logo

YSK’yı uyarıyorum!


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

35 yıla yaklaşan hukukçu kimliğimle..

30 yıla yaklaşan gazeteci kimliğimle..

“Yok böyle bir oluşum” diyoruz..

“Oy ve ötesi”ni işaret ediyoruz..

Kimse tınlamıyor..

“Tek dertleri var, AK Parti’ye seçim kazandırmamak.. Kimi yerde CHP, kimi yerde İP, kimi yerde HDP… Hepsine çalışıyorlar ki, AK Parti kazandığı seçimi kaybetsin” diyoruz..

AK Partililer bile, “Sen ne diyorsun” diye sormuyor..

Sormasını boşverin..

“Burda bir sorun var, tedbir alalım” demiyor..

Merak edenler, ilgili yazılara, www.yeniakit.com.tr adresinden ulaşabilirler..

22 Ekim 2015’de yazmışım. Başlık şöyle: “YSK, ‘Oy ve Ötesi’ üyelerini sandıklara yaklaştırmamalı!

Yazı içinden bir alıntı yapayım..

Oy ve Ötesi grubunun bir açıklamasını aktarmışım:

“Bu işler biraz göreceli.. Sandık başında kimin sesi yüksek çıkarsa, onun dediği oluyor.. Onun için de biz..” demişler..

Sandık başında yüksek sesle baskın çıkmayı hedeflediklerini ifşa etmişler..

Biz de hem partilileri, hem de YSK yetkililerini uyarmışız, “Bunlara fırsat vermeyin” demişiz..

26 Ekim 2015’deki yazımın başlığı, “Paralel sandık kurullarına hayır!”

Yazıda, “Oy ve Ötesi” grubunun dört büyük partiden daha öne çıkarak, kraldan fazla kralcılık yaparak, “Seçimin güvenliğini biz sağlayacağız” dediklerini hatırlatıyorum..

Soruyorum: “Sizin amacınız, seçimin güvenliğini sağlamak mı, yoksa seçime şaibe karıştırmak mı?”

Devamında da..

Ne yapacaklarını, 1 Kasım günü için söylüyorum, ama 31 Mart için de geçerli olduğunu şimdi görüyorum.. Yazım şöyle bitiyor:

“AK Parti kazanırsa..

Kızılca kıyametler kopartacaklar.

AK Parti kaybederse..

Hiç sesleri çıkmayacak.

Var mısınız iddiaya?..”

30 Ekim 2015 tarihli yazının başlığı ise, “Oy ve Ötesi’nde sahtekârlık tescillendi!” şeklinde.

O yazıda da şu ifadeler yer alıyor:

“Göstere göstere, suç işliyorlar.. Anayasal bir kurul olan YSK da, seyrediyor..

İki satırlık bir genelge yayınlayıp..

‘Islak imzası olmayan… Islak mührü olmayan müşahit kartları geçersizdir’ diyemiyor. Dahası.. ‘Boş müşahit kartları, parti dışında herhangi bir yerde bulunursa, oy pusulasının ilgisiz yerlerde bulunması gibi işlem yapılır, ayağınızı denk alın’ diyemiyor.”

Bu yazıdan sonra birazcık tartışma çıktı..

YSK’ya müracaatlar oldu..

Ama YSK, kanundaki açık hükümlere rağmen, boş müşahit kartları ile seçimi manipüle etmeye çalışan Oy ve Ötesi grubuna set çekemedi..

1 Kasım 2015 tarihli yazımın başlığı, “Oy ve Ötesi kıvırmaya başladı!” şeklinde..

Somut eleştirilerimiz sonrasında, YSK açıkca olmasa da, üstü örtülü olarak Oy ve Ötesi grubunun sayım sırasında sandık başında olamayacağı, ancak o sandıkta oy kullanmış herkesin sayımı izleyebileceklerini belirtti..

Ama aynı grup, açıklamayı çarpıttı.. Kendilerine izin verilmiş gibi görüntü oluşturdu..

Aynı grup, 31 Mart seçimlerinden önce de.. Aynı taktiklerle seçime müdahale ettiler..

Bir-iki yazdık ama..

Önceki yazdıklarımızdan yetkililer ders çıkarmadıkları için.. Biz de biraz boşverdik..

Oysa olay çok net idi..

Seçime kim giriyor?

AK Parti, CHP, MHP, İP, HDP, SP ve diğerleri.

Bu partiler adına zaten görevliler sandıklarda üye olarak da görev yapıyorlar, müşahitleri de var..

Ama..

Bu partilerin temsilcileri dışında, birileri, “Biz tarafsızız” diyerek sandık etrafında dolaşırlarsa..

“Bunlara izin verilmemeli” dedik.. Dinletemedik..

YSK, 31 Mart seçimleri öncesinde de bu yönde yaptığımız uyarılara kulak vermedi..

Ve şimdi..

“Bu sandık başkanlarını İlçe Seçim Kurulları belirlemedi mi? YSK, kendi hatasını seçmene niye yüklüyor” eleştirilerine muhatap oluyorlar..

Çünkü “Oy ve Ötesi” grubu, seçim takvimi daha başlamadan, hazırlıklara başladılar.. Ortalığı kirlettiler.. Planlarını sessiz sedasız hayata geçirdiler..

İlginçtir..

31 Mart seçimlerinde sandık başkanlarının belirlenmesindeki (Oy ve Ötesi grubunun o özel işlerinin tespitinde dahli mutlaka araştırılmalıdır) sahtekârlıklarla ilgili savcılık soruşturmalarının başladığı açıklamaları yapıldığı gün, ortalıktan toz oldular..

Girin internet sitelerine bakın..

Ardı ardına paylaşımlar.. 6 Mayıs’ta bitmiş. Artık tek bir paylaşımları yok..

Seçimin yenilenmesine karar verildiği halde.. Onlar ortalıkta gözükmüyorlar.

Başlarındaki organizatörlerin, yurtdışına kaçtıkları da, yaygın olarak söyleniyor..

Yüzlerce binlerce sandıkta usulsüzlük tespit edildi ama..

Oy ve Ötesi grubu, bu usulsüzlüklerle ilgili tek paylaşım yapmadı..

Hani, seçim güvenliği için sahalara inmişlerdi?

Seçim güvenliği, AK Parti aleyhine ihlal edildiğinde niye ilgilenmiyorlar?

Yoksa..

O usulsüzlüklerin faili, hazırlayıcısı zaten kendileri miydi?

**

Oy ve Ötesi grubu ortalıktan toz olunca..

Şimdi İstanbul Barosu onun yerini aldı..

Sadece İstanbul Barosu’na üye avukatlarla da yetinmiyorlar.

Tüm Türkiye’deki barolardan avukatları, İstanbul’a çağırıyorlar..

Tam bu noktada, bu hokkabazlığa karşı, Baro başkanına soruyorum:

“İstanbul dışından gelen bir avukat.. Avukat değil, kral olsun.. Sandık bölgesine girebilir mi, sandık bölgesinde bir saniye durabilir mi?”

Devam ediyorum: “Sayım sırasında, İstanbul’da oturmayan bir avukat, bir saniye sandık başında durabilir mi?”

Bilmiyorlarsa, 138 sayılı YSK genelgesinden aktarayım:

“Sandık çevresinde düzenin sağlanması ve yasaklar

MADDE 16- Sandık çevresinde, sandık kurulu başkan ve üyeleri, adaylar, milletvekilleri, o sandık bölgesinde kayıtlı seçmenler ve o sandıkta görevli müşahitler ile bina sorumluları ve çağrı veya ihbar üzerine gelen görevli kolluk güçlerinden başka kimse bulunamaz.”

O zaman, İstanbul dışından gelen avukatlarla, siz ne yapacaksınız?

Kalabalık oluşturup.. “Avukat kardeşim avukat.. Avukatı da sandık başına almayacak mısınız” gibi, ilgisiz algı operasyonları ile.. Kavga çıkarıp, ardından da seçimleri şaibeli mi göstereceksiniz?

İstanbul’da 45 bin avukat var iken.. Sandık sayısı 31 bin iken.. Diğer illerden gelecek avukatlarla kalabalık oluşturup, sandık başında bulunması yasak olan İstanbul dışındaki seçmenlerle neyi yapmayı amaçlıyorsunuz?

Savcılara sesleniyorum..

İstanbul Barosu’nun bu çalışması, kanunlara aykırıdır.

Seçimlere şaibe karıştırma amaçlıdır..

YSK’ya sesleniyorum..

İl dışından gelecek avukatların, İstanbul seçimlerinde sandık bölgelerinde bulunmasının suç olduğunu ilan ediniz.

İlçe Seçim Kurullarının, ne naneler yediğini, 31 Mart seçimlerinde tüm Türkiye gördü..

Bari 23 Haziran’da, bu oyunları önceden görün, tedbirini alın!

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
520 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...