logo

Taşlar bağlanmış, köpekler serbest!


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

Bir atasözümüz var..

“Taşları bağlamışlar, köpekleri serbest bırakmışlar!”

Günümüze ne kadar da uyuyor..

Kayseri’de sokak köpekleri iki liseli gence saldırıyor.

Birisini öldürüyor.

Taş dedi isek, kalkıp da köpeğe taş atacak değiliz.

Köpekleri etkisiz hale getirecek olan belediyeye bakıyoruz..

“Elimiz kolumuz bağlı, bizim yetkimiz yok” diyor..

“Taşların bağlı, köpeklerin serbest olması” atasözünün, bir defa daha hayatımızdaki gerçeği ile karşılaşmış oluyoruz..

Somut örnek bir tane, iki tane ile sınırlı değil..

Her alanda, onlarca örneği ile karşı karşıyayız..

Her alanda havlayanlar serbest.. Isıranlar serbest..

Tedbir alacak olanlar, müeyyide uygulayacak olanlar bağlı..

Buyrun somut bir örnek daha..

İki ay öncesinde, “Bir ay sonra iflaslar zirve yapacak” diye ahkam kesen bir Sözcü yazarı (Murat Muratoğlu), söylediği bir ay geçmiş.. Ardından bir ay daha geçmiş.. Müjdelediği iflasları biz beklerken..

Bakın o hangi moda geçip, yalanlarını, sahtekarca yazılarını sürdürmüş:

“Halkın parasıyla halka sadaka!”

Neyi kastediyor, “iflasların artacağını müjdeleyip, şimdi tornistan eden” Sözcü’nün sözde ekonomi yazarı?

Aynen şunu.. Kendi ifadeleri ile aktarıyorum:

“Seçim öncesi anketler kötü geldikçe hükümet can havliyle kime ne vereceğini şaşırmış durumda.”

Düne kadar, asgari geçim idi, vatandaş ne ile geçinecekti, emeklilerin imkansızlıkları idi, boy boy dert defteri açan bu adamı, sokakta yakalasanız, yüzüne tükürmez misiniz?

Tükürmeniz gerekir..

“Hükümet, kime ne vereceğini şaşırmış”mış..

Ne güzel işte..

Dar gelirliler, bayram ediyor..

Sabit gelirlilere imkan kapıları açılıyor..

Niye rahatsızlanıyorsunuz ki?

Tepkimi aşırı mı buldunuz?

Yazının devamından haberiniz yok da onun için..

Aktarmaya devam edeyim:

“Vergi indirimleri, sigorta primleri, futbol kulüpleri, aflar, barışlar gırla gidiyor. Şimdi de elektrik yardımı, esnaf kredileri, kredi kartı borçları… Nasıl olsa devletin parası…”

Haydaaa..

“Bu hükümet dar gelirlileri düşünmüyor, zenginlere veriyor da veriyor” diyenler..

Hatta..

Zenginlerden zılgıt yerler diye..

Bu söylemi de terkedip, “Bu hükümet iş bilmiyor. Beceriksizliği yüzünden sabit gelirliler geçinemiyorlar..” diyenler..

Şimdi..

İşverenlere vergi indirimleri.. Prim teşvikleri..

Sosyal destek alanlara elektrik yardımı, esnafa kredi yardımına karşı çıkıyorlar..

Resmen havlıyorlar..

“Nasıl olsa devlet parası” imiş..

Hoştun ordan..

Yönetimdekiler ülkeyi idare etme noktasında, sizin iddia ettiğiniz gibi beceriksiz iseler..

Devletin parasını nerede bulacaksınız ki, dar gelirliye de dağıtasınız..

Kötü yönetilen bir ülkede, devletin parası olur mu ki..

Evine ekmek götürme derdinde olan işsizlere elektrik yardımı yapabilesiniz..

Meydanı boş bulmuşlar..

Atıyorlar da atıyorlar..

Bu da aynı hokkabazın yazısından: “Ülkede 132 milyar liralık kredi kartı borcu var. Bu meblağ Ziraat Bankası’nın boyunu aşar. Aşar da ne olur? Görev zararı yazar. Merkez Bankası da para basar…”

Dansözlük nasıl?

Yönetim açıklama yapıyor..

İcra takibine düşmeyen kredi kartı borçluları için, Ziraat Bankası düşük faizle (Faize bulaşmayın derim ama.. Bulaşmış olanların kurtulmaları için de, böyle bir imkan tanınmış ve yüksek faizin sarmalından kurtulmak isteyenlere bir kapı açılmış ise, bu vesile ile bu haramdan külliyen kurtulun derim..) bir çıkış yolu göstermiş ise..

“Bu Ziraat Bankası’nın boyunu aşar” da ne oluyor?

Aşmıyor ki..

Vereceklerini söylüyorlar..

Seni ne rahatsız ediyor?

Ki..

Hemen devamında da..

“Para basar, görev zararını telafi ederler” çamurluğunu yapıyorsun..

“Görev zararı” dediğin şey, senin zemin hazırlamaya çalıştığın CHP döneminde olur..

Ziraat Bankası’ndan tutun..

Halk Bankası’na, Vakıflar Bankası’na kadar.. Tüm kamu bankalarının, eski iktidarlar dönemindeki “görev zararları”na bakın..

Bir de bugün…

Kamu bankalarının kâr üzerine nasıl kâr ettiklerine bakın.

Bir yılla sınırlı değil.

İki yıla özgü değil..

Yıllardır, kamu bankalarının tamamı, “görev zararı” nedir bilmeden çalışıyorlar..

Ama bu utanmaz adamlar..

Yazdıkları için kimseye bir hesap vermedikleri için..

Ne savcısı..

Ne hakimi..

Ne yöneticisi..

Bunlara tek kelime etmedikleri için..

“Üüüürü üüü” diye ötüyorlar..

Her şeye, “Hav hav hav” diye havlıyorlar..

İşte bir ciyaklama ifadesi daha:

“Olay makarnadan elektriğe döndüğüne göre, oyları bayağı bir düşmüş herhalde! Tam 16 yıldır iktidarda olan partinin seçime 3 ay kala kredi kartı borçlularını düşünmesi… Nedir Türkçe meali? Bildiğin seçim rüşveti!”

Ben de bu maydonoza tersinden sorayım:

Bu kadar yalan. Bu kadar dolan. Bu kadar sahtekarlık yaptığınıza göre. Açık açık çarpıtmalar yaptığınıza göre.. Sırça köşklerinizden çıkıp, sokakta bir dar gelirli ile karşılaşsanız, yüzünüze tükürecekleri kadar hainliğe imza atarak, işçi-memura getirilen kolaylıklara karşı çıktığınıza göre..

“31 Mart sonuçlarını şimdiden gördünüz de, siniriniz bundan mı kaynaklanıyor?”

**

Aynı adamın, bir gün önceki yazısı ne idi biliyor musunuz?

Başlığı veriyorum:

“Koca ülkede bir İzmir grevde!”

İşçiler grev yapıyor..

Hani hak ya..

Bunlar da işçiden yana ya..

“Koca ülkede niye sadece İzmir’de grev var” diye, onun da sorumluluğunu hükümete yıkıyor..

“Senin ana­yasal bir hakkın var; Grev! Kullana­biliyor musun? Hayır! (..)Koca ülkede sadece İzmir’de kullanıla­biliyor” dedikten sonra da:

“Yıllardır İzmir Belediyesi dışında ‘grev’ duymadım. ‘Nasıl izin verildi ona’ diye soracağım ama sebebi belli… İzmir olunca, Hükü­metin bakış açısı değişiyor anında… Hele seçim yakla­şınca!” diyor..

Onun yazısı daha matbaadan çıkmadan..

Cumhurbaşkanı, seçim öncesinde bu grevle ilgili sorunlar olduğunu görüyor..

60 gün erteleme veriyor..

Bu hokkabazın tüm artniyetli anlatımları..

Kasten İzmir’de greve izin veriliyor algısı oluşturma çabası, boşa çıkıyor..

Bunlarda bir utanma emaresi görülüyor mu?

Mümkün değil..

Anında yalanlansalar bile..

Yüzlerine tükürülse bile..

“Yarabbi şükür” der, yollarına devam ederler..

(YENİ AKİT)

Etiketler: » » » » » » » » » » » »
Share
444 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...