logo

14 Eylül 2019

‘Tövbe’cilerin AK Parti’den tasfiyesi


Akif Beki
a.beki@gmail.com

Ahmet Taşgetiren önceki gün haklı olarak sormuştu; “Tövbe işi ne oldu, hani Numan Kurtulmuş söz vermişti” diye…

Bir cevap da dün geldi; tövbe beklentisi, tövbeye çağıranlardan Davutoğlu ve arkadaşlarıyla birlikte AK Parti’den istifa etti. İstifa etmese de zaten ihraç edilecekti.

Kurtulmuş’un seçim vaadi, az kalsın unutuluyordu bile. Taşgetiren hatırlatmasa kimin aklına gelirdi.

Önce Babacan ve arkadaşları, umut kalmadı diyerek istifa etmişlerdi. Şimdi de Davutoğlu ve arkadaşları pes ettirildi, ayrılmaya zorlandılar.

Hatalardan tövbeye, iç muhasebeye, yanlışlardan dönmeye çağıranlar bir bir terk ediyor partiyi. Etmeyene de kapı gösteriliyor.

Bir nevi ‘tövbe’ talebinin tasfiye sürecine tanık oluyoruz.

Yanlışların düzeltilmesini isteyenler, kendilerini düzeltmeye davet ediliyor. Parti yönetiminden uzatılan karşı tövbe teklifini kabul edilemez mi buldunuz! Tek seçenek bırakılıyor; yolunuza gitmek…

Babacan gibi Davutoğlu da ‘düzelme ve düzeltme imkanı kalmadı’ diyerek ayrılmaya mecbur tutulduklarını söylemediler mi?

Ama sorsanız; uyarı ve özeleştirilerini geri çekmedikleri, tövbeye yanaşmadıkları için asıl onlar düzelecek ya da düzeltilecek halden çıktılar. AK Parti’ye başka seçenek bırakmadılar.

Oysa İstanbul tekrar sandığa götürülürken, iki seçim arasında söz vermişti Numan Kurtulmuş.

“Biz de siyaseti biliyoruz, eksikleri hataları görüyoruz, önce 23 Haziran’ı geçelim, ondan sonra gerekirse siyasi bakımdan tövbe istiğfar ederek yanlışlarımızdan kurtulup yola devam ederiz” buyurmamış mıydı?

‘Şimdi ders vermenin sırası değil, siz sandıkta bizi düzeltmeyin, seçimi alalım biz kendi kendimizi düzeltiriz, merak etmeyin’ taahhütleri verilmemiş miydi rahatsız seçmene?

Seçim atlatıldı ama gidici oyları tutmaya yetmediği için midir, her nedendirse geriye dönüp o sözlere bakan yok.

‘Nasılsa işe yaramadı, etkili olmadı, gayrimemnunları ikna etmedi’ diye mi pabucu dama atıldı ‘tövbe’nin?

‘Giden gitsin, kalan sağlar bizimdir’ şeklindeki açık kapı politikasına bu yüzden geçildi muhtemelen.

Öyleyse, verilen o sözleri unutmak ve ‘tövbe’den vazgeçmek durumu iktidar için iyileştirir mi, daha da mı kötüleştirir, soru bu.

Benim bir cevabım var, aslında seçimden önce de yazdım durdum, fakat beğendiremedim.

Dedim ki ‘hele bir kazanalım, önce ödülü alalım, sonra yarışırız’ mantığıyla siyaset yapılmaz…

Dedim ki ‘önce oy verin sonra hatalarımı düzeltirim’ demek, ‘önce geçer not alayım sonra sınavı veririm, önce cennete gideyim sonra günahlarımdan arınmaya bakarım’ demekten farksızdır…

‘Avans ister gibi, böyle absürt pazarlık olmaz. Seçimin doğasına aykırı. Sandıkla birlikte tövbe kapısı da kapanır, madem hataları biliyorsunuz ve tövbe edeceksiniz kapanmadan edin bari, elinizi tutan mı var, ertelemek de niye’ bile dedim.

Dedim ama dinletemedim, kulak asan olmadı.

‘Tövbe’ vaadi, sonucu değiştirmedi diye askıya alınmıştı, şimdi buzluğa da kaldırıldı. Bir dahaki seçimin ertesine kadar mı? Aynı şeyi deneyip bu kez farklı sonuç almayı umarak mı?

(KARAR)

Etiketler:
Share
321 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...