dindarların partisi” olarak!..

“CHP’yi iktidara getiren muhafazakar parti” olarak!

“Ailesinin, eşinin-kızının başındaki örtüyü yasaklayan partiyi iktidara getirdi” diye!

Başka bir ihtimal var mı?

130 kurucunun bir tanesi çıksın, samimi olarak söylesin..

Kendilerinin tek başına iktidara geleceklerine dair, %1 de olsa, bir ümitleri var mı?

Tek amaç..

“Bizi önemsiz göremezsiniz..”

“Bizi görmezden gelemezsiniz..”

“Bizi attan indirip, eşeğe bindiremezsiniz..”

Bunun ötesinde, hiçbir hedef yok.

Hiçbir plan yok.

Bazılarımız diyorlar ki..

“AK Parti de, Milli Görüş çizgisinden çıkmadı mı?

Aynı eleştiriler, AK Parti’nin kuruluşu için de yok mu?

Hep kendinize mi..”

Daha önce de anlattım.

Bir defa daha anlatayım..

AK Parti’nin kuruluşunda..

İlk girdiği seçimde..

Milli Görüş iktidarda değildi..

AK Parti, Milli Görüş’ü iktidardan indirip, Milli Görüş çizgisi dışındaki bir partinin iktidara gelebilme ihtimalini barındıran bir oluşumla halkın karşısına çıkmadı..

Zaten iktidarda, DSP’nin öncülüğünde, ANAP ve MHP koalisyonu vardı..

Vefa ile ilgili, önceki günkü yazıma, “Vefadan bahsedebilmeniz için, önce AK Parti’nin kuruluşu ile, Erbakan Hoca’ya gösterilen vefasızlığı izah edin” eleştirisi getiren kardeşlerime, bir daha hatırlatıyorum..

Erbakan Hoca’ya bir vefasızlık yoktu.

Çünkü Erbakan Hoca’nın 2002 seçimlerine girmesi Anayasa Mahkemesi kararı ile yasaklanmıştı.

Lakiçiler yetinmemişti..

Seçimler normal zamanında yapılırsa..

Erbakan Hoca’nın da seçime girme hakkı olacağını düşünerek..

Erbakan Hoca’ya, bir de iftira atmışlardı.

Ahlaksızca, namussuzca, dolandırıcılık isnadı yapmışlardı..

O uydurma suçtan verilen mahkumiyet kararı ile de, Erbakan Hoca’nın, asgarisinden 2009’lara, 2010’lara kadar siyaset yapmasının önünü tıkamışlardı..

Böyle bir ortamda..

Ecevit’in başbakanlığına son vermek için yola çıkanların parti kurması ile..

Başımızda, kendilerini başbakanlık koltuğuna, daha 5 yıl önce oturtmuş olan bir Tayyip Erdoğan var iken..

Erdoğan indiğinde de..

Siperlerde gizlenen laikçilerin koltukları dolduracakları ayan beyan ortada iken..

Yeni bir parti kurulması..

Nasıl aynı olabilir?

Erdoğan’a, ondan % 2.59 oy çalarak verilecek zarar ile hedeflenen kötülük ile..

Erbakan’ın zaten siyaset yasaklısı olduğu dönemde kurulan AK Parti’nin çıkışı, nasıl “aynı” gibi gösterilebilir?

Dürüst olalım.. Cuma günü yola çıkıyorsak..

Cuma gününün anlamına uygun hareket edelim..

Birlik olmanın gereğini, aklımızdan çıkarmayalım..

Bize o “birlik” çatısı altında bir görev verilmemiş olsa bile..

Biz, o “birlik” sayesinde, eşimizin, kızımızın başındaki örtüyü özgürce kullanabildiğinin idraki ile hareket etmeliyiz..

Uzak tarihe gerek yok..

Yakın tarihten ders çıkarmalıyız..

Davutoğlu eksenindeki 130 kurucudan..

İstanbul seçmeni olanlar, Allah için söylesinler, Binali Yıldırım’a mı oy verdiler?

Yoksa..

Ekrem İmamoğlu’na mı?

Henüz Davutoğlu AK Parti’den istifa etmemişti..

Çıksın, dürüstçe söylesin, kime oy verdi?

Ve oy verdiği adamın, bugün yaptığı icraatları savunabiliyor mu?

Hesabını vermeye yüreği yeter mi?

Yok öyle, “Biz kendi partimizden sorumluyuz” edebiyatı..

Çıkışınızla, Erdoğan’dan % 2.59 oy çalabilirseniz…

Yerine gelecek olanların her günahı da, sizin boynunuza asılacaktır.

Şimdi, bay Ekrem’in, gaylik, lezbiyenlik yolunda attığı her adımın boynunuza yapıştığı ve bugün o adama verdiğiniz oyu, sesli dillendirmekten utandığınız gibi..

Yarın da, kurduğunuz parti ile utanacaksınız..

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
340 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...