logo

11 Kasım 2019

Yeni Nesil Gençler ve Babalar!


Mustafa Tezcan
mtezcan@finalegitim.com.tr
Yeni nesil cep telefonları…

Yeni nesil arabalar…

Ve elbette yeni nesil gençler…

Tüm dünyanın küçük bir cep telefonuna sığdığı günümüzde, farklı ülkelerde ve illerde yaşayan gençlerin pek bir farkı kalmadı. Aynı espri, aynı şarkı, aynı video…

Hazır gıdalar tüketen, çikolata ve kolaya bağımlı olan, gece uyumamayı sabah kalmamayı tercih eden, sanal ortamda sosyal, gerçekte asosyal olan bir gençlik.

Her istediğinin anında gerçekleşmesini isteyen, her şeyden sıkılan, günlük hayatta yapılan birçok işin anlamsız geldiği, spor yapmadığı için kilo alan, spor yapanlarında vücut yapmak, gösteriş yapmak için uğraştığı, kendini ifade etmekte zorlanan, iletişim problemi yaşayan gençler.

Marka takıntısı olan, sıradan şeyleri giymekten çekinen, yokluk nedir bilmeyen, okulunda, mahallesinde fakir görmediği için fakirin halinden anlamayan, yokluk ve fakirliği önce kitaplardan sonra filmlerden gören bir gençlik…

Testle tost arasına sıkışmış, sabah ne giyeceğimden başka büyük derdi olmayan bir gençlik…

Minibüs ve otobüse binerse bir yaşlıya yer verince vicdanını rahatlatıp eve gelince annesini tersleyen bir gençlik…

Yeni nesil gençler böyle iken babalar nasıl acaba? Bizlerde mi yeni nesiliz?

Çağın özellikleri bizi de mi değiştirdi acaba?

Babalarımızın bize davrandığı gibi mi davranıyoruz çocuklarımıza?

Onlar kadar sabredebiliyor muyuz?

Onları dinliyor muyuz?

Evde çocuklarımıza küçük sorumluluklar veriyor muyuz?

Onların yanlış yapmalarına fırsat veriyor muyuz?

Yoksa her konuda onları uyarıp ikaz mı ediyoruz?

İşimize ayırdığımız vaktin 10’da 1’ini çocuklarımıza ayırabiliyor muyuz?

Bir hafta önceden randevu verip ilgilendiğimiz müşterilerimiz kadar ilgileniyor muyuz?

Çocuklarımızla kaliteli vakit geçirebiliyor muyuz?

Sadece çocuklarımıza özel planlama yapabiliyor muyuz?

Yoksa sadece haftada bir kere yemek yiyip ya da kahvaltı kahvaltı yapıp alışverişe çıkıp ihtiyaçlarını mı alıyoruz?

Bütün maddi ihtiyaçlarını karşılayıp ruhlarını aç mı bırakıyoruz?

Sadece ellerinden tutup zihinlerinden tutmayı ihmal mi ediyoruz yoksa?

Onlar sıkıntı çekmesin diye hiç bir ekonomik sıkıntı ve derdi onlara yansıtmıyor muyuz?

Yeter ki ders çalışsınlar diye her dediklerini yapıyor muyuz?

Eve gelince sıhhatlerinden önce derslerini mi soruyoruz?

Sınavları var diye evde olağan üstü hal ilan edip misafir almıyor muyuz?

Maddi olarak sunduğumuz imkânları, ders çalışma ve not olarak mı bekliyoruz?

Sevgili Babalar,

En son ne zaman çocuklarla oyun oynadınız?

Çocuğunuzu en son ne zaman kucakladınız?

Onu sevdiğinizi en son ne zaman söylediniz?

Tam bir gününüzü komple onlara ne zaman ayırdınız?

Onların istediği bir filme ne zaman gittiniz?

Beraber ne zaman tam 1 saat kitap okudunuz?

Küçük ya da büyük fark etmez her bir çocuğunuza ne zaman ayrı ayrı vakit ayırdınız?

Sorular çoğaltılabilir.

Sadece gençler mi yeni nesil, yoksa biz babalarda mı yeni nesiliz?

Düşünmeye değer bence…

Mustafa TEZCAN

Etiketler:
Share
271 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...