logo

“YSK zamanı” niye değişti?


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

Seçim sonrasında hatırlattım..

“YSK suç duyurusu için ne bekliyor?” başlıklı yazımda harekete geçilmesini istedim.

Kimse tınlamadı..

“AK Parti’nin oylarını 180 iken ‘0’ yazanlar tespit edildi mi?” diye sordum…

Oyları çalınan AK Parti bile ilgilenmedi..

“Bu sahtekarlığın üstü örtülecek mi?” dedim, harekete geçen olmadı..

Biz dedik ki..

“Nerede ise, hep de AK Parti’nin..

Hep de büyükşehir belediye başkanlığı seçiminde..

Hep de, oyu sıfır gösterilerek yapılan sahtekarlık hakkında suç duyurusu nerede?”

Sorumuza cevap vermediler..

Onlar bize sordular: “Büyükşehirde hırsızlık var ise, niye ilçe belediyesinde hırsızlık yok!”

Yani hırsız iki bilgisayardan birisini çalmış, diğerini bırakmış ise..

Bunun hesabını bizden soruyorlar..

“Hırsız girseydi, ikisini de çalardı. Birisinin çalındığını söylüyorsunuz.. Öyle ise yalan söylüyorsunuz” diye, hırsızı bırakıp, bizim üzerimize çullandılar..

Şimdi geldik..

Akla ziyan bin bir türlü hırsızlığın ötesinde..

“YSK zamanı” skandalı ile karşı karşıya kaldık..

Nedir bu “YSK zamanı?”

Ben de belki farkında olmayacaktım..

Kendi oy kullandığım sandıkta büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinde AK Parti’ye sıfır oy çıktığını görünce..

Bunu CHP’nin internet sitesinde, oy kullandığım sandığı sorgulayarak görünce..

Ne olur, ne olmaz düşüncesi ile..

Görüntüyü kayıt altına aldım..

O görüntü, AK Parti’nin internet sitesi olsa idi..

“Kendiniz çaldınız, kendiniz oynuyorsunuz” diye itiraz eden olabilirdi..

Ama AK Parti maalesef böyle bir sistem kurmamış..

Onlar sadece kendi elemanlarına açık bir yapılanmaya gitmişler.

CHP’den Allah razı olsun ki..

YSK’nin kendilerine giriş imkanı verdiği siteden rakamları alıp..

Otomatik olarak kendi sitelerine, bir yazılım sayesinde aktarıyorlar..

Aktarırken de..

Önemli bir ayrıntıyı da, özellikle veriyorlar..

Tabloya geçen rakamların, YSK sistemine giriş tarihi, saati, dakikası ve saniyesini, ayrıntılı olarak gösteriyorlar..

Böylece..

O verilerin, hangi gün, hangi saat ve dakikada girdiğini de görmüş oluyorsunuz..

Biz de..

Bu ayrıntı ile birlikte..

Oy kullandığımız sandıkta sorgulamayı yapıp..

Hangi partinin bizim sandıkta kaç oy aldığını gördük..

Gördük ve uyandık.

“Oy kullandığım sandıkta AK Parti’ye sıfır oy çıkmış!” başlıklı yazım 3 Nisan günkü gazetede yayınlandı..

O yazımın internet sitesindeki sayfasında, sandık sonuçlarının fotoğraflarını da koydum.

AK Parti’nin sıfır oy aldığını gösteren tablonun saati, 2 Nisan 2019, 13.49 olarak gösteriliyordu..

Hatta saniyesi bile vardı: 40.

Sabah erken saatlerde, sosyal medyada ne var ne yok diye bakarken.

Yazımın altındaki yorumları okurken..

Bir de baktım ki..

Yalancılıkla suçlanıyorum..

Niçin?

Okurlarımız..

Aynı siteye girmişler, o sandığı sorgulamışlar ve sabah vakti ile düzeltilmiş şeklini görüp, “Sen ‘AK Parti 3196 sayılı sandıkta sıfır oy almış’ diyorsun ama.. Biz aynı sandığa baktık, 180 oy aldığı, orda görülüyor” dediler..

Ama bir şeyi atladılar..

Ben yazıyı kaleme aldığım saat itibari ile, CHP’nin internet sitesinden, görüntüyü kaydetmiştim..

Onun saati 2 Nisan 13.49 iken..

AK Parti’nin 180 oy aldığını gösteren görüntüdeki “YSK zamanı” ise, 3 Nisan tarihini taşıyordu.

Neyse ki..

Neticeyi görüntülemiştim..

Müfteri konumundan kurtulmuş oldum..

3 Nisan tarihli yazıyı yazarken, 2 Nisan 2019 tarihinde siteden aldığım sonuç görüntüsü:

3 Nisan 2019 tarihli yazım yayınlandığı gün, hemen sabah saatinde düzeltilmiş sandık sonuçlarını gösteren foto şu:

1 Mayıs 2019’da (dün) sistemdeki görüntü.. (YSK zamanı geriye gitmiş!)

Ama bu belgeleme..

Şimdi başka bir sahtekarlığı da, deşifre edecek gibi..

O ne?

Kısaca anlatayım..

Bu hata gibi gözüken AK Parti’nin oylarının sıfırlanması operasyonu dikkatimi çektiği için, 3 Nisan’dan sonraki günlerde de..

Sürekli aynı siteye girip, değişik sandıkları sorguladım, görüntülerini aldım.

Her sorgulamada, o sandığa ait verinin YSK sistemine giriş zamanını gösteren “YSK zamanı” dediğimiz “tarih, saat ve saniye” değişiyordu..

Aslında, her sandığın veri giriş zamanı, ayrı ayrı veriliyordu..

Buna rağmen..

Büyükşehir sandıklarında sürekli “YSK zamanı”nın değişmesi, pek mantıklı değildi..

Büyük ihtimalle..

Geçersiz oylar sayıldıkça..

31 bin sandıktan herhangi birisindeki geçersiz oy sayısı değiştikçe, “YSK Zamanı” da, büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinin bütün sandıkları için değişiyordu..

Doğru bir uygulama değildi ama..

Başka bir izahı da yoktu.

Buna da dikkat çekip, “Acaba sürekli veri giriş saatini değiştirerek, loglamayı mı büyütüyorlar? Sürekli değişiklik, sürekli değişiklik, sonuçta da AK Parti’nin oylarını sıfırlayanlar, gizlenmek mi isteniyor” sorusunu sormuştum..

Kimi okurlar, “O sistem üç tane beş tane log ile şişmez.. Yedeği vardır.. Eleştirin haklı değil” dedi..

Ama şimdi geldiğimiz noktada..

Son iki gündür, aynı sisteme tekrar girdiğimde..

Daha önce, 7 Nisan, 8 Nisan, 9 Nisan olarak görünen “YSK zamanı”nın..

Şimdi tekrar geriye gittiğini gördüm..

Şimdi büyükşehir belediye başkanlığı sandıklarında, “YSK zamanı” bazılarında 31 Mart, bazılarında da 1 Nisan olarak görünüyor..

Benim kendi oy kullandığım sandıkta. Fotoğrafını çekip, yayınladığım ve 2 Nisan olarak görünen “YSK zamanı”, şimdi “1 Nisan”a dönmüş..

Çağrım YSK yetkililerine..

YSK’nın teknik uzmanlarına..

Çıkıp açıklasınlar..

Nedir bu hokus pokus oyunu?

YSK’nın sisteminde, “YSK zamanı” olarak “9 Nisan” gösterilen veriler, sonradan nasıl olur da, “1 Nisan’da girmiş” gibi gösterilir?..

Bunun arkasında hangi oyun var?

Şimdilik, “FETÖ’nün siber saldırısı” demiyorum..

Yeter ki, mantıklı bir izahı yapılsın..

Yapılamıyorsa..

YSK’nın önündeki AK Parti’nin itirazlarının çok ötesinde..

“Daha büyük sahtekarlıklar var” demektir..

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
253 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...