logo

07 Şubat 2019

Utancın fotoğrafı


Kemal Öztürk
k.ozturk@gmail.com

Fotoğraf, Rusya’da devam Afganistan barış görüşmelerinde çekildi. Taliban temsilcisi imam olmuş, arkasında ise ‘düşman’ olarak görüp öldürdüğü taraflar saf tutmuş. Saf tutanlar arasında eski Başbakan Karzai de vardı. Moskova’daki görüşmeler esnasında ara verip cemaatle namaz kılmışlar. Sanırım daha çok sevap almak için cemaat yapmışlar!

Dün sabah Doğru Haber gazetesinden Mehmet Erkan Yavuz arayıp, bu fotoğraftan yola çıkarak, Afganistan’daki barış görüşmeleriyle ilgili yorumumu sorduğunda haberdar oldum görüntüden.

Bu fotoğrafla birlikte, zihnimdeki tüm Afganistan külliyatı ortaya döküldü. Bununla beraber büyük bir öfke.

AFGAN CİHADINA ALYANSLARINI, KÜPELERİNİ VEREN FAKİRLER

1979’da Rusya’nın Afganistan’ı işgaliyle başlayan büyük tartışma ve mücadele Türkiye’ye de yansımıştı. 1980’li yılların başından itibaren Afganistan’dan temsilciler gelirdi Türkiye’ye. Afgan cihadını anlatır ve yardım toplarlardı.

14-15 yaşlarındaydım. Afganistanlı Meral Maruf ve kardeşleri Sakarya’ya gelmişti. Onlardan Afgan cihadının zorluklarını ve sıkıntılarını dinlerdik. Hepimizin gözyaşları sel gibi akardı.

Fakirdik. Ailemin kadın erkek tüm fertleri pazarda, evde, çeşitli işlerde geçinebilmek için çalışırdı. Ve bu fakir aile, tıpkı diğer fakir dindar aileler gibi, küpelerini, alyanslarını, bileziklerini, ellerinde avuçlarında birikmiş ne varsa gözyaşları içinde Afgan cihadına bağışlardı. Rus işgaline karşı, Afganlı mücahitleri böyle desteklerdik.

Türkiye’deki dindar insanlar, dünyada Afganistan’a en çok yardım yapan, oraya gidip bizzat cihada katılan, müzikle, tiyatroyla, kitapla bu mücadeleye destek olan insanlar olmuştur sanırım. Her zamanki gibi, milletimiz mazlumun yanında tereddüt etmeden yer almıştı.

AFGAN CİHADI ASIL KARDEŞ KATLİYLE KAYBEDİLDİ

1988’de Rusya Afganistan’da yenilgiyi kabul edip çekildiğinde, dünyalar bizim olmuştu. Cihat, zaferle sonuçlanmıştı. Lakin o günden sonra, duyduğumuzda inanamadığımız şeyler oldu. Afgan mücahitler birbiri ile çatışmaya başlamıştı. Önceleri “Rusya’nın oyunu” diyerek inanmadık. Sonra acı gerçekleri öğrendikçe, oradan gelen haberleri duymak istemedik. Bizim gönderdiğimiz yardımlar suiistimal edilmiş, Müslümanlar birbirini öldürmüştü.

O zamanlar bizim için birer kahraman olan Ahmet Şah Mesut, Burhanettin Rabbani, Hikmetyar, Sıbgatullah Müceddidi ve daha niceleri, artık birbirini öldürüyorlardı. İktidar mücadelesi bir iç savaşa dönüşmüştü. Acı gerçek o zaman ortaya çıktı: Afgan cihadı asıl mücahitlerin birbirine kurşun sıktığı anda kaybedilmişti.

Mücahit grupların liderleri Mekke’de bir araya getirildi. Kabe’nin kapısı açıldı ve içine girdiler. Orada artık birbirlerini öldürmeyeceklerine dair yeminler ettiler. Ancak yeminlerini yine de tutmadılar.

MÜSLÜMAN KATLİNE VERİLEN FETVA DÜNYAYA YAYILDI

Bu iç savaşla cehaletin, sefaletin, yokluğun ve terörün hakim olduğu bir ortaçağ ülkesine döndü Afganistan.

Sonra da Taliban ortaya çıktı. Tüm mücahit gruplarına saldırdı ve on binlerce Müslümanı öldürerek iktidar oldu. Onun iktidarı da yozlaşmış, çarpıtılmış, cehaletle dolu bir ‘kabile diktatörlüğüne’ dönüştü. Ülke daha çok kosa sürüklendi.

Afganistan’da, mücahitlerin kendi aralarındaki iç savaşı, Rusya ve daha sonra Amerika’nın işgalinden daha çok zarar vermiştir ülkeye ve Afgan halkına.

Afganistan ve Peşaver’deki medreselerde, Taliban kafasıyla ve cehaletiyle yetişmiş binlerce kişi dünyaya yayıldı ve bugün bildiğimiz terör örgütlerinin temellerini attı. El Kaide, Somali’deki Eş Şebap, Mali, Moritanya ve Yemen’deki terör örgütlerinin kurucuları ve liderleri burada yetişmiştir. IŞİD’i her ne kadar dış güçler kursa da, on binlerce Taliban kafasında Müslüman genç, burada militan olarak yer aldı ve en çok Müslümanları katletti.

Afganistan’da herkesin kahraman gibi gördüğü mücahitlerin birbirini öldürmesi, Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de, Somali’de, Cezayir’de, Mali’de, Nijer’de, Moritanya’da diğer örgütlere adeta örnek olmuştur.

Afganistan’da diğer mücahit grubunun öldürülmesine verilen fetvaların benzeri, dünyada diğer Müslümanların öldürülmesinde de kullanılmıştır. Hepsi İslam’ı istismar etmiş, çarpıtmış ve kirli emellerine alet etmiştir.

SUÇU, REZALETİ VE CİNAYETİ PERDELEME FOTOĞRAFI

Bugün Afganistan’ın içinde bulunduğu durumu kimse anlatmak istemiyor. Zira uyuşturucu, çocuk istismarı, eşcinsellik, cinayet, adam kaçırma, fidye, rüşvet, haraç, terör, cehalet, sefalet… yani kaos öylesine artmıştır ki, anlatılınca insanın yüzü kızarır.

Ülke bu haldeyken, bu rezalete sebep olan aktörler, bir zamanlar ülkelerini işgal eden Rusya’nın başkentinde, güya cemaatle namaz kılarak görüntü veriyor!

Utancın fotoğrafıdır bu.

Namazı işledikleri suçlara, cinayetlere, rezalete perde yapıyorlar. Hepsi bu.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler: » » » » » »
Share
631 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...