logo

07 Kasım 2018

Türkiye’nin sessiz gücü


Kemal Öztürk
k.ozturk@gmail.com

Nasır Duveyle, Kuveyt’te milletvekilliği yapmış bir hukukçu. Türkiye ile Kuveyt’in, tıpkı Katar gibi yakınlaşmasını, Türkiye’nin Kuveyt’te askeri üs açmasını ve Prens Selman’ın Arap dünyasına büyük zarar verdiğini savunan mesajlar yayınladı.

Sosyal medya hesabından yaptığı bu açıklamalardan sonra, Suud ve BAE’nin sosyal medya trollerinin yoğun saldırısına uğradı. Ardından da ulusal medyada aleyhine kampanyalar yapıldı.

Cemal Kaşıkçı ile Duveyle’nin bir olup, Suud’a saldırdığı yönünki yayınlarla üstü örtülü olarak tehdit de edildi. Ancak Duveyle geri adım atmadı, sözlerinden dönmedi ve Türkiye-Kuveyt yakınlaşmasını ısrarla sürdürdü.

YAŞLI BİR ÇINARIN DİRENİŞİ

93 yaşındaydı Yusuf Karadavi, İslam dünyasının en büyük alimlerinden biriydi. ‘Müslüman Alimler Birliği’ adıyla bir organizasyon kurdu. Dünya üzerinde binden fazla alim buraya üye oldu. Karadavi, Mısır’da Sisi’nin yaptığı darbeye karşı çıktı. Suriye’de Esed’i eleştirdi. Suud’un politikalarına karşı çıktı. Kudüs’ün bağımsızlığını savundu.

Bir şey daha yaptı, her fırsatta Türkiye’nin İslam dünyasının lider ülkesi olduğunu söyledi. Suud’un Veliaht Prensi Selman, 93 yaşındaki Karadavi’yi ve onunla beraber onlarca alimi terörist ilan etti. Suud’daki Müslüman Alimler Birliği’ne üye olan alimleri de hapse attırdı.

Haklarında tutuklama kararları çıkarılan Karadavi ve arkadaşları, ne söylediklerinden geri adım attılar, ne de Türkiye hakkındaki fikirlerini değiştirdiler. Yaşlı bir çınar gibi direndi Karadavi.

Önceki gün Müslüman Alimler Birliği, son toplantısını İstanbul’da yaptı. Karadavi buradaki toplantıda şunları söyledi:

“93 yaşındayım. Bu sizinle son toplantım. Sanırım bir daha görüşemeyeceğiz… Tarihte önemli rol oynayan Türkiye’nin yeniden İslam dünyasının yönetim merkezi olması için dua ediyoruz. Erdoğan gurur duyduğumuz liderimizdir…”

Karadavi’yi son kez dinleyenler arasında ben de vardım. Salonda binden fazla ilim adamı, alim ve akademisyen vardı. Sanırım dünyanın 60 ülkesinden gelmişlerdi. Karadavi ne zaman Türkiye dese, ne zaman Erdoğan dese, hepsi heyecanla alkışlıyordu.

SOKAK BİZİM DOSTUMUZDUR

Fas’tan Endonezya’ya kadar olan İslam coğrafyasını dolaştım ve şunu gördüm: Sokak bizim dostumuzdur. Müslüman halkların gönlünde, tıpkı Nasır Duveyle gibi, Karadavi gibi Türkiye sevgisi vardır. Bu kimi zaman reel politiğin gereği olarak ama çoğu zaman kalpten gelen sevginin sonucu olarak böyledir.

Türkiye’nin muhteşem bir sessiz gücü vardır İslam dünyasında. Sokaktaki insan, akademideki ilim adamları, aklı selim aydınlar, içten gelen bir duyguyla Türkiye’ye muhabbet duyarlar.

Şunu gördüm ki, Müslüman ülkelerde rejimler, onu destekleyen medya ve bunları besleyen sermayenin Türkiye ile sorunu vardır. Türkiye bir türlü bu üçlü çeteyi aşamamıştır. Ama aştığı anda, o ülkelerde dev mitingler yapacak kadar büyük kitlelerin gönlündeki tek ülkedir. Hatırlayınız, Erdoğan Beyrut’ta, Kahire’de, Tunus’ta, Fas’ta meydan mitingleri yaptı. Bu mitingleri izleyen biri olarak söylüyorum, o halk kitleleri hala yaşıyor ve hala Türkiye’yi, Erdoğan’ı seviyor.

ORTADOĞU KARIŞACAK, POZİYON ALALIM

O zaman bizim de bu milletlerin sevgisine karşılık vermemiz gerekir. Yeniden bir arada yaşayabileceğimiz bir coğrafya hayali kurmalıyız. Herkesin egemenlik haklarına saygı duyan, bağımsızlığına karışmayan ama kaderlerini ve geleceklerini birleştirecek bir ütopya üretmeliyiz.

ABD’nin İran’a başlattığı ağır ambargo sadece İran’ı değil, Ortadoğu’da birçok ülkeyi etkileyecek. İran’ın etkisinde olan Suriye, Irak, Yemen, Lübnan’da mevcut durum değişmek zorunda kalacak.

Kaşıkçı cinayetinden sonra, Suud’daki rejim de böyle kalmayacaktır. Önünde sonunda, Ortadoğu’nun yeni Saddam’ı Prens Selman gidecektir. O zaman Suud’ın etkisinde olan Kuveyt, BAE, Bahreyn, Mısır, Ramallah yönetimi de bundan doğrudan etkilenecektir.

Türkiye ortaya çıkacak boşluğu doldurmalı. Bunu emperyal bir tavırla değil, emperyalistleri dışlayacak bir stratejiyle yapmalı. Bu coğrafyada yaşayanlar, kendi kaderlerine kendileri karar verir. Bunu sessiz yığınlara anlatmak, Türkiye’nin sessiz gücünü kullanmak ve cehenneme çevrilmek istenen bu toprakları, tüm milletlerin ortak cennetine çevirmeliyiz. Bunu ancak bu coğrafyadaki milletler birlikte yapabilir.

En büyük destekçimiz sokaktır. Türkiye sessiz gücünün farkına varmalı.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
322 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...