logo

Teos Tatil Köyü’ne cumburlop atla, babanın suçunu kabul etme!


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

Medeni Kanun ile başlayalım..

“Yasal mirasçılar, Kan Hısımları, Altsoy” başlıklı 495. madde şöyle:

“Miras bırakanın birinci derece mirasçıları, onun altsoyudur. Çocuklar eşit olarak mirasçıdırlar.”

Demek ki ne imiş?

Mevcut miras hukukunun temel ilkesi, çocukların babaya, eşit olarak mirasçı olmaları imişler..

Medeni Kanun böyle..

Peki vatandaşlık kanunu nasıl?

Türk Vatandaşlık Kanunu’nun 7. maddesi “Soybağı” diye başlıyor..

“Türkiye içinde veya dışında Türk vatandaşı ana veya babadan evlilik birliği içinde doğan çocuk Türk vatandaşıdır.”

Demek ki çocuklar, sadece Medeni Kanun gereği olarak babalarının (annelerinin) mirasına hak kazanmıyorlar..

Vatandaşlığı da, babaları (anneleri) sayesinde kazanıyorlar..

Bitti mi?

Vergi hukuku açısından da düzenlemeyi aktarayım..

Vergi Usul Kanunu bakalım, ne diyor? “Mirasçıların sorumluluğu” başlıklı 12. maddesi şöyle: “Ölüm halinde mükelleflerin ödevleri, mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarına geçer.”

Demek ki ne imiş?

Vergi sistemimizde, babanın borcundan, oğlu da sorumlu imiş..

Mirası reddederseniz, işte o zaman, borçtan sorumlu olmazsınız.

Ama, red halinde, babanın mallarından da yararlanamazsınız..

“Baba-oğul” arasındaki mirasçılık ilişkisi böyle..

Bir de..

Ceza hukuk sisteminde düzenleme var.

Onu da aktaralım..

Türk Ceza Kanunu’nun “Ceza sorumluluğunun şahsiliği” başlıklı 20. maddesini aktarıyorum:

“Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.”

Size, Medeni Kanun’dan, Vatandaşlık Kanunu’ndan, Vergi Usul Kanunu’ndan ve Ceza Kanunu’ndan, baba ile oğul arasındaki ilişkiyi düzenleyen maddeleri aktardım..

Ceza hukukunda baba ile oğul arasında hiçbir ilişki yok..

Baba başka.. Oğul başka..

Bu durum, herkes için de geçerli..

Kimse kimsenin suçunu üstlenemez.

Kimse kimsenin cezasını çekmez..

Ama bu kural..

Sadece ve sadece..

Ceza hukuku anlamında geçerli..

Yani..

Birisini cezaevine koyacağınız zaman.. Veya, birisinin sabıkasına suç kaydı düşeceğiniz zaman geçerli..

“Suçu ben değil, babam işlemiş” dediğiniz an..

O suçun kaydı, sizin üzerinize işlenmez.

“O cezayı ben değil, babam almış” dediğiniz an..

Babanızın yatması gerekirken yatmadığı cezayı, kimse oğluna yıkamaz..

Ama bu kural..

Alacaklar, için, borçlar için, vergi borcu için, vatandaşlık kazanımı için uygulanmaz.

Tam aksine..

Babanın alacağı, kural olarak oğluna geçer..

Aynı şekilde borcu da oğluna geçer.

Vergi borcu için de, aynı sistem geçerli..

Devletten vergi iadesi hakkınız var ise..

Onu da, hak sahibi baba öldüğünde, oğlu alabilir..

Tüm bunları niye anlattım?

CHP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterilen Tunç Soyer’in, “Babasının işkenceciliğinin, oğlundan sorulmayacağı”na ilişkin yorumları daha sıhhatli değerlendirmek için..

Kimsenin, “Nurettin Soyer ölmüş. O zaman oğlu Tunç Soyer’i yargılayalım, cezayı verip, hapse atalım” dediği yok..

Denilen şey, “Babasının mirasını reddetmeyen, malvarlığından hisse sahibi olan, hatta hayatında yaptığı icraattan kendi hanesine kâr yazılacak ise ona sahip çıkan Tunç Soyer’in, olumsuzluklara da ortak olması gerektiği”nin hatırlatılması..

Verdiğimiz kanun maddelerini uygulayacak olursak..

Aslında sıradan bir askeri savcı olan Nurettin Soyer, ben diyeyim birkaç milyon liralık.. Siz deyin birkaç on milyon liralik Teos tatil köyünü miras olarak Tunç Soyer’e bırakmış ise..

Tunç bey de, o mirası tepe tepe yiyorsa..

Nurettin Soyer’in işkenceciliği hakkında da, iki çift laf etmesi gerekir..

Yok öyle..

Ayşe Arman’a verilen röportajda, “12 Eylül, Türkiye’nin en karanlık dönemlerinden biri. Kardeşin kardeşi öldürdüğü, kardeşin kardeşe kırdırıldığı bir dönem” demekle işin içinden sıyrılmak..

Sana, 12 Eylül askeri darbesinden önce, toplum ne halde diye sorulmuyor..

Sana sorulan, “Darbeden sonra, baban kimlere hangi işkenceleri yaptırttı”.

Adam uyanık..

“12 Eylül” diyor da..

“12 Eylül”ün, darbe sonrasına girmiyor..

Darbe öncesindeki durumu aktararak, babasının işkenceciliğinin üstünü örtüyor..

“Babamın yaptıkları beni bağlamaz” diyor..

Teos Tatil köyü, seni bağlıyor ama..

Paraları alıp, keyifle yiyorsun..

Haydi para işini geçelim..

“O bir asker. Bir memur. Hem önüne sadece MHP davası gelmemiş ki. Dev-Genç, DHKP, tüm bu davalara da iddianame yazmış. Bir askeri savcı olarak hem hukuk hem de demokrat kimliğini korumaya gayret etmiş” diyor..

İfşaatı yapıyor..

Babasının önüne, gerçekten de, sadece MHP iddianamesi gelmemiş. MSP iddianamesi gelmemiş..

Aynı zamanda..

Dev-Yol davası da gelmiş..

Ama işin tuhaflığına bakın ki..

Tek kişilik direkt cinayet suçlaması olmayan MSP davası o tarihte açılmış, yargılama yapılmış, tutuklamalar sonrasında kişiler beraat etmişler..

MHP davasında, büyük oranda benzer sonuç çıkmış.

Ama..

333 kişinin ölümünden sorumlu tutulan Dev-Yol’cuların davasında..

Ne mi olmuş?

Söylersem gülersiniz..

Biraz gülün, “Objektif hukukçunun açtığı dava”ya..

Dava düşmüş!

Bir karar çıkmış, bozulmuş. İkinci karar çıkmış bozulmuş..

Nihayetinde, 2012’de tümü ile düşmüş..

Ne diyordu Tunç bey: “Hem hukuk hem de demokrat kimliğini korumaya gayret etmiş”.

Nasıl olmuş bu?

Milliyetçi insanları, haksız yere cezaevinde çürüterek.. Cezaevinde işkence yaptırarak..

Solcu teröristleri ise, dosyalarını düşürttürerek..

(YENİ AKİT)

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » »
Share
418 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...