logo

Tencere-tava, Taksim’de de Paris’te de hep aynı numara!


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

Piyanoyu, gösteri alanına getir..

Hani bir evden, diğer eve taşırken bile..

Aman zarar görmesin diye..

Büyük itina gösterilen..

Pedal ayarcısından tutun, akortçusuna kadar, ayrı ayrı uzmanlık alanları gelişmiş olan..

Piyanoyu al, caddenin ortasında bir yere getir..

Getirirken, göstericilerin arasından geç..

Polis barikatlarını geç..

Sonra meydanda, meraklılarına piyano çal..

Meydanda toplanan göstericileri, müziğe önem veren, sanatçı ruhlu insanlar olarak takdim et..

Aynısı 2013’te, Gezi isyanında Taksim’e getirilen piyano ile yapılmıştı..

Şimdi de..

Fransa’da tekrarlanıyor..

Maksat ne?

“Eylemler, gösteriler sivil” havası vermek..

Arabaların yandığı, kaldırım taşlarının yerlerinden sökülüp, çevrede ne kadar uygun malzeme var ise, yerlerinden çıkartılıp cadde başlarına getirilip barikatların oluşturulduğu.. Dükkanların camlarının indirilip, mağazaların içine girilip malların yağmalandığı fotoğrafları gizlemek..

Türkiye’de de numara aynı..

Fransa’da da aynı..

Tencere tava.. Hep aynı numara..

Fransa’daki olaylar sırasında, önünde küçük bir ayı maskotu ile, “duran adam” karşımıza çıktı..

Taksim’deki Gezi isyanı sırasında da, bir “duran adam” vardı..

Öyle ki, yoldan geçenler, “Acaba canlı mı?” diye dönüp dönüp, orasını burasını mıncıklamaya kalkarlardı..

Sonra öğrenildi..

“Duran adam”, canlı..

“Canlı” ama “hareketsiz..”

Mesaj bu..

Tıpkı, Gezi isyanındaki gösteriler gibi..

Gösterilerde her yeri kırıp döktüler..

Polis araçlarını yaktılar..

İtfaiye araçlarına bile zarar verdiler..

Hasta taşıyan ambulansları durdurup, lastiklerini patlattılar..

Belediye otobüslerinin camlarını indirip, sağına soluna illegal örgütlerin sloganlarını sprey boya ile yazdılar..

Adı da..

“Sivil gösteri” oldu..

Sanatçıların katıldığı..

Dizi oyuncularının kol kola girerek başı çektiği..

Barışçıl bir eylem..

“Niye biber gazı sıkıyorsunuz ayol. Biz size ne yaptık ki” sorgulamalarını hatırlıyoruz da..

Hipokrat yemini etmiş doktorların, biber gazı üzerine uzun tahlillerini, biber gazının insan sağlığına ne kadar zararlı olduğuna dair derin analizlerini, bugün dahi hatırlıyoruz da..

Yakılan polis araçlarını, devrilen ambulansları, indirilen cam-çerçeveleri çabucak unuttuk..

Hatırladıklarımız arasında..

Asla unutamayacaklarımız arasında..

Bir de..

Berkin var..

Ali İsmail var..

Sanki polisin şöyle alışkanlıkları varmış gibi!..

3 yılda, 4 yılda bir..

Sokaklara çıkıp.. İnsanları coplamak.. Kendiliğinden oluşan toplulukların üzerine gaz fişeği atmak.. Sonuçta da birkaç sivil insanı öldürüp, rahatlamak..

Yoksa..

Bunalım geçirmek..

Polisin böyle bir alışkanlığı olduğu için(?!)..

Gezi isyanında hiçbir illegalite olmadığı(?!) halde..

Tamamen polisin işgüzarlığı yüzünden..

Halkın üzerine biber gazı sıkıldı..

Gençler, hatta çocuklar öldürüldü..

Göstericilerin ise, hiçbir kusuru yoktu..

Verilmek istenilen, akılda tutulmak istenen tablo bu..

Meydanda çalınan piyanosu ile..

Meydandaki “duran adam”ı ile..

Türkiye’dekiler de aynı..

Fransa’dakiler de aynı..

Tencere tava.. Hep aynı numara!

Fransa’daki olaylarda, topluluk Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na doğru da yönelmiş..

Polis zar zor, grubun önünü kesebilmiş..

Gezi isyanı sırasında, olaylar Ankara’dan ziyade, İstanbul’da organize edilmişti..

Ankara’da Başbakanlık’a, Millet Meclisi’ne yürümeyi göze alamadıkları için..

Kıvırtması.. Başarısızlık halinde “Başbakanlık’ın basılması girişimini nerden uyduruyorsunuz, yok böyle bir şey” savunması daha kolay olacağı için..

Ankara’daki Başbakanlık yerine..

Çoğu kişinin pek bilmediği, İstanbul Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi basılmak istendi..

Başarılı olsalardı, sorun yoktu..

Yollarına devam edeceklerdi..

Başaramayınca, “Başbakanlık Ofisi’ni basma da nereden çıktı” diyerek, isyan hareketinin üstünü örttüler, masumlaştırdılar..

Tencere tava.. Hep aynı numara..

Fransa’daki gösteriler şimdiden 13-14 milyar avro zarara sebep olmuş..

Kimden çıkacak bu para?

Fransa’daki orta ve dar gelirlilerden..

Akaryakıt zammının geri alınmasını istediler.. Başarılı da oldular..

Ama eylemleri sürdürerek..

Kendi ceplerinden çıkacak paraların organizesini yapıyorlar..

Aynen Türkiye’deki göstericiler gibi..

Gezi isyanı başlarken % 4’lere kadar inmiş faiz.. Bugün % 24’lere çıkmış ise.

Bundan en büyük zararı, burdaki dar gelirliler görmüyor mu?

Fransa’da zarar 13-14 milyar avro..

Bizdeki toplam bilançoyu, henüz kimse hesaplamadı..

Tencere tava.. Hep aynı numara!

(YENİ AKİT)

Etiketler: » » » » » » » » » »
Share
439 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...